Hükümete Cinsel İstismar Tuzağı

7_b

Hak ve Hakikatten Yana Olan Bütün Milletvekillerine Hitaben,

Sayın Vekillerimiz!

Gündemde görüşülen ve sizlerinde onayından geçecek kimyasal hadım ile ilgili hem komisyondaki vekillerimizin hem de sizlerin çok iyi araştırma yapıp sonuçlarını iyi hesap edip bir karar vermeniz gerekiyor. Sizlerin kararı hepimizi ilgilendiriyor. Konuyu değerlendirirken şu konuları lütfen göz önünde bulundurun.

Cezalar ağır olmalı ki caydırıcı olsun: Öncelikle taciz ve tecavüz bir cinsel istek fazlalığı değildir, bir sapkınlıktır hele de çocuklara yönelikse daha da tehlikeli bir sapkınlıktır. Dikkat edilirse tecavüzcülerin çoğu evli yani cinsel isteğini giderebilecek eşleri var.

Tecavüzcüler cinsel isteği ile başa çıkamadığı için değil, bir masuma acı çektirmek için bir masum üzerinden kendilerini güçlü görmek psikolojisi ile hareket ederler.

Kimyasal hadımın caydırıcı hiçbir mantığı yok. Kimyasal hadım olup hapis yatmayacaksa bu sapığa ödül olur. Bir süreliğine cinsel dürtülerinden kurtulmuş olur. Hem hapis yatıp hem hadım olacaksa o da sapık için iyi. Zaten içerde kimseye bir şey yapamayacak yine rahatlamış olacak. Biraz hapis sonra kimyasal hadımsa o da adamın ailesine haksızlık. Ruh hastası gibi bir adam ailesi ve toplum için potansiyel tehlike olur.

Sapığın cezası idam olmalı: Ceza ağır olsun ki caydırıcı olsun. Tecavüze yeltenmeyi düşünen biri sonunun ölüm olacağını bilirse mi vazgeçer yoksa “bir ilaç vereceklermiş bir süre cinsel isteğim olmayacakmış” diye düşünürse mi caydırıcı olur. Biz bu taraftan gönderelim gitsin, öteki tarafta versin hesabını, bu taraf da rahat etsin. İnançsız bazı yazarlar ölüm ödül olur, ölür kurtulur diye yazmış, sanki öldükten sonra yok oluyoruz! Ölüm kötüler için değil iyiler için ödüldür. Kötülerin temizlenme yeridir. Artık nasıl temizlenirse onun detaylarını en iyi Rabbimiz bilir.

Batılılara göre katilin yaşama hakkı vardır, bize göre mazlumun yaşama hakkı vardır: Batılılar katilleri, sapıkları hapishaneye doldurup beslerler fakat gider gücünün yeteceğini düşündüğü ülkeleri istila edip kadın- erkek – çocuk- yaşlı demeden mazlumları öldürürler ya da öldürecek örgütler kurarlar bir de utanmadan “insan hakları var, katilin, sapığın yaşama hakkı var” derler. Artık bizler hele şu olaylardan sonra Batı’nın iki yüzlülüğünü de net gördük lütfen onların sahte hallerini bırakıp gerçeklere bakıp kanunların ona göre oluşturalım.

Kimyasal hadımın suçu önlemede etkisi iyi hesaplanmalı: Düşünün bir çocuğa cinsel istismar oldu. Aile o kişinin öldürüleceğini bilirse mi şikayet eder, yoksa bir süreliğine cinsel isteğinin gitmesi cezası olduğunu düşündüğünde mi? Tecavüzcünün cinsel isteğinin gitmesi asla mağdurun ve ailenin yüreğini soğutmaz. Hatta aile şikayet etmeye bile korkabilir. Bu adam yatar çıkar sonra başımıza bela olur mu diye. Fakat failin öleceğini bilirlerse korkmadan şikayet edilir.

Eğer idam getiremiyorsanız ağırlaştırılmış hapis cezası olmalı muhakkak: Hadım cezası olacaksa 13 yaş altı için ve ağır hapis cezası ile birlikte olmalı. Zira günümüzde 13 yaş üstü kızların kendi isteği ile birlikte olma ihtimali yüksek. Ki bununla ilgili pek çok örnek var.

Hükümet karşıtları ve feministler sizin yaptığınız bir şeyi destekliyorlarsa üzerinde on kez daha düşünün: Kimyasal hadım, hükümet karşıtları ve feministler tarafından destekleniyor fakat idam desteklenmiyor çünkü idam suçu azaltacak, kimyasal hadım hele 12-18 yaş altını da kapsarsa kaos çıkaracak.

Hükümet karşıtları kimyasal hadım 18 yaş olsun diye uğraşıyorlar ki 18 yaş altı erken evlenenlere de hadım cezaları verilsin ve ülkede kaos çıksın. Tecavüzcüye idam getiremiyorsanız hapis cezalarını ağırlaştırın o zaman. Tecavüzü ve 14 yaş üstü evlililik ve gönüllü birlikteliği ayırın.

Sosyal ağlardaki tepkilere baktım, dindar insanlar bile kimyasal hadım 18 yaş altını kapsasın diyor. Çünkü hadım cezasının sadece tecavüzcülere uygulanacağını zannediyorlar. Şunu tekrar vurgulayayım, kimyasal hadım cezası sadece tecavüzcüleri kapsamayacak.

18 yaş altındaki bir kız mesela 16 yaşında dini nikahla evlenmiş olsa ya da kendi isteği ile bir erkekle birlikte olmuş olsa şu anda mevcut kanunlara göre genç kız çocuk sayılıyor ve evlendiği ya da birlikte olduğu kişiye 8 yıldan 16 yıla kadar tecavüz suçlaması ile hapis cezası var eğer kanun gelirse bu hem hapis hem hadım cezası olacak.

Medya 18 yaş altı kızlara tecavüzde hadım cezası gelsin, diye halkı yanlış bilgilendiriyor. Oysa kanun gerçekten tecavüzü kapsıyor olsa yaş sınırına gerek yok. 80 yaşında kadına tecavüz eden de kimyasal hadım olsun.

Bu kesinlikle bir tuzak: Maksat Ak Partiyi gözden düşürmek için açıkça bir oyun çok belli. Kanunda hadım cezası 12 yaş altı olursa medyada yaygara kopar. Neden 18 yaş altını kapsamıyor 18 yaş altı da çocuk, diye. Hükümet çocuk tacizlerini destekliyor diye kıyameti koparırlar. Hükümet bunlardan etkilenip 18 yaş altını kapsayacak şekilde çıkartırsa bu kez de başka büyük dertler çıkar.

En çok 18 yaş altı evlilik Doğu'da bir de Roman vatandaşlar da oluyor. Tam da Kürt vatandaşlarla arayı düzeltmişken devlet onların erkeklerini "erken evlendi" diye toplayıp toplayıp kimyasal hadım yaparsa o zaman görürüz çıkacak çıngarları. Belki bir kaç Ak Parti' li milletvekiline ya da oğullarına 18 yaş altı kızlarla tuzak kurulup hadi bakalım verin cezayı diyecekler. Yapılmazsa da medya tepelerinde.

28 şubatın farklı bir versiyonu planlanıyor gibi, hükümet de tuzağa düşmek üzere. Aile Bakanlığı geçenlerde iki düğünü basıp gelini kaçırdı evlenemezsiniz diye. Şu anda sırf hadım kanunu çıksın diye birileri düğmeye bastı ve her yerden taciz tecavüz haberleri ve erken evlilik ihbarları geliyor. Ak Parti hadım yasası tuzağına düşerse hem itibar kaybeder hem de çok büyük oy kaybeder. Hem de memlekette çok büyük kargaşa çıkar. İdam getirmiyorsa da 12 yaş altına cinsel istismarda hem hadım hem de çok ağır hapis cezaları getirsin.

Tecavüze ağır cezalar verilsin. 3 yaşında çocuğa tecavüz eden sapıkla 17 yaşında kızın evlendiği ya da gönüllü birlikte olduğu erkeği kanunlar aynı kefeye koyarsa o tecavüzcü etiketi gelir hükümetin alnına yapışır. Kendilerini de ondan sonra zor temizlerler. Korkularınız gözlerinize bağ olmasın. Düşmeyin artık şu tuzaklara yeter!

İftiralara ağır cezalar getirilsin: Hiçbir suçu olmayanların boş yere başı yanmasın.

Düşünün kadının sevgilisi kadının çocuğuna tecavüz etti, bu da bir şekilde ortaya çıktı. Kadın da sevgilisinin başını yakmamak için “kocam yaptı” dedi ve çocuğu da böyle söyleyeceksin diye tehdit etti. Kocası iftiradan hapse girdi. Kadın bu arada bir süreliğine kocasından da kurtulmuş olur, sevgilisi ile baş başa kalır.

Bu yüzden ihbarlar iftira mıdır, gerçek midir diye iyi araştırılmalı. 6284 sayılı utanç yasasındaki gibi “kadın yalan söylemez mantığı” ile hareket edilirse iftiralardan cinayetlerden çıkacak kargaşayı durduramazsınız.

Polis iddiada bulunanı iyi sorgulamalı iyi araştırmalıdır. Mesleğinde uzman psikologlar da çocuğu imgelerle oyunlarda konuşturarak gerçek faili bulabilir.

Fakat bu arada baba tutuklanmış, toplumda saygınlığı zedelenmiş, gerçek anlaşılana kadar hapiste yatmış olacak. Şimdi bu kadının yaptığı yanına kar mı kalacak? “Sevgilimden korktum öyle söylemek zorunda kaldım.” dese "eh zararı yok hadi git" mi denecek?

Ya da 18 yaş altı kız sevgilisinden ayrıldıktan sonra ona iftira attı. Benimle zorla birlikte oldu tecavüz etti diye. Ne olacak? Atacağı iftiranın cezasını çekmeyecek mi?

Bunlar hiç de uç örnekler değil, bu tarz olaylar sık sık gazetelerde çıkıyor. Sevgilisini gördüğü için çocuk babasına söyler diye kendi çocuğunu öldüren annelerin haberleri yakın zamanlarda çok çıktı.

Cinsel eğitim verilsin. Çocuklar medyadan, filmden, pornodan değil yaşlarına uygun şekilde işin ehli doktorlardan, uzmanlardan eğitim alsın. 6. Sınıftan itibaren cinsel eğitim dersi başlatılsın.

Medyaya bir çeki düzen gelsin. Medya taciz ve tecavüz haberlerini detaylı vererek hem sapıklara canilere senaryo veriyor hem de bazı saygın meslekleri gözden düşürüyor. Pek çok Avrupa ülkesinde öğretmen ve din adamları ile ilgili kötü haberleri yayınlamak yasak. Zira bu iki meslekte güven çok önemli. Binlerce öğretmen var elbette bunların içinden sapıkları da çıkar. Fakat bazı sapıkların yaptığı bütün erkek öğretmenlere yüklenemez. Son dönem çıkan haberlerden dolayı veliler paranoyak olmaya başladı, neredeyse toplumda bütün erkek öğretmenlere sapık olabilir gözüyle bakılıyor. Tedbirli olmak başka insanları zan altında bırakmak başka, kutsal meslekleri toplumda aşağılara çekmek bambaşka şeyler.

Sayın Vekiller!

Yarım işleri ya tamamlayın ya da hiç yapmayın. Yarım doktor candan, yanım hoca dinden, yarım kanun da adaletten eder.

Zina yasası yeniden düzenlenecekmiş. Evli insanlar zina yaptığında şikayet edildiğinde ceza olacakmış. Bekarlara zina serbest olacak. Yine bir kaosa sebep olacak kanun. Eşler birbirini takip edecek, tuzak kuracak, huzursuzluklar, boşanmalar, cinayetler iyice artacak.

Bir ucu da dindarlara dokunacak. İkinci eş alanlar zinadan ceza alacak. Bir şeyi tam yapamıyorsanız yarım da yapmayın bırakın dağınık kalsın yeni dertler çıkmasın bari.

Sayın Milletvekilleri!

Allah’tan gayrıdan korkmayın. Kuraldır bu “korktuğun şey seni kovalar” Kadınlardan, Batılılardan, Feministlerden, Dinsizlerden...kokmayın. Onlardan korkup Hak’ın gadabını çekecek işler yaparsanız korktuğunuzla imtihan olursunuz. Tacizci damgası yemekten korkar, yapmanız gerekenleri yapmazsanız o damga tam da sizin üstünüze yapışır. Ahlaklı imanlı insanın böyle korkuları olmaz. “Aman idam getirmeyelim, ip bir gün boynumuza dolanır.” diye korkarsanız aynen düşündüğünüz gibi olur. Burada olmasa başka yerde olur ama olur. Ölüm vakti zaten değişmez, Hak yolda gitmekten daha güzel ne olabilir?

İlmin kapası Hz. Ali "Korkakla, cimriyle ve hırs sahibi ile istişare etmeyin." der. Sizlerde memleket meselelerininde yanılmak istemiyorsanız bu üç kötü huya sahip insanlarla istişare yapmayın.

Dindarları sevmeyenlere, kendinizi sevdirme, onlardan alkış alma sevdasından vazgeçin. Ne yaparsanız yapın yaranamazsınız ancak tamamen onlara benzediğinizde memnun olurlar.

Lütfen üzerinizdeki bütün 28 şubat tozların silin, cesaret ve adaletle Hak ve Hakikate uygun kanunlar yapın.

Mevki makamın vereceği imtiyazı değil, Allah'ın yanında imtiyazlı olmayı tercih edin.

Yardımcısı şeytan olan vesvese ve korkularla hareket eder, iki dünyasını da berbat eder.

Yardımcısı Allah olanın işleri rast gider ve zorluklardan yüzünün akı ile çıkar.

 

 


Bunlar da ilginizi Çekebilir

15 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz