Doğum Korkusunu Yenmenin Yolları

bebek

Çoğu kadında farklı nedenlerle yaşanan ortak duygunun adıdır doğum korkusu. Günümüzde pek çok anne adayı bebeğinin dünyaya geliş şekli ile ilgili endişe taşıyor. Özünde hemen hepsi normal yollarla gerçekleşecek bir doğumu tercih etse de zaman ilerledikçe korku ve kaygılar başlıyor. Bilinçsizce anlatılan olumsuz doğum hikayeleri ya da geçmiş doğumlarda yaşanan olumsuzluklar bu korkuların temel nedenlerini oluşturuyor.

İnsanoğlu milyonlarca yıldır doğuyor, doğuruyor. Doğum anının bu doğal sürecin bir parçası olduğunu kabullenen anne adayları bu tip korkulara prim vermez. Fakat yukarıda saydığımız durumlardan bazılarını yaşayanlar duydukları, gördükleri ya da okuduklarından son derece etkileniyor ve ne yazık ki hamilelikleri boyunca tedirgin bir ruh haliyle yaşıyor. Kimi anne adayı bebeğini kaybetmekten kimi anne adayları da kendilerine bir şey olmasından korkuyor.

Bu korkularla başa çıkmanın yollarını ve normal doğuma nasıl hazırlanılması gerektiğine dair her şeyi Emsey Hospital Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Esra Can Çetin ile konuştuk.

 

DOĞUM YAPMAMIŞ KİŞİYE OLUMSUZ DOĞUM HİKAYESİ ANLATMAYIN

 

Kadın Hast. ve Doğ. Uzm. Op. Dr. Esra Can Çetin doğum yapmamış kişilere, acı ya da olumsuz tecrübelerin anlatılmaması gerektiği yönünde uyarıyor. Bu tip hikayelerin anne adayının hem zor bir hamilelik hem de zor bir doğum süreci yaşamasına sebep olduğunu belirten Dr. Esra Can Çetin, anne adaylarına da bu tarz yaşanmışlıklara kulak vermemelerini öneriyor ve ekliyor: “Doğum konusundaki ‘bilgi kirliliği’ de korkuya zemin hazırlar. Doğum ağrısının çekilebilecek ‘en büyük ağrı’ olduğunu duyan anne adayının bundan korkması doğaldır. Oysa doğum ağrısı doğal bir sürecin parçasıdır ve bir ameliyat, hastalık, kaza, travma, yara ağrısından bambaşkadır. Doğumdan sonra hemen ağrı biter ve hızla anneliği yaşamaya başlarsınız. Bazı anne adayları ise ağrıdan çok ‘kanama’ olabileceği, doğumda ‘kesilip dikiş atılabileceği, yırtılmalar olabileceği’ gibi durumlardan dolayı korktuğunu ifade eder. Epizyotomi dediğimiz ‘doğum kesisi’ sizin ve bebeğinizin güvenliği için doktor tarafından açılan kontrollü bir kesidir ve bu bölgede yara iyileşmesi vücudumuzdaki diğer bölgelere göre hızlı olur. Sonraki doğumlardan korkanlar genelde ‘ilk doğumları zor geçmiş’ anne adaylarıdır ki sonraki doğumların ilkinden daha kolay geçtiği bilinen bir gerçektir.”

 

NORMAL DOĞUMDAN KORKAN HER GEBE SEZARYENE ALINIR MI?

 

Normal doğumun gerçekleşmemesi için hiçbir sebep yokken anne adayı korkuyor diye hemen sezaryene alınmaz. Çünkü Op. Dr. Çetin’in ifadesiyle anne adayı o esnada mantıklı karar verebilme yeteneğine sahip olamadığı için hasta yakınları, doktor ve ekip, anne adayının motivasyonunu sağlamaya çalışıyor. Doğuma uyumlu hale getirilmek için uğraşılan anne adayı, gevşeyip rahatladığında doğuma devam ediliyor. Bazı durumlarda ise yine ortak alınan karar sonucunda doğum epidural anestezi ile gerçekleştiriliyor ve bu sayede anne adayının rahatı sağlanarak doğuma uyumu arttırılmış oluyor.

Fakat anne adayının korkusu motivasyon ve telkinle kontrol altına alınamadığında ıkınma tekniği doğru uygulanmıyor, dolayısıyla anne adayı doğuma yardımcı olmadığından durum değişiyor. Çünkü anne adayı korkusunu yönetmeyi başaramıyor ve söylenenleri anlama, uygulama yeteneğini kaybediyor. Op. Dr. Esra Can Çetin, bu esnada doğumun zorlaşması, bebeğin doğum kanalında gereğinden fazla kalmasıyla birlikte bebeğin oksijensiz kalması ve doğuma bağlı yırtıklar oluşması gibi istenmeyen durumlarla karşılaşılabileceğine dikkat çekiyor. Böyle durumlarda doktorun kararı ile sezaryen uygulaması gerçekleşebiliyor.

 

DOĞUM KORKUSUNU YENMEK İÇİN NELER YAPILMALI?

 

Anne adayının bu sürece eşiyle birlikte hazırlanması anne adayının sürece uyum sağlamasını kolaylaştırıyor. Doğumun gerçekleşeceği hastaneyi, yatılacak odayı önceden görmek, doğumun ortalama kaç saat sürebileceği, olası aksilikler ve bunların karşısında neler yapılması gerektiği konusunda bilgilendirilmek korkunun azalmasına yardımcı oluyor. Dr. Esra Can Çetin, doğumu gerçekleştirecek doktor ve ekibe güvenmesinin de korkunun giderilmesine büyük katkı sağlayacağını ifade ediyor.

 

HER BEDEN, HER AĞRI EŞİĞİ, HER DOĞUM BAŞKA!

 

Anne adayının unutmaması gereken en önemli detay her bedenin farklı olduğu. Bununla birlikte her bedenin ağrı eşiği de farklıdır. Dolayısıyla her doğum hikayesi de farklılık gösterir. Zira aksi olsaydı ve doğum dünyanın en dayanılmaz ağrısı olsaydı bugün hiçbir kadın ikinci hatta üçüncü çocuğu doğurmayı göze almazdı.

www.semerkandaile.com


Bunlar da ilginizi Çekebilir

0 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz