Eşinize Ayna Olun! Duvar Değil!

Üzerine düşen ışığın tamamına yakınını kısmını yansıtabilen yüzeylere ayna denir.

Peki Dünya ve Ahiret hayatımızın güzelliği için evlendiğimiz eşlerimizle ayna’nın nasıl bir benzerliği vardır? Ya da başka ifadeyle eşlerimize nasıl ayna olabiliriz?

Yazıya devam etmeden hemen söyleyeyim; Eşlerine ayna değil de duvar olmak isteyenler bu yazıyı lütfen okumasınlar. Onlar zaten ne bilgilerini, ne sevinçlerini ne de iyilik ve ihsanlarını eşleriyle paylaşmayan, eşlerine duvar olmuş “nato mermer nato kafa” insanlardır. Bu yazı, eşlerine soğuk bir hapishane duvarı olmak istemeyen, onlara ayna olmak isteyen eşler için yazılmıştır.

Bidiğiniz gibi; aynaların bir yüzeyi çok iyi parlatılmış, diğer yüzeyi ise cıva, kalay, gümüş ve alüminyum ile kaplanmıştır (kaplanmış camlardır). Yani parlatma ve kaplama olmadan ayna olmaz.

O halde; eşlerimize ayna olabilmek için ilk görevimiz onları biraz parlatmak olmalıdır. Ben parlatmayı övgü dolu sözler olarak düşünüyorum.

Ya kaplama. O da eşlerimize yapacağımız iyilik ve ihsanlardır ki, bu şekilde içlerini büyük bir sevinç kaplar ve bize tam olarak ayna vazifelerini yapmaya başlarlar.

Peki ne işe yarar aynalar?

Aynalar; kendimizi daha iyi görmek istediğimizde, kendi kendimizi kontrol etmek istediğimizde, kılık kıyafetimizin uygunluğuna bakmak istediğimizde, üzüntüden kızaran gözlerimizin ne kadar şiştiğini öğrenmek istediğimizde, başımıza bir iş geldiğinde bizde bıraktığı yıpratıcı izi algılamak üzere, ilk başvurduğumuz referans kaynağıdır. Yani iyi günde de ve kötü günde de hep ona bakarız.

Boyumuzun ölçüsünü bize aynadan daha hızlı ve aynadan daha doğru gösteren başka bir nesne yoktur herhalde. İşte tıpkı böyle, eşlerimize ayna olduğumuzda ve onlar da bize ayna olduğunda, kendimizin daha çabuk farkına varırız. Ne olduğumuzu daha iyi algılamış oluruz.

Ayna yanıltmaz. Kandırmaz, yalan söylemez. Aynen, kesinlikle tam ve eksiksiz bir biçimde, ne gördüyse onu gösterir. Eş de öyle olmalıdır. Yanıltmamalı, yanlış bilgi vermemeli ve en önemlisi gördüğü bir iyiliği, güzelliği, hoşluğu anında eşine yansıtmalıdır. "Şımarmasın diye söylemiyoruz Hocam" diyenler de var maalesef. Siz söyleyin, onlar da şımaracaksa şımarsın. Siz, onlar şımarmasın diye söylemeyince, ya üzülüp kendi kendilerine kahrederlerse?

Eşler, sadece iyilik, güzellik ve hoşluğu yansıtmaz elbet. Kötü bir şey gördüğünde onu da yansıtır aynen.

Sürekli vitrinlerini parlatan ve camları silen dükkan sahiplerine bakıyorum da; hiç ertelemiyorlar, temizliği. Ya da yolculuk esnasında araba camına musallat olan böcekleri ve kirleri temizlemeyi hiç ertelemiyor, şoför arkadaşlar. Hemen temizliyorlar.

Eşlerimize ayna olmak, onlarda gördüğümüz kiri, pası, çirkin bir görüntü ya da uygun olmayan bir hal- hareket ve tavrı hemen onlara göstererek, kendilerine çeki düzen imkanı sağlamak demektir.

Ancak, iyi vakitte aynanın karşısına geçmekten korkmaz insanlar. Hatta kalabalık alışveriş merkezlerinde, ayna önlerinde endam eyleyen müşteriler çoğalır. Hem kendilerine bakarlar. Hem de üzerlerine yakışan o güzel elbisenin yanındaki kişilercede tasdikini bekler gibi, birlikte alışverişe gittikleri kişilerin görüşlerine de başvururlar. Yani eşimize iyi günde ayna olmak, eşimizin iyilik ve güzelliklerine ayna olmak konusunda; bunu her ortamda yapabiliriz. Onu yüceltebiliriz. Övebiliriz. İyi özelliklerinden sitayişle bahsedebiliriz.

İyi ama eşimize kötü gün aynası nasıl olabiliriz dersiniz?

İnsanların bazen aynalardan bile çekindiği, hiçkimseyi görmek istemedikleri anlar vardır. Kötü anlar...Bu durumda eşinin, ona ayna olan sana gelmesini beklemekten başka çare yok. Çünkü ayna, sadece biz ona bakmak istediğimiz zaman, görüntü verir. Biz bakmak istemediğimiz anlarda, ayna peşimiz sıra koşmaz. Bizi kovalamaz. Yani biraz da sabır gerekiyor sanırım. Eşimiz bize içini dökmek istediğinde, bizimle başbaşa kalmak istediğinde, ona karşı biraz daha sabırla davranmak gerekiyor.

Ama bazen de eşler onlara ayna olan “ayna eşlerden” kaçıyor. Sebep? Malumunuz, lunapark aynaları da var. Şişman gösteren, zayıf göstereni yamuk gösteren ve hilkat garibesi gibi gösteren yanıltıcı aynalar. Lunaparktaki adları “Neşeli Aynalar”. Ama gerçek hayatta asla çekilmezler.

Siz siz olun eşinize doğru düzgün bir ayna olur olur mu? Asla yanıltmayın!

Not: Aynalar sadece görüntü vermez. Görüntü de güzelleştirir. Bir mekanı geniş ve ferah göstermek istediğimizde, oraya ayna koyarız değil mi? Evleri boş boş bırakmayın. Bekar kalmayın. Evlenin. Aynalanın ki hem gönlünüz ferahlasın hem de eviniz.

Bir sonraki yazıda aynaların bakımı konusunu ele alacağım kısmetse.

Siz siz olun, bu arada aynalarınızı sakın kırmayın.

Münir Arıkan

Düşünce Koçu – Associate Certified Professional Coach

Munir@munirarikan.com


Bunlar da ilginizi Çekebilir

6 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz