Meğer Ne Cahilmişim

gonca hanımBıraktım kendimi…

Usulca inip çıkarken küçük göğsü, nefesine bıraktım bedenimi sakince soluklanmak için… Meğer ne yorgunmuşum.

Kirpiklerine tutundum ve usulca seyre daldım dünyayı onun gözleriyle… Dünya ne kadar da renkliymiş meğer…

Ellerine yapıştım ve her bir şeye onunla yeniden dokundum, meğer çevremi ne kadar da az tanıyormuşum.

Küçüldüm, küçüldüm ve ayaklarının üzerine koydum ayaklarımı. Onun küçük adımlarıyla yeniden yürüdüm; meğer ne kadar da heyecan doluymuş ve dünya ne kadar büyükmüş.

Minik ağzına saklandım ve her bir tadı onunla yeniden tattım, lezzet lokmaların büyüklüğünde değilmiş meğer ve azla da doyabiliyormuşum.

Onun bana uymasını beklemedim bugün. Koca lokmalar tıkmadım ağzına, büyük adımlarıma yetişmesini beklemedim… Yoğunluğumda kaybolmadı bugün masumluğu, yorgunluğumda eksilmedi sakinliği.

Kendimi onun yavaşlığına bıraktım ve anladım ki merak etmek ne kadar da keyifliymiş.

Her eşyayı yeni görüyormuşçasına inceledim, meğer her şey ne kadar da ilginçmiş.

Sustum bugün onunla birlikte, meğer sessizlik ne kadar da öğreticiymiş.

Durdum bugün, uzandım onun küçücük yanına, meğer durabilmek bir beceriymiş.

Onun annesiydim, aslında ne çok şey öğretecektim ona; yemeyi, yürümeyi, konuşmayı, keşfetmeyi…

Meğer ne kadar da cahilmişim; bilen oymuş, unutan ben. Büyük oymuş, büyüklenen ben…

Ben bugün bir bebeğin dünyasında buldum kendimi, nefes aldı yüreğim. Ruhum huzur duydu bugün.

Sana minnettarım bebeğim.

 

 

 


Bunlar da ilginizi Çekebilir

5 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz