Eğitim Sisteminin Eğitime İhtiyacı Var

35_bÜlkemizde her konunun sonu eğitime olan ihtiyaca bağlanır ama yıllardır eğitim hususunda ciddi adımlar atıl-a-mıyor ne yazık ki. Yıllarca öğrenci olarak varolduğum eğitim hayatında, veli olduğumdan beri aslında değişen bir şeylerin olmadığını görmek çok üzücüydü benim için.

Düşünün öğrenciler, on iki yıl boyunca yabancı dil eğitimi görüp, adını ve memleketini söylemek dışında bir diyalog kurmayı beceremeden mezun oluyor. (İlkokul beşinci sınıfları hazırlık sınıfı yapma gibi projeler daha da yaygınlaşır inşallah)

Bu eğitimin üzerine dört yıl daha ekleseniz de kitap okumayı sevmeden mezun olup, hayata atılıyor pek çok genç.

Bünyesindeki öğretmenler, kendileri kişisel bir gayret göstermezse, onları yeni dünya düzeninin eğitimine dair tek bir bilgi ile donatmıyor eğitim sistemimiz.

Sadece sınavda başarılı olmak üzerine geçen bir öğrencilik hayatından, sudan çıkmış balığa dönülen bir iş yaşamı ile karşılaşıyor pek çok genç. Hayat acemisi gençler yetiştiriyoruz yani.

***

Matematik öğretmeni bir arkadaşıma “Üniversitede öğrendiklerinin ne kadarını öğrencilerine anlatıyorsun” diye sorduğumda aldığım cevap: “Yüzde birini ancak“ olmuştu. Dört yıl boyunca, ömrünüz boyunca işinize yaramayacak bilgiler öğrendiğiniz bir gençlik sürecinden bahsediyoruz. Zaman ve para israfı değilde nedir Allah aşkına?

Dört yıl psikoloji okuyup terapi yapamadıkları için, illa yüksek lisans yapmak zorunda olan ya da gittikleri dört beş aylık kurslarla ancak terapi yapabilen psikologlarla aynı sıraları paylaşıyorum.

Diğer bölümlerin ve mesleklerin de tecrübeleri benzerdir eminim.

Neresinden , hangi döneminden bakarsak bakalım ilginç vesselam. Dünya küçük bir köy halini alırken, insanlar istedikleri bilgileri bir tıkla elde ederken, “okulsuz toplum” ülke gündemine girmişken, hala yıllar evvelinin sistemleriyle ve tek bir metodla yol almaya çalışmak gerçekten takdir (!) ister.

Tüm bu aynılık nasıl olacağını bilmediğimiz bir gelecek zamanda yaşayacak çocuklarımız için yapılıyor .

Üstelik hala eğitimden söz etmedim. İşin öğrenim kısmındayım hala. Teog deyince elleri titreyen ve “ yarın yazılımız var” diyen velilerin türediği bir öğrenim siteminde... Bir de öğrencilerin kabusu ödevler var elbette. Kadınları bir de öğretmen olmaya zorlayan ödevler... Derste öğrenemediğini, ödevle öğrenmesini beklediğimiz öğrenciler bir de.

Ve de insanın bütün merak duygusunu öldüren ders kitapları...

Sanki herkes el birliği yapmış “Çocukları okuldan nasıl soğuturuz?” diye çabalıyor.

Yetkililer, ülkedeki eğitimcileri, uzmanları çağırıp bu konuda neler yapılabileceğini dair hiç görüşmeler yapmıyor mu merak ediyorum doğrusu. Bugün attığımız adımları ancak bir nesil sonra görebilecekken, daha büyük adımlar atmamız gerekir oysa ki.

Dünya’nın başarılı eğitim sistemi örnekleri incelense, kadim öğretilerin yol göstericiliği ile harmanlansa, eğitimciler gelişim için desteklense, çocuklar öncelense ne güzel olur değil mi?

Sadece bilgi değil, ahlak da, şiir de, kültürde, sanat da, iletişim de öğretilebilse çocuklara keşke ... Müfredata sıkıştırılmasa öğretmenler ve okul.

***

Önümüzdeki hafta okullar başlıyor. Öğrenciler “Ödevini yap” cümlesini duymaktan bıkacak . Anne babalarsa “ ders çalış” demekten bıkmayacaklar. (Sanki dünyanın en zevkli şeyi)

Oysa ülkecek geldiğimiz nokta, kullandığımız uslup, sorun çözme biçimimiz, kavgalarımız, çocuk eğitiminde kullanılan yöntemler,aile kurumunun durumu, çoktan eğitime dair şeylerin değişmesi gerektiğini anlatıyor bize.

devamı;
http://m.gazetevahdet.com/egitim-sisteminin-egitime-ihtiyaci-var-3636yy.htm


Bunlar da ilginizi Çekebilir

1 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz