Cinsellikte Kadın Erkek Farklılıkları ve Duygu Nikahı

imagesCAF9D47NHer konuda olduğu gibi, bu konuda da Cenab-ı Hakk kadın ve erkeği birbirinden faklı ve rengarenk özelliklerle yaratmıştır. Çin tıbbının bir denge yani sembolü vardır bilirsiniz. Ying ve Yang konsept yuvarlak içinde badem şeklinde siyah ve beyaz taraflar. Siyahta biraz beyaz, beyazda biraz siyahtan katkı olan, sınırları net belirlenmiş bir denge sembolüdür. Bu sembol bizim kainatın kainatın sağlık göstergesidir.

İkisi birbiri olmadan olamaz. Birinin varlığından ötekinin de varlığı doğar. Şayet birisi ötekinin sınırlarını zorlarsa, denge bozulur, hastalıklar oluşur ve sonunda zalim tarafta mazlum tarafta ölmeye mahkum olur. Bu tüm ilişkiler için geçerlidir. Yani konumuz dairesinde kadın varsa kocası da vardır. Aile ayaktadır veya kocası varsa aile direği sağlamdır, mutludur. Herkesin yeri, konumu görevi bellidir.

Günümüzde bu dengeler biraz bozulmuş, sınırlar zorlanmış gibi. Kadın erkekte enerji değişikliği, bazen rol değişikliği olmuş gibi. Bu noktada hayat şartlarını veya bir takım dış etkenleri suçlayabiliriz belki. Bir toplu taşıt vasıtasına binildiğinde erkekler genç olmasına rağmen çok rahatlıkla yaşlı, çocuklu, hamile kadınları umursamadan, camdan etrafı seyredebiliyor veya uyuyabiliyorlar.

Kadınlarsa ailede sesleri daha çok yükselen, en son sözü söyleyen "reise" olabiliyorlar. Böyle durumlarda iki taraf birbirini suçlayabilir veya devir değişikliğinden yakınabilir.

Halbuki dinimizde, medeniyetimizde iki tarafın hak ve görevleri, sınırları bellidir. Erkek baş gibi kadınsa boyun gibi olmalıdır diye düşünüyorum. Padişah vezir gibi yani. Ama bu boyundaki kasların adı saygı ve itaat olmalıdır. Bu ikisi olmadan sağlıklı baş ve boyun, dolayısıyla sağlıklı ve mutlu beden olmaz ve aile olamaz.

Bu psikolojik yönden, cinsel yönden bakalım birde kadın erkek ilişkilerine. Tibet felsefesinde şöyle bir söz var; "Ying ve Yang uzlaşırlarsa, bütün çatışma ve savaşlar biter." Bu bizim içimizdeki ve dış dünyamızdaki iç ve dış dengenin huzurundan doğan olaydır.

Kadın ve erkek farklı varlıklardır demiştik. Uzakdoğu Tao öğretisinde kadın cinselliği suya, erkek ateşe kıyas edilir. Erkek saman ateşi gibi çabuk alevlenir ve o kadar da çabuk söner. Genel olarak her zaman hazırdır. Kadın ise su misali yavaş ısınır ve o kadar da yavaş söner. Ateşin vazifesi alevi doğru kullanarak suyu kaynama derecesine getirmektir.

Mutlu ve huzurlu aile ve cinselliğin sırrı burada başlar. Ying-Yang örneğinde, Ying dişil enerji, güçsüz gibi tarif edilir. Genelde Yang eril enerji olduğundan , güçlü olarak tanıtılır. Asıl Tao felsefesinde güç kıyası yoktur, sadece güç farklılıkları vardır, bu da ying'in (dişil enerji) biriktirme özelliği, yang'ın ise sarf etme bolca harcama karşı tarafa aktarma özelliğidir. Bu alışveriş sayesinde denge hasıl olur.

İkinci sır da cinsellik için zaman ayırmaktır. Tao öğretisinin tavsiyesi, 30 dakika ön hazırlık ve 30 dakika cinsellik için zaman ayrılmasıdır. Bu minimal süredir. Günümüzde diyetisyen uzmanlar, tokluk hissinin beyinden mideye salgılanması için yemek yeme süresinin en az 20 dakika olması gerektiğini söylüyorlar. Bu fikri tasdik ederek, geçen yazılarda yazdığımız hormonların salgılanması için de yarım saatlik zaman dilimine ihtiyaç vardır. Bu hormonlar sayesinde eşler birbirine bağlanır, yakın ve güzel ilişkiler kurar. Erkek, bilinç altı seviyesinde eşini bu hormonlar sayesinde tanıyabilir ve gerçek manada ona bağlanabilir. Çünkü erkek, olayları çoğu zaman yaşayarak, deneyimleyerek öğrenir.

Babalık da buna dahil mesela. Kız çocukları ise doğuştan annelik duygusuyla yaratılmış ve oyunları da buna yöneliktir. Eş olarak üst beyinde veya korteks dediğimiz beyin zarında bir evin kocasıdır, evlenmiştir. Ama bunu alt beyine tanıtmak için bahsettiğimiz süreye akabinde salgılanan hormonlara da ihtiyaçları vardır.

Yani, demek istediğimiz, sadece beden nikahı değil duyguların nikahını da veya başka bir deyişle ince enerjilerin nikahını da kıydırmalıyız. O zaman günümüzde çokça görülmeye başlayan, bugün "severek evlendiğinden, yere göğe sığmayan, iki üç ay sonra boşanan gençler azalır. Nicelikli değil nitelikli evlilikler yapılmış olur.

Üçüncü sır da iki tarafın birbirini iyi tanıması ve ihtiyaçlarının iyi bilinmesidir. Örneğin erkeklerin uyarılması merkezden (yani genitallerden) periferiğe yani yanlara doğru, kadınlarda ise bunun tersi olup periferiden merkeze doğrudur.

Eğitimlerde söylendiği üzere, iki cins karşı tarafı kendisi gibi bilip, ona kendisine yapılmasını istediği gibi davranılıyor. Sonuç ise beklentiden çok çok uzak kalıyor. Biz önce kendimizi öğrenip bir o kadar da eşimizi öğrenmemiz, tepkilerini gözlemlememiz lazım. Bu işte acelecilik, telaş, dikkatsizlik, bencillik kötü sonuçlar getirebilir.

Unutmayalım ki en önemli cinsel organımız beynimizdir. O yüzden beynimizi ikna etmeli, öncelikle onu hazırlamalıyız. Negatif ve sinirli halde yemek yemek tavsiye edilmediği gibi böyle durumda cinsellikte asla yapılmamalı. Bu iki taraf için de zararlıdır. Bu konuda öfkeyi yenme onunla baş etme egzersizleri vardır. Çünkü kızgınlık ilk başta karaciğer olmak üzere tüm iç organlarımıza zarar verir. Zaten her şey güzel ve olumlu duygu, düşünce ile yapılınca faydalı olur.

İşte bu yüzden, özellikle sevgili kadınlarımızın unutmama özelliğinden yola çıkarak, (olayı değil duyguyu unutmama özelliklerinden dolayı) önce beynimizi sakinleştirmemiz lazım.halbuki doğru olanı, olayı unutmayıp onun duygusunu unutmaktır. "Mümin bir gedikten iki kere ısırılmaz" hadisi şerifinde de buna işaret vardır.

Yine kadınlara küçük tavsiyemiz, dıştan da güzelleşsinler ama asıl olan içten güzelleşmeyi önemsesinler. Çünkü iç güzellik dışa hemen ve eksiksiz yansır, asla sönmez ve eksilmez. Asıl güzellik içten dışa olanıdır ve sadece kendini değil etrafını da nurlandırır, aydınlatır, güneş gibi mutluluk verir herkese.

Süreyya Eshankhodjaeva





 


Bunlar da ilginizi Çekebilir

7 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz