Çocuğun Seviyesine Yükselmek

Ebubekir_ErtemGeçenlerde elime geçen bir pedagoji kitabında rastladım; “Çocuğun seviyesine inilmez yükselinir...” Bizim Radyo genel yayın yönetmeni Sevgili Mehmet Yaşar beyden duymuştum bu sözü. Devamında da yanlış hatırlamıyorsam demişti ki “Çocuğun bana verilişi, aslında çocuğun masum günahsız seviyesine yükselebilmem ve fabrika ayarlarıma dönebilmem için fırsattır.”

Çocuk Eğitiminde aslında kaçırdığımız noktalardan biri de bu sanırım. Çocuğu noksan, kusurlu, boş ve donanımsız bir varlık olarak görüyor, yükleniyoruz da yükleniyoruz. Mesela insan fıtrat nedir? Mizaç nedir? Bunları tanımlamakla işe başlayalım. Özetle bütün insanlarda barınan ortak özelliklere İnsan Fıtratı, bireyin sadece kendine ait olan özelliklerine de Mizaç diyoruz.

Eğer mizaç nedir bilmezsek, kalkar kendi çocuğumuza özgü davranışları çok sık başka bireylerle karşılaştırırız.

Çocuk Mevlana ruhlu, sakin bir mizaca sahip ama istiyoruz ki hoplasın zıplasın güreşsin. “Sen ne biçim erkeksin gelsene iki güreş tutuşalım” diyerek çocuğun mizacına saldırıyoruz.

Yahut çocuk Hz. Hamza ruhlu, o koltuktan o koltuğa zıplıyor. Ama bizim başımız şişiyor, ilgi ve alaka göstermeyip istiyoruz ki bir köşede sessiz sedasız otursun. Hâlbuki çocuğun mizacı bu, hareketli bu çocuk.

Kız çocuğu ise belki Hz. Aişe ruhludur; kıskanç, hareketli ama bir o kadar da öğrenmeye meraklı. Belki de Hz. Hatice ruhludur; mülayim, fedakar ve ağır başlı.

Sen şimdi mizacını bilmezsen yavrunun o zaman ister hiperaktif diyerek uyuşturucu ilaçlar ver. İster yaramaz, beceriksiz, mıymıntı diyerek çocuğu etiketleyip ömür boyu toplum tarafından dışlanmasına sebep ol.

Hayır hayır ebeveyn olarak biz çocuğun mizacını önce bir kabul etmeli, sonra da o mizaca uygun anne babalık yapmayı becerebilmeliyiz. Çocuk sakin ruhlu ise o ruhu muhafaza etmeli, hareketli bir ruha sahipse gene aynı şekilde o hareketliliği kısıtlamamalıyız.

*****

Şimdi dönüp kendimize bakalım; büyütmekle mükellef olduğumuz emanetlerimiz acaba kendi mizacı üzerine mi yetişiyor? Yoksa istediğimiz bir kalıp var ve biz o kalıba sokmak için mi uğraşıyoruz?

Genelde anne babalar çocukların ilgi ve yeteneklerini keşfetmek ya da mizaçlarına saygı göstermek yerine; kendi biçtikleri kalıplara çocukları sığdırmaya çalışıyorlar. O zamanda çocuğun kolu, bacağı, kulağı, gözü, kalbi, veya başka bir organı fiziken yada ruhen büyük yara alıyor.

Çocuğun mizacına göre davranmaya çalışınca mükemmel çocuklarınız olacak ya da mükemmel ebeveynler olacaksınız diye bir kaide de yok. Ancak çocuğun mizacına saygı göstererek çok daha iyi çocuklara sahip olacağınızı garanti edebilirim. Çocuğun mizacına saygı duymak sizi daha keyfili ebeveyn yapacak ve çocuklarınızdan daha fazla keyif almanızı sağlayacaktır.

Çocuğa rağmen anne babalık olmuyor. Tadına varılarak anne-baba olmanın yolu, çocukla işbirliği yapmaktan geçiyor. Çocuğun yaşı kaç olursa olsun, ciddiye alıp işbirliği yapınca; BAĞIRMADAN-AZARLAMADAN-YALVARMADAN anne-babalık yapmanın tadına varabiliyor insan.

İşte tüm bunlar aslında gene bizi başa götürüyor, çocuk eğitiminde çocuğun seviyesine inilmiyor aksine çocuğun seviyesine yükseliniyor.

facebook.com/EbabekirErtem

twitter.com/ebubekirertem

ebubekirertem@hotmail.com


Bunlar da ilginizi Çekebilir

1 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz