Alptekin
11/04/2019
Gönüllerimiz paramparça...
Yapılacak bir şey yok.
Milletimiz iradesini ortaya koydu.
Son sözünü söyledi.
Lakin...
Eğer bu kardeşlerimiz ve bu kardeşlerimizin akrabaları bu düzenlemeleri yapanlara iyi bir ders verselerdi şimdi yalvaranlar, onlar olacaktı.
İnsanlar; "zehirli merhametlerine" kendilerini ve geleceklerini kurban ettiler. Önüne 5 yılda bir gelen fırsatı teptiler. O yüzden "zarara rızasıyla girene acınmaz" diye bir söz aklıma geliyor hemen.
Konuyu uzatmadan halimizi özetlediğine inandığım trajikomik bir fıkrayla bitirmek isterim:
Bir büyük köy varmış. Köyü ortadan bölen kocaman bir dağ varmış. Seçim zamanı iriler, biriler köye akın etmiş. Oylarınıza talibiz demişler.
Köylüler;
-Bu köyümüzü ortadan ikiye bölen dağı kaldıracağına söz verirsen bütün oylarımız senin demişler.
iri birileri, köy odasında şeref sözü vermiş.
Köylüler sözünü tutmuşlar. Ful oy çıkarmışlar. Seçim sonrası vekilin kapısına dayanmışlar. Haydi gel, sözünü tut!
Vekil, köye gelmiş. Demiş ki:
Dağı sırtıma yükleyin. Köylüler günlerce kalın urgan ve halatlarla dağın etrafını dolanıp dağı vekilin sırtına yüklemeye çalışmışlar. Ama nafile...
Vekil muzip muzip gülmüş:
-Gördünüz mü, siz sırtıma yükleseydiniz ben taşırdım demiş. Siz yükleyemediniz, o yüzden ben taşıyamadım.
NOT: Burada yüzlerce kez yazdım. Dağı değil dağ gibi okkalı, ezici bir mağlubiyet şamarını sırt ve suratlarına bu millet vursaydı bu düzenleme gerektiği şekilde yapılırdı. Ama millet takdirini bu yönde kullandı. Bize saygı duymaktan başka bir şey düşmez. Zarara rızasıyla girenlere de sadece üzülmekten başka elimizden bir şey gelmez.
Vesselam.