Mutluluk Felsefesi

1907295_10152351073468618_8239918506504381954_n1-231x326Hayat hep bir arayıştır. Açlıktır. Yediğini hazmediş ve tokluğun ardından gelen açlık döngüsüdür. Bu döngünün içerisinde kendini bir gösterip bir kaybolan, türlü türlü renklere sahip bir gökkuşağı gibidir mutluluk.

İsteklerin gerçekleşmesinin hazzıdır. ‘istek’ kelimesi üzerinde durarak, başlamak lazım yazmaya.

Sonu bitmeyen ve bitmesi mümkün olmayan istekler.

İnsan neden ister? Açlığını gidermek için ister, beklentiye girer, diler…

Ellerimizi açar dua ederiz. İsteriz, dileriz yaratandan. Dostlarımızdan, dostluk, vefa, bekleriz mesela.

Ailemizden ilgi, beraberlik, dayanışma. İnsanlardan, insaniyet namına yakışır adap, saygı bekleriz.

Devletten ve toplumdan ‘ Hak, adalet ve düzen’ bekleriz.

Hayallerde bunun için vardır. Beklentinin döllendiği merci’dir. İsteklere merdiven dayayan bir ayaktır hayaller. Mutluluk,’’Hayal, beklenti ve istek; açlığı giderecek bir somun ekmek, zamanla ekmeğin ötesinde başka azıkları isteyiştir.’’

Yetinme duygusu söz konusu olur burada işte. Yetinmeyi tetikleyen neyin neden istendiğidir aslında. Kimi insan neden bir somun ekmekle yetinirde kimi ballı, kaymaklıda olsun der. Fazlasını ister. Fazla diye bir şey yoktur aslında, deyip bu kelimeyi çürütüyorum ardından. Sizin için fazla gibi görünen o şey, onun ihtiyaç duyduğu limittir. Sen bir tabak ile doyuyorsun diye diğerinin iki tabakla doymasını garipsememek lazım. Herkesin açlık nedeni de, boyutu da aynı değildir. Açlık demiştik ya, buna damak tadını da eklemek lazım galiba. Mutluluk; kişiye özel damak tadına varmak, vardığında yetinmektir.

Ve Herkesin seferi aynı yere değildir. Ancak Ortak ve nihai amaç mutluluktur.

Sadece düşündürmek istedim kavramlar üzerine bu yazımda. Ve Yazmak istediğim, paylaşmak istediklerim çok fazla bu yüzden ansızın böldüm ancak noktalandırmadım. Çünkü bu konuyu birkaç kez ele alıp devam edeceğim. Görüşmek üzere.

 

 

 


Bunlar da ilginizi Çekebilir

1 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz