Meğer Adalet Yokmuş (6284 İftira Mağduru)

Ben Hatice Sucu. AİLEYİ YAŞATMA VE KORUMA DERNEĞİ Başkanıyım. Çocuk gelişimi uzmanıyım. Derneği bana, eşime ve öğretmenlerime iftira atıldığı için ve bizden başka pek çok iftira mağduru olduğunu gördüğüm için kurdum.

Çocuk gelişimi uzmanı olarak 10 yıldır özel bir kreş iletiyordum. Eşim ile 30 yıldır evliyiz. Eşim 70 yaşında, kronik beş ciddi rahatsızlığı var. Eşim iyi bir aile babasıdır. Çok düzgün bir insandır. Eşim benim okulumda taciz iddiasında bulunan çocukların ortamında olmadığı halde İFTİRAYA uğramıştır.

Bu ülkede öğrencileri sevmek ve iyi bir okul olmak suç olmuş. İftira mağduru olduk. Çok yakınızdaki anaokulu bize iftira attırdı.

Onların veliler okullarından öğrencileri bize getiriyordu . Durumu iyi ama işi bilmeyen rakip okul benim okulumdaki iki öğrencimin velileri aracılığı ile iftira attılar.

Her gece uykularım kaçıyor. Sabahları vicdan azabından uykumdan hıçkırarak uyanıyorum . Vicdan azabından ölüyorum, keşke okul açmasaydım. Okulum iyi olmasaydı. Ailemden eşimden daha önemli değil.

Ne oldu 50 yıldır yaptığım emeklerim bir günde bitti. Ailem yıkıldı. O kadar kötü bir iftira ki bu hayatımız alt üst oldu. En kötüsü de eşim canı ile uğraşırken böyle bir iftira atılması.

13 haziranda 2017 çocuk mezun oluyor. Annesi aynı gün polise gidiyor. Kadın 5 yaşındaki kızını kullanarak "Kızım müzik dersinde taciz edildi" diye iftira attı. Oysa eşim müzik dersine girmemişti o sıralar. Eşim kıymetle bir müzisyen. Benim ısrarımla bazen çocukların müzik dersine giriyordu. Fakat iftira atıldığı zaman sağlık sorunları vardı ve derse girmemişti.

Eşim 5 ay ceza evinde sapık yerine konularak yattı. 5 ay sonra çocuğun Adli Tıptan raporu çocuğun yönlendirildi yönünde olduğu için eşim tahliye oldu.

6 ay sonra benim yanımda eşimin benim odamda çocuğu taciz ettiği iftirasını attılar. Ben 5 yaşındaki çocuğun beyanı ile yargılandım ve beraat ettim. Söz konusu çocuğun ATK raporunda da aynı şekilde ana hatları ile çocuğun beyanına inanılabilir şeklindeydi. Ama çocuğa fiziksel olarak "Bana şunu yaptı, bunu yaptı.." neler ezberletmişler, anlatmış şok oldum. Çocukta fiziksel bir bulguya rastlanılmadı. O zaman okul kapalıydı ve benim yanımda böyle bir olay olmadı.

Karşı anaokulunun sahibi beni arayarak anaokulu satarak parasını iftira atanlara vererek eşimi kurtarmamı söyledi fakat ben eşimin suçsuz olduğuna güvenerek bu teklifi kabul etmemiştim ülkede adalet var zannediyordum o zamanlar. Bana yapılan bu teklifi kayıt etmiştim fakat hakim bunu delil saymadı.

Ben aileye para vermedim fakat belli ki birileri iftira atanlara bir şeyler vermişti. Velim oldukları için maddi durumlarını biliyorum nasıl olduysa

1. Kızın ailesi durumu çok iyi değilken anne araba aldı ve mide küçültme ameliyatı oldu.

2. Kızın ailesi ev aldı ve bu whatsapp kayıtlarına sunulmuştur.

Hakim "Neden iftira atsın kadın?" dedi ve eşim 3 yıldır ceza evinde. Onlar sosyal medyalarında kazançlarını kutluyorlar adeta..

Bu yargıda KADININ BEYANI var ESAS alınan. Bir bak bunu kanıtlayan delil tanık var mı?

Taciz kişinin beyanı ile filen gerçekleşmemiş. Sadece şüpheden ibarettir ve böyle binlerce kişi "tacizci" diye içeri de yatıyor. Hepsinin işi gücü yuvası yok oldu.... Yuvaları yıkan.... Şeytan kılığındaki insanlara kazanç sağlayan bir sözleşmedir İstanbul Sözleşmesi.

Yuvaları yıkan İstanbul Sözleşmesi bir an önce başka yuvalar da yıkılmadan iptal edilmelidir.

Eşim gibi delilsiz şahitsiz şaibeli durumda ceza alanlar hızlı bir şekilde yeniden yargılanıp serbest bırakılmalıdır. İnsanların hürriyeti bu kadar ucuz olamaz. Adalet istiyoruz.

AİLEYİ YAŞATMA VE KORUMA DERNEĞİ


Bunlar da ilginizi Çekebilir

4 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz