Akıl Alayım Derken...

Günlerce süren bir küskünlük içindelerdi, evin içerisinde göz göze gelmemek için adeta köşe kapmaca oynuyorlardı. İçten içe birbirlerine konuşuyorlardı “Bunu dememeliydin, bunu yapmamalıydın, defalarca seni bu konuda uyarmıştım, en mahrem konularımızı bile açıyorsun ya pes! Her zaman ki gibi kafanın dikine gidiyorsun, ne desem, ne kadar uyarsam boş..” diyordu biri.

Diğeri ise “Yine alınganlık dönemindesin, erkeğin alınganı da pek çekilmezmiş..dediysem dedim,olmuş bitmiş, sanki ne olacak biri annem, diğeri de en yakın arkadaşımdı, sorunu çözmek için danışmıştım..” diyordu...

Sıkça yaptığı hatasının üzerine yine bir hataya daha kalkıştı... Kocasıyla yaşadığı bu sıkıntıyı arkadaşına anlattı. Oysa sorun da zaten buydu, kocasıyla yaşadıklarını başkasıyla paylaşılmasıydı, en mahrem konuları bile...Yine her şey kocasının kulağına gitti, artık kocasının ona hiçbir güveni kalmamıştı. Bütünüyle sarsıldı... Yuva sallantılı bir durumda...

Genelde kadınlar bir sıkıntı yaşadıklarında ilk yaptıkları hata telefona sarılmaktır. İkinci ve en tehlikeli olan hata ise internette hiç tanımadığı insanlarla paylaşmaktır.

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte kadınlar dert anlatımını, sırf aynı siteyi, aynı tanınmış birini beğendiği için, hiç tanımadıkları adama, hiç tanımadıkları bir kadına sosyal medya aracığıyla anlatmaya başladılar. Velev ki üzüntülü, sıkıntılı anınızda sosyal ağlarda tanımadığınız bu kişi dini sözler de paylaştı mı hemen güven duyuluyor...Oysa dini sözler yazması ya da paylaşması güvenilir olduğunu göstermez. Buradan aldıkları danışmanın sonucunda kadın çıkmaza girerken, adam karısının bu yazışmalarını yakaladığında evlilikleri tehlikeye giriyor.

Ne yapacağım peki, biz kadınlar hiç mi derdimizi arkadaşımıza, ailemize paylaşamayacağız, anlatamazsam valla kanser eder bu süreç beni... Sıkıntılarımızı güvenilir arkadaşlara paylaşmak insanı handikapa sürükleyecek birçok problemlerden korur. Fakat sadece bir sosyal ağda sizinle aynı siteyi , aynı yazarı beğendiği için, aynı düşünceye sahip olduğunuzu düşünüp o esnada hiç tanımadığınız bir erkeğe nasıl da kendi özel mahremiyetiniz açabiliyorsunuz, nasıl da güvenebiliyorsunuz?

Önceliğinizi güvenilir bir uzmana vermeniz sizin yararınıza olur. Eğer böyle bir imkanınız yoksa da gerçekten çok güvendiğiniz, sizi tanıyan bir arkadaşınızla paylaşırsınız. Ama anlatırken de anlattığınız kişinin (nişanlı, koca, kayınvalide, kayınbaba,..) kişiliğine, onuruna zarar verecek, onun saygınlığını, itibarını azaltacak, onun zayıf yönlerini ortaya çıkaracak anlatımlardan kaçınmalısınız. Danışmadaki amacımız çözüme kavuşturmak, çözümsüzlüğe değil. Söylediğiniz sözler yüzünden sıkıntı yaşayabilirsiniz, imtihan olabilirsin sonrasında da bu anlatımdan dolayı utanıp pişman olabilirsiniz.

Ve yine bir bakarsınız o çok güvendiğiniz arkadaşınız, sizin kocanız ile ilgili anlattıklarınızı farklı bir anlatımla gidip kocanıza (veya kocanızın, nişanlınızın akrabalarına, arkadaşlarına..) anlatabilir, sonra siz yuvanızdan(nişanlınızdan) olurken, o da size hiç bir şey yapmamış gibi ya sizi felakete götürecek akıllar vermeye devam eder ya da elinizden kocanızı(nişanlınızı) alabilir, güveneceğiniz insanlara dikkat edin. Yuva yıkanın yuvası olmayacağına inanıyorsak ve yuva yıkan kadının gözümüzde haysiyetsiz bir kadın olduğuna hemfikirsek, buna sebep sizin anlattıklarınızın olmamasına da dikkat etmek gerekiyor. Yuvanızda bir sıkıntı olduğunda hemen telefona sarılmak veya sosyal ağlarda sırf aynı kişiyi beğendiğiniz için hiç tanımadığınız birine anlatmak yerine, eşinizle empati yapmaya, tatlı dil uslubuna sarılın..

Yine boşanmış çiftlerinde , ayrılan nişanlılarında veya evlilik için görüşmeye gidip karşısındakinden elektrik alamayanlarında sık yaptığı hatalardan biri ne yaşadılarsa, ne konuştularsa her şeyi ulu orta dökmeleri. Evliliğiniz(veya nişanlılığınız) bitti diye her şeyi anlatmak mı zorundasınız? Bence bir kadın veya bir erkek, bitmiş bir evlilikte, nişanlılıkta ne yaşandıysa ortaya döküp, karşıdakinden öfke duyup kendisine acımamıza sebep oluyorsa o kadından, o erkekten kurtulduğuna şükür etmiyor, aslında ayrıldığına pişmanlıklar yaşıyor içinde. Bu pişmanlığı da bu duyguyla bastırmaya çalışıyor.

Tanıdığım bir kadın kocasından ayrıldığını anlatıyordu toplum içinde, arkasından da epeyce kelam ediyordu. Evli kadınlara da boşanmayı cazip göstermeye çalışıyordu “ona sarılmaktansa yastığa sarılmaya tercih ederim, vallaha hanımlar böyle daha iyiymiş, ne hesap soranım var, ne hesap verdiğim, alıyorum nafakamı , istediğimi giyiniyorum, istediğim yerde yemek yiyorum” diyordu... Aradan 1 yıl geçti bunalıma girdi, hıçkırıklarla ağlamaya başladı “beni affetsin, bir daha onunla evlenmek istiyorum, en kötü yuva bile yuvasızlıktan iyiymiş bunu öğrendim ” dedi ama nafile, adam başkasıyla evlenmişti.

Sizi en iyi bilen Allah’tır, önce yardımı Ondan dileyin. Sırf aynı sayfayı beğeniyorsunuz diye tanımadığınız bir insana da sıkıntılarınızı anlatmayın.

Gülnur özdemir

glnrozdemir@gmail.com

 

 


Bunlar da ilginizi Çekebilir

5 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz