Cinsel İstismara Karşı Mahremiyet Eğitimi

Ebubekir_ErtemGündeme acı bir şekilde düşen Irmak Bebeğin mağduriyeti hepimizin yüreğini dağladı. Bu insanlık dışı durumu gerçekleştiren sapık katil nasıl cezasını bulması gerekir sorusuna herkes bir katkıda bulunuyor. Ancak vaziyet "çocuk" cephesinden hiçte kolay değil. Çünkü yaşamda bu tür sapıklar hala kol gezebiliyor. Çocuğun bu tür sapkınlıklara yem olmaması adına biz ebeveynlere düşen neler var bunları paylaşmak istiyorum.

Öncelikle adına ne denirse densin, istismarın her çeşidine karşı bizim dikkat etmemiz gereken nokta "Mahremiyet Eğitimi" olmalıdır. Cinsel istismar, pedofili ve bilumum sapıklıklara karşı mücadele de çocuklarımıza Mahremiyet Eğitimi vermemiz gerekiyor..

Mahremiyet Eğitimi ne zaman başlar? Mahremiyet eğitimi anne karnında başlar. Çünkü "mahremiyet eğitimi hislerin eğitimidir" der Pedagog Adem Güneş. Eğer anne olumsuz hislerle dolu bir gebelik yaşadı ise bu çocuğa da sirayet ederek onun hislerine ve davranışlarına etki edecektir. Eşinden duygusal destek alamayan bir anne belki de daha dünyaya getirmediği çocuğuna karşı olumlu bir şey hissedemeyecek, "keşke dünyaya gelmese" gibisinden düşünceler ile doğmadan çocuğa olumsuz hisler bulaştıracaktır.

Çocuğun konuşmaya başladığı, sizinle karşılıklı iletişim kurabildiği dönemde ise Mahremiyet Eğitimi; çocuğu karşınıza alıp bak bu kişilerden sakın şeker alma, bu kişilere çağırsa da gitme, çığlık at tarzı bir öğretme değildir.

Her çocuğun savunma mekanizması farklı farklıdır. Ve her insan ille de kötü niyetle çocuğunuza yaklaşmayacaktır. Eğer siz "sana yaklaşana çığlık at" veya "sana ne verirlerse versinler alma" derseniz bu çocukta sosyal fobi ve güven sorunu oluşturabilir. "Bidakka ya yaşam ne kadar güvensiz ve sorunlu bir yer. Ben ondan korkayım, bundan kaçayım, buna pas vermeyeyim, bununla konuşmayayım... Peki ben insana olan güven ve iletişim ihtiyacımı nasıl geliştireceğim?"

Hayır, çocuk mizacı gereği kolay iletişim kurabiliyorsa buna engel olmak ona zarar verir. Taciz kaygısı ile kolay iletişim kurabilen çocuk kaygılandırılırsa sosyal fobi, korku gibi psikolojik sorunlar oluşabilir. Çocuk hayatı öğrenmek için, keşfetmek için, merak duygusu ile yaptığı hamleleri baskı ve zorlama ile engellendiğinde kendi içinde patlamalara sebep olabilir. Ve bu patlamalar anne babanın sözünün tesirini de yitirmesine sebep olur.

Pekala nasıl olmalı? Hislerini yönetebilme, kendini ifade edebilme, güven duyabileceği bir ortamda birey olarak kendi mizacını ortaya çıkarabilme imkanı sağladığınız çocuk; kendi iç mekanizması ile doğruyu ve yanlışı hisleri ile ayrıt edebilir. Pedagoji bu duruma "Temel Davranış Refleksi" diyor.

Temel davranış refleksi dediğimiz refleks ile çocuk kendisine sokulan kötü niyetli kişinin nefes alış verişinde ki ritim bozukluğundan, gözlerinde ki yalancı sevgiden, sesinde ki alaycı titremeden fark edip savunma mekanizmalarını devreye sokabilir. Bu savunma mekanizmaları çocuktan çocuğa değişen; bazen bağırmak, bazen tükürmek, bazen ısırmak, bazen kaçmak, bazen ittirmek, bazen çığlık atarak kendini koruma altına almaktır..

Geçenlerde parkta oturmuş kızımı gözlemlerken koluma bir arı konmuştu. Ve bir anda otomatik refleks ile arıyı kolumdan atmaya çalıştım. Ancak koluma konan bir uğur böceği ya da kelebek olsa sanırım aynı tepkiyi göstermezdim. Her iki tepki de benim koluma konan bu canlılara karşı kendiliğinden geliştirdiğim "temel davranış refleksi" olmaktadır. Bu canlılar ile alakalı bir eğitim almadım. Hiçbir büyük beni karşısına alıp "Bak Ebubekir yavrum bu bu bu canlılar koluna konunca şu şekilde kolunu savur ki sana zararı dokunmasın. Şu şu şu canlılarda koluna konarsa onlara merhametle bak, onlarda ki yaratılış mucizesini seyret emi." diye tembihlemedi.

Ben bu davranışı belki çocukken anne babamdan, sokakta bir komşudan, parkta ki bir büyükten kısacası çevremden modelleyip arıya-kelebeğe-sineğe-uğur böceğine karşı bu tepkileri nasıl içselleştirdiysem, Mahremiyet Eğitimi de bu şekilde korkutmadan kaygılandırmadan verilmesi ve içselleştirilmesi gereken bir eğitimdir..

Bunun içinde doğumla birlikte özellikle okul öncesi dönemde Mahremiyet Eğitimi ile alakalı dikkat edilmesi gereken hususları şöyle özetleyebiliriz:

- Çocuk anne çıplak-çocuk çıplak ya da baba çıplak-çocuk çıplak duş'a girip banyo yapmamalı. Anne üzerinde kıyafetleri ile çocuğu banyo yaptırmalı.

- 4 yaşından sonra iç çamaşırı olmadan banyo yaptırılmamalı.. Bir mayo ya da iç çamaşırı, şort vs ile çocuğun mahrem bölgesi kapalı olmalı, o bölge yıkanırken çocuktan izin alınmalıdır. Örneğin: "Yavrum izin verirsen özel bölgeni sabunlayacağım, kızım müsaade edersen şimdi poponu sabunlayacağım" denilebilir.

- Çocuğun dudağından/boynundan/poposundan derin derin nefes alıp verilerek kesinlikle öpülmemelidir..

- Bakıcı (anne-baba-abla-teyze-her kimse) dışında her önüne gelen çocuğu tuvalete götürmemeli.. Çocuk kendi başına tuvalet ihtiyacını giderebilme alışkanlığı kazanana kadar sadece bir bakıcı ile bu özel ihtiyacını gidermelidir.

- Birden fazla çocuk tek bir tuvalete sokulup, çıplak ve birbirlerini görür vaziyette tuvalet ihtiyaçları giderilmemelidir. Özellikle okul öncesi eğitim kurumlarında denk geldiğimiz "birbirlerinde ne var ne yok merak etmesinler" diye böyle yapıyoruz denilen durum mahremiyete zarar verir. Çocuk buna hazır olmadığı için bir anda şaşırabilir, farklı merak duygularını da tetikleyerek içinden çıkılamaz bir hâl alabilir. Bir başkası da aynı çıplaklığı yanında gösterdiğinde çocuk rahatsız olmayabilir veya neler olduğunu anlayamayabilir.

- Kreş, anaokulu vb. yerlerde çocukları ayakta yan yana dizilip, araya ince bir tahta ya da plastik parçası koyup da adına tuvalet dedikleri yerlerde, çocukların tuvalet ihtiyaçları giderilmemelidir.. Tuvalet her çocuk için özel bir bölgeden, kapı ve duvarlardan oluşur. Bunun dışında ki fiziksel ortamlar mahremiyete uygun değildir.

- Terleyen ya da üzeri kirlenen çocuk, bakıcı (öğretmen-ebeveyn-abla-teyze vs.) tarafından arkadaşlarının arasında soyulup üzeri değiştirilmemelidir. Ayrı bir odaya alınarak bu değişiklik gerçekleştirilmelidir.

- Çocuğu öperken izin almak gerekir. Çocuk izin vermediği zaman öpülmeyip; "sen izin vermezsen sana dokunulamaz" mesajını çocuğun bilinç altına yerleştirmiş oluruz..

- Çocuğun odası 4 yaşından sonra ayrıldığı vakit, odasına girip çıkarken mutlaka izin alınmalı, kapısı kapalıysa kapısı tıklatılmalıdır.. Yanlışlıkla içeri girildiğinde hemen yüz çevrilip özür dilenerek oda terk edilmeli, izin alınarak tekrar girilmelidir.

- Ebeveyn üzerini değiştirirken çocuk arkasını dönmeli ya da odadan çıkmalıdır. Annesiyim babasıyım diye düşünmeyip bu alışkanlığın evrensel bir alışkanlık olması gerektiği, anne baba yakın akraba ya da herhangi bir kimse de olsa kişiye özel böyle bir durumun çocuk tarafından seyredilmesinin mahremiyete zarar verebileceği unutulmamalıdır.

- Çocuk üzerini değiştirirken, sadece üzerini değiştiren ebeveyn(mesela anne) kalmalı diğer ebeveyn(mesela baba) de arkasını çocuğa dönmeli ya da odayı terk etmelidir..

- Erkek çocuk babası-abisi-amcası-dayısı vs. ile güreş yaparken kolu bacağı zorla sıkıştırılıp, kurtulamaz hale getirilmemelidir. Aksi takdirde kendinden büyüklerden benzer durumlarda "ne yapsam kurtulamam" hissi oluşmakta ve taciz anında korku ile teslim olmaktadırlar..

- Çocuk kendini sevdirmiyor diye çikolata-tablet-telefon-yiyecek-içecek ile kandırılıp zorla sevilmemelidir. Aksi takdirde yabancı da bunlarla yaklaştığında, çocuk yabancının kötü niyeti varsa bunu fark edemeyip teslim olmaktadır.. Nitekim bu tür tuzaklar istismarcıların en çok kullandığı yöntemlerdir.

- Çocuk tuvalet alışkanlığı kazandığı andan itibaren, taharet esnasında özel bölgesi silinirken "şimdi poponu/özel bölgeni/şuranı sileceğim yavrum" diye bildirim yapılmalıdır..

- 4 yaş öncesi çocuk banyo yaptırılırken, özel bölgeleri sabunlanırken "yavrum buranı yıkayabilirmiyim ya da şuan buranı yıkıyorum" diyerek özel bölgesine hassasiyet gösterilmelidir..

- Çocuk kız/erkek farketmez poposuna 1,5-2 yaş sonrası sevme maksatlı vurulmamalıdır.. Bunu yapanlara farklı sevme yolları ifade edilmelidir..

- Çocuk mıncıklanarak, ısırılarak, cimciklenerek önüne gelen her yerinden öpülüp sıkıştırılmamalıdır. Aksi taktirde çocuk sevme yöntemi olarak geliştirdiği bu durumu kendi akranlarına da uygulamaya çalışmaktadır. Bazen bu bilinçsiz istismara bile zemin hazırlamaktadır.


Bunlar da ilginizi Çekebilir

1 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz