Çocuk Bilinçaltı ve Gıda Reklamları

Bilinçaltı artık hepimizin sıklıkla duyduğu bir kavram… Hareketlerimize, davranışlarımıza yön verdiği söyleniyor. Gerçekten de öyle. Bilinç buzdağının görünen yüzü ise bilinçaltı buzdağının görünmeyen kısmı.

Bir araştırmada iki arkadaş bir otelden alınarak taksi ile araştırmanın yapıldığı mekana götürülüyor. Kısa bir yolculuğun ardından araştırma mekanına varıyorlar. Onlara, ölmüş kürklü ve tüylü hayvanların içinin doldurularak satıldığı bir hobi dükkanı açılmak istendiği söyleniyor. Bu mağaza için bir amblem üretmeleri ve bir de slogan geliştirmeleri isteniyor.

Araştırmacılar, öncesinde bu deneklerin nasıl bir logo çizeceğini ve hangi sloganı üreteceklerini tahmin edip, deney başlamadan deneklerin bulunduğu masanın bir kenarına bırakıyorlar. Bıraktıkları kağıdın kendi amblem ve sloganları olduğunu söyleyip ona dokunmamalarını istiyorlar.

İki arkadaş kafa kafaya verip güzel bir amblem ve slogan üretiyorlar. Daha sonra bu amblem ve slogan deneyi yapanların tahmin ettikleri ile karşılaştırılınca % 90 benzeştiği görülüyor. İki katılımcı oldukça şaşırıyor. Deneyi yapanlarda ise şaşkınlık yok. Sizce deneyi yapanlar bunu nasıl sağlamış olabilir?

Yöntem basit. Araştırmayı yürütenler, otelden deneyin yapıldığı binaya kadar gelinen yolda bir dizi değişiklik yapıyorlar. Mağazaların vitrinlerine, billboardlara, duvar afişlerine, yoldan geçen insanların elbiselerinin üzerine, elinde dosya taşıyan insanların dosyalarının üzerine, binanın giriş kapısına oluşturulmasını istedikleri amblemin görsellerini ve sloganın kelimelerini yerleştiriliyorlar.

Sürekli aynı amblemi ve kelimeleri gören denekler bu çerçevede bir çalışma hazırlıyorlar. Ancak ilginç olan şu ki, denekler bu bahsettiğim çalışmaların hiç birini hatırlamıyor. Bilinçli olarak böyle bir şey gördüklerini hatırlamıyorlar. Ancak bilinçaltı bir kamera gibi her şeyi kaydediyor. Bu kayıtlar bizim seçimlerimizi etkiliyor.

Markette ürün alırken yaptığımız seçimleri, farkına varmadığımı düşündüğümüz reklamlar o kadar çok etkiliyor ki? Meyve suyu dediğimde aklınıza gelen ilk marka hangisi mesela? Neden o? Deterjan dediğimde aklınıza gelen ilk marka hangisi peki?

Reklamlar ve filmler göründükleri kadar masum değil. Bir yandan insanları bilgilendirme, eğlendirme amacı güden bu çalışmalar diğer yandan insanın bilinçaltını şekillendirmeyi amaçlıyor. 25. Kare tekniği gibi teknikler de kullanılarak insanın yaptığı seçimlere bilinçaltı teknikleri ile yön veriliyor.

Büyük firmaların iştahını kabartan üzerinde yönlendirme yaptıkları en temel kitle ise çocuklar. İnsan bilinçaltının en boş olduğu, bir sünger gibi emici olduğu dönem çocukluk dönemi çünkü. Bu dönemde çocuk, tüm gördüklerini, duyduklarını hızla bilinçaltına kaydediyor ve bu kayıtlar onun seçimini ve geleceğini etkiliyor.

Markete giden küçük çocuk “Baba bana dondurma al” demek yerine, “Baba bana A dondurması al” deyip bir marka ve o markanın bir ürününün adını söyleyebiliyorsa, marka çocuğun bilinçaltına kendini kazımış demektir. Türkiye’nin GSM operatörlerinden biri, reklamlarında hedef kitle olarak hep çocukları seçiyor. Neden sizce? Daha çocuklar küçükken kendi markalarını söyleyebilsinler ve markaları bilinçaltlarına kazınsın diye.

Büyük gıda firmaları da artık oyunlarını çocuklar üzerinde oynuyorlar. Şimdiden onların zihnine ektikleri tohumların gelecekte meyvesini yiyeceklerini çok iyi biliyorlar. Bu nedenle gıda konusunda çocuklarımızı eğitmek ve bilgilendirmek istiyorsak önce onların bilinçaltlarına sağlıklı bilgilerin girmesine dikkat etmemiz gerekiyor.

Dizilerde içki içilen bir sahneye defalarca şahit olan bir çocuğa içkinin haram olduğunu anlatmak daha zor olmaz mı? Film, çizgi film kahramanı buz gibi kola içiyorsa çocuğumuzu koladan uzak tutmak ne kadar mümkün olabilir? Önüne her geleni yiyen çizgi film kahramanları, çocuklara yemek yerken seçici olmayı nasıl öğretebilir ki?

Anne-baba olarak çocuklarımızı ve onların bilinçaltını çizgi filmlerin, reklamların ve dizilerin zararlarından korumak görevimiz. Bununla birlikte sadece korumak değil aynı zamanda onların bilinçaltına doğru hareketin nasıl olacağının tohumlarını da ekmemiz gerekiyor. Margarinli bir ürünü yememeyi tercih ettiğimizde bunu çocuğumuza da açıklayalım.

Çok susadığımız halde önümüze sunulan kolayı reddettiğimizde nedenini çocuğumuza anlatalım. Hatta gerçekte olmasa bile çocuğumuzun bilinçaltı doğru verilerle dolsun diye evde bu çeşit senaryoları biz üretelim. Baba bir gün kola ile gelsin, ya da anne komşudan getirsin ama aileden kimse içmeden o kola dökülsün.

Çocuğumuz onların zihnine ektiğimiz bu görüntüler sayesinde önemli olanın açlık, susuzluk ihtiyacını gidermek değil, bu ihtiyacı sağlıklı yoldan gidermek olduğunu öğrenecektir. Kendisi de yeri geldiğinde çok beğendiği bir tadı, sağlık gerekçesi ile reddedebilecektir.

‘Ağaç yaşken eğilir’ demiş atalarımız. Çocuklarımızda sağlıklı bir beslenme ve helal-haram bilincini geliştirmek bu nedenle görevimiz. Bunun içinse yapacağımız iki temel iş var: Onları bilinçaltlarını dolduran yanlış bilgilerden uzak tutmak ve gıda seçiciliği konusunda örnek olaylarla onların bilinçaltlarına doğru görüntüler göndermek.

Mehmet Teber

Psikolojik Danışman&Pedagog

m.teber@yahoo.com

 


Bunlar da ilginizi Çekebilir

10 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz