Neden “Ama”?

Hanımlarla bir araya geldiğimizde konu bir şekilde çocuklara gelir. Bu konuşmalarda en dikkat çekici olan; annelerin tüm çözüm önerilerine ya da çocuğu anlamaya yönelik cümlelere "ama" diye başlıyor olmaları.

* Ama biz onların her dediğini yapıyoruz.

* Ama sen benim çocuğu tanımıyorsun.

* Ama biz onu alıp şuralara götürüyoruz.

* Ama biz ona şunları şunları yaptık.

* Ama her yolu denedim.

* Ama babası şöyle davranıyor.

* Ama dedesi, babaannesi benim olmaz dediğimi yapıyor.

Her cümleye istisnasız "ama" ile başlıyor ve sonra çocuğu/çocukları için yaptıklarını tek tek sıralıyorlar. Tüm bu cümleleri dinledikten sonra şunu soruyorum onlara: "Şimdiye kadar bu söylediklerinizi yaptığınız halde sorunlar çözülmemiş. Asıl çözüm yapmadıklarınızda olabilir mi?”

Bu soru çok işlerine gelmiyor tabii... Yaptıklarını sıralayıp, "Babasına çekmiş" ya da "Bu söylediklerin benim çocuğa uymaz" cümlesiyle konuşmayı bitirmek daha kolay. Çünkü o zaman sorumluluğu üstlerinden atmış oluyorlar.

***

Yolunda gitmeyen şeyler düzelsin istiyorsak önce "ama"lardan sıyrılmak gerekiyor bana kalırsa. İnsan sürekli kendini savunma halinden yorulunca savunma mekanizmalarına sığınıyor doğal olarak. Bunun yerine denenmemişi deneyerek, düşünerek, okuyarak yol alsak belki de yaşadığımız şeyin kendi bakış açımızdan kaynaklandığını göreceğiz.

Dediğim gibi bu zor olanı. Bir sihirli değnekle her şey değişsin istiyor anne ve babalar.

Küçükken bakışlarıyla yön verdikleri çocuklarının büyüdüklerinde söylediklerinin acımasızlığı karşısında şaşırıyorlar. O zaman başlıyor "bizim zamanımızda" ile başlayan ve "ama" ile devam eden cümleler...

***

Sürekli savaş haline dönüştürdüğümüz ilişkilerimize çocuklarla kurduklarımız da dahil. Çocuğun her söylediğini suçlayıcı cümleler olarak değerlendirmek yerine yol gösteren işaretler olarak belirlemek lazım.

Bizim sorun olarak gördüğümüz pek çok davranış Rabbimizin büyük bir ikramı aslında. O sayede bir şeylerin yolunda gitmediğini fark ediyoruz. Konuşulması, düzeltilmesi gereken şeyler çocuğun ağlamasında, kıskançlığında, cümlelerinde gizli oluyor böyle zamanlarda.

Ve biz "ama" cümleleri kurmaktan yorulmadıkça ve vazgeçmedikçe göremiyoruz bu işaretleri ve kendimizi kapkaranlık bir yolda yalnız hissediyoruz.

"Ama" içimizdeki büyük egonun sesi sanki... Doğduklarında emanetçisi olmayı kabul ettiğimiz çocuklarımızı "ama"larımız yüzünden malımız gibi görmeye başlıyoruz zaman ilerledikçe. Değişim ve fark etme yine cümlelerden başlıyor besbelli.

"Ama"sız cümleleriniz olsun inşallah...

tugbaakbeyinan@gmail.com


Bunlar da ilginizi Çekebilir

1 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz