Bırak Artık Şu Aşk Acısını!

yarım elmaZaman geçiyor hele de evlenemeyenler için daha da hızlı geçiyor. Malum evlenmek için bir çabanın içindeyiz. Uzun süreli bekar olanların bir kısmında biraz deşeleyince eskilerden birilerini unutamamak, ona takılı kalmak hatta hala onu bekliyor olmak çıkıyor.

Vakti zamanında birbirinizi sevmiş olabilirsiniz. Ya da tek taraflı bir şey yaşanmış olabilir. Hatta platonik sevdiniz, haberi bile olmadı. Tam evlenecekken ikinizin haricinde sebepler çıktı ve evlenemediniz. Onunla kurduğunuz hayaller bir çırpıda gitti havaya. Bu saydığım her bir olay yaşanması zor süreçler. Sadece yaşayanın bileceği duygular.

Sevmek insana verilmiş en büyük nimet. Öyle ki sevebilmek çok yüce bir duygu. Hissetmek, düşünmek hayal etmek…

Cüz’i iradenle istemek… İşte burada sen istesen de Külli irade istemeyince başlıyor dokuma tezgahı.

Başlıyor imtihan, başlıyor gözyaşı döktüğün geceler, başlıyor hasret, başlıyor yüreğindeki yangın, başlıyor içindeki kargaşa…Aşağıdaki duygu süreci işlemeye başlıyor.

Önce kızgınlıkla birlikte pişmanlık başlıyor. Bu aşamada herkese kızabilir insan, başta gönlünü kaptırdığı kişi’ye, arkadaşlarına, yakınlarına, kullandığı eşyalara, kızar da kızar…

En son kendisine kızar insan. Sonra pişmanlık duyar, kendisini suçlar, hayıflanır, düştükçe kalkmaya çalışır. Her seferinde sanki yüreğine bıçak saplanıyormuş gibi olur.

Bir daha sevemem demeye başlar… Tekrar yara almaya cesareti yoktur. İncinmek istemez. Risk almaktan kaçınır, adım atamaz.

İşte bu duygu…Risk alamamak

Gerçekten sevdikten sonra tekrar sevemeyeceğini düşünmek… Bu hale kendisini kaptıran kişi, yıllar geçer de bu kaostan çıkamaz. Girdiği girdap da sürekli en son sevdiği kişi’yi düşünerek, olayları tekrar tekrar tahlili ederek vakit geçirir.

Yaşı ilerlemiş, evlenmeyen, evlenemeyen kişilerin bir çoğunun geçmişinde böyle bir hikaye yatar. Hepsini kast etmiyorum tabiî ki… Çok çekingen olabilir, kariyeri, bitmeyen okulu, idealleri vs vs. Ayrı ayrı sebepler olabilir.

Yalnız aşk acısı çekenlerde genel halde sonraki kararları oldukça etkiler… Risk alamamak. Önüne dünya güzellerini, kariyerlilerini, seveceği tüm özellikleri üzerinde toplayanları getirirler de tıkanıp kalır.

Kimse istemez sevdiğini kaybetmek ve ayrılmak. Fakat Allah'u Teala Hz.leri başımıza bir şeyler veriyorsa biraz durup düşünmek ve hayırlı sonuçlar çıkartmak gerekir.

Bu yazım hala unutamayanlar ve hayatlarında evlilik kararı alamayanlar için. Artık kaybedecek vaktiniz yok. Takılı kaldığınız konuyla yüzleşin artık. Kırıntı dahi varsa aşağıdaki tavsiyelere kulak verin.

Öncelikle yaşadıklarınızı, hatıraları silmek o kadar kolay değil, kendinize haksızlık etmeyin. Bu süreç geçmesi gereken bir zaman dilimi. Geçici. Sadece zamanla alakalı. Bu zamanı daha kısaltmak için aşağıdaki önerilere kulak verebilirsiniz. Aşağıdakileri hâlâ yapmadıysanız acele edin ve yapın.

-Telefon numaralarını, fotoğrafları, adres, iletişim bilgilerini vs. hepsinin hemen silin.

-Gelen aramalara, e postalara vs. cevap vermeyin.

-Karşı tarafı hatırlatacak her şeyi ortadan kaldırın ve başkalarına verin.

-Yeni zevklerinizi, el becerilerini keşfedin, sanatsal faaliyetlere katılın.

-Yolculuk yapın, yeni insanlar tanıyın, sizden daha dertli olanları dinleyin.

-Geçmişi düşünmeyin, aslında şöyle yapabilirdim? Suç bendeydi? Arasam mı? Mail atsam mı? Yanlış anladı sanırım… Sakın bu sorulara cevap aramayın. Aklınıza gelirse hemen soruları göndermeye bakın. Bu soruların içine girerseniz size yanlış yaptırabilir.

- Özellikle size olumsuz ifadeler kuracak, sizi bolca eleştirecek kişilerden uzak durun.

- Bu süreci hayırlısıyla atlatmak ve gönül ferahlığı için dua edin.

- Huzur evi, çocuk esirgeme kurumu gibi yerlere ziyaret edin.

-Giyiminize, süsünüze her zamankinden daha bir dikkat edin.

-Kendinizi veya karşı tarafı suçlayıp durmayın. Ne kendinize ne de karşı tarafa haksızlık etmeyin...

Bir süre sonra hem kendinizi, hem karşı tarafı af edin ki ruhunuz hafiflesin, gönlünüz zincirlerini kırsın.

-Sakın “kimse beni anlamıyor” diyerek kendinizi daire içine almayın.

-Yıllar geçse de onu arkadaşlardan veya sosyal medyadan takip etmeyin, hesaplarını engelleyin. Görmek ve duymak duyguları canlı tutabilir.

-Unutmayın ki hayatta bunları yaşan tek kişi siz değilsiniz.

Şimdi yukarıdaki tavsiyeler açıkçası ilk zamanlar için geçerliliğini korur. Ama yıllar geçmiş de hâlâ geçmişle bitmeyen hesabınız varsa hesabı kapatın.

O kişi evlendi çocuğa kavuştu bile. Gününü gün ediyor, siz kendinizi düşünün. Geçmişe takılı yaşamak sadece size zarar verir. Üzerinizdeki örtüyü kaldırmanın zamanı gelmedi mi?

 


Bunlar da ilginizi Çekebilir

3 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz