Kaçması, Varmaktan Tatlıdır



ahmet-ay2Okumak benim için bir kaçış yoluydu önceleri. Başkalarının, başka çocukların yaptıkları gibi evden sokağa kaçmak yerine, evden kitaplara kaçmayı tercih ettim. Özellikle romanlara. Neden romanlara? Romanlar, o güne kadar hayal edemediğim bir dünyadan haber veriyorlardı sanki. Bir cennetten. Hayalî bir cennetten. Sararmış sayfalarda taşınabilir bir dünyadan.

Yaşadığım ilçe iki tepenin arasına kurulmuştu. Tepelerden birisine tırmandığımda evleri parmağımla sayabilirmişim gibi gelirdi. (Bunu denemişliğim de var.) Herşey çok belirgin ve tekdüzeydi. Televizyonların taşıdığı sıradışılık yetmiyordu. Olacakları kestirebilmek sıkar insanı. Bilmemek de bir nimettir. Hayatı daha yaşanılır kılar. Harikası olmayan dünya çekilmez. Kaderimi bilmediğimden mutluyum.

Yürüyerek dışına çıkamıyordum. Çocuk hevesi işte. (Hayır, büyüğüm, yine aynı heves var, hem daha şiddetli.) Tepenin ardında başka bir dünya var sanıyordum.Başka renkte, dilde konuşan çocuklar; farklı hayvanlar, hatta harikalar vesaire. (O zamanlar He-Man'in kılıcını da Topkapı Sarayı'nda sandığım yıllardı.) Gitmek istiyordum. Hayal ediyordum. Yapamıyordum. Ama okurken sanki bu oluyordu.

İlkokuldaydım, ama kalın kalın romanlar okumayı seviyordum. Kütüphanelerde kalın kitaplar çocuklara verilmezdi. Kardeşlerime aldıkları kitapları hemen götürmemeleri için dil döküyordum. Hiç bitmesinler istiyordum. Hiç beni gerçek dünyaya döndürmesinler. Kitaplar içinde dolaşayım. Bir onun kahramanı, bir bunun kahramanı olayım. Olayları değiştireyim. Kötüler kazanmasın. İyiler akıllansın. Birbirini anlayamayan ve açılamayan âşıkların arasını ben bulayım. Orada keder, kavga, endişe olmasın. Orada ben bir işe yarayayım.

Bir gün birisinin içinde yaşayayım. Diğer gün diğerinin. Bir gün beni akıncı beyi olarak bilsinler, diğer gün küçük dedektif. Yaşamadığım hiçbir alternatif kalmasın dünyada. İhtimallerin tamamını fethedeyim. Bir çocuk olarak dünyaya gelebileceğim her yer, her şekil, her ırk; yapabileceğim her meslek, yaşayabileceğim her hayat yaşanmış olsun o romanların içinde. Bir hayatım bin olsun. Okumak 'bereket' olsun. Bir Ahmed çok olsun.Romanlar hayatımın birini bin yapma yöntemi gibi geliyordu bana o zamanlar.

Bugün dahi diğer türlerden daha çok okurum romanları. Demek kaçmak ihtiyacı bitmiyor. Allah Resulü (a.s.m.) boşuna buyurmamış elbet; "Dünya müminin zindanı, kafirin cennetidir" diye. İnsan zindandan kaçmak ister. Kaçmak, müminane bir eylemdir bu yönüyle. İstemeyenden korkmalı asıl. Kavminden ayrılıp Tûr'a çıkmayandan,Hira'sı olmayandan korkmalı. "Oku!" emri gelinceye kadar yalnızlık sevdirilmeyenden birşey olmuyor. Bir yanı eksik kalıp hep, o eksiği arayanı takdir etmeli hayatı boyunca. Çünkü bütün yenilikler o eksikliğin açlığına bağışlanmıştır.

Okumak bir açlıktır. Ama doyması olmayan bir açlıktır. Bir kaçış yoludur. Fakat kaçması, varmaktan tatlıdır.



Bunlar da ilginizi Çekebilir

1 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz