Kekli Felsefe

Kakaolu kek hamurunu iyice karıştırdım tahta kaşıkla. Aynı yönde, aynı hızda. Karıştıkça hamur homojen bir karışıma dönüştü, gözümde güzelleşti. Hep erkekler hayat üzerine düşünecek değil ya. Kadınlar da düşünür elbet, kek çırparken düşünmenin, pipo tüttürürken düşünmekten daha az önemli olduğunu kim iddia edebilir ki?!

Keki kimi hanımlar işten saymaz. Yumurtayla şekeri çırp, un ekle, koy fırına. Bu kadar kolay gibidir. Üç aşağı beş yukarı bütün tarifler benzerdir. Ama öyle midir? Aslında kıvamında ve lezzeti damakta bir kek pişirmek hiç de kolay değildir.

Hayat da öyle. Yaşıyorsun, geçip gidiyor. Ama bazen delip geçiyor. Bazen hafif bir rüzgar gibi, bazen fırtına, bazen yaprak kımıldamıyor.

Önemli olan kekte de, hayatta da kıvamı tutturabilmek. Şekeri, yumurtayı çırparken, unu eklerken, kalan malzemeleri karıştırırken… Kimi ıslak, kimi kuru. Kimi az olursa iyi, kimi çok… Malzemeler de önemli, malzemeleri nasıl kullandığın da… Bazı usta aşçılar püf noktası söyler ya, tatlının içine bir fiske tuz, tuzlunun içine bir fiske tatlı… Hayat acılarla da gelse, neticeye bakmalı. Malzemeyi doğru kullanır, iyice karıştırırsan ortaya bambaşka bir şey çıkartabilirsin. Ama illa ki iyi karışacak. Malzemelerin ilk halinden eser kalmayacak. Bunu da sanırım en iyi ruh kabında gerçekleştirebilir insan. Sonra ver fırına, sıcakta iyice pişsin. İnsan da zaten pişmeden insan olmuyor…

Kek hamurunun düşündürdükleri bunlar kısaca. Dedim ki kendi kendime, gelen malzeme belli ama karıştırmada hata ediyorsun.

Benim keki merak ediyorsanız… İçi tam pişmedi, üstü de yandı hafiften. Lezzeti de aynı şu geçen günler gibiydi. Yeniyor ama çabuk bitsin isteniyor.


Bunlar da ilginizi Çekebilir

7 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz