14’lüm, Şubat’lım, Kalın Sevdiğim

Aşkın her dilde söylenişi farklı. Sevdanın, muhabbetin, özlemenin… Fakat nerede bir aşk şarkısı olsa, nerede hasretten kavrulmuş bir gönlün ahı olsa, hisseden onu biliyor, tanıyor. Bu anlamda sözler, kelimeler yerini başka bir iletişim diline bırakıyor. Adına ne dersek diyelim…

Aşkın farklı söylenişi gibi, her kültürde ifade ettiği anlam da, o anlamı içinde gizleyen yaşanışı da farklı.

Biz uzunca bir zamandır kendi kültürümüzün aşk hallerini bırakıp, yüzümüzü zemini kaygan bir anlayışa döndük. Bir çiçek, yanında çikolata, bir akşam yemeği –ki muhakkak loş ışıklar altında, özel bir mekanda olacak-, bir hediye… Erkeğin bulaşık yıkayıp yemek yapması, kahvaltıyı kadının yatağına götürmesi, kadını şımartması….

Heeeyt be! İşte budur. İçimdeki kalın ve güçlü bir erkek sesi bu romantik filmin akışına dur diyor. Bu filmdeki kadını da erkeği de şöyle bir silkelemek, mevsimin yağmuru altında üç-beş, bilemediniz on dakika uyanması için bekletmek istiyor.

Uyan ve kendi kültürünün aşk anlayışına bak. Uyan ve kara sevda mürekkebi ile yazılan aşk tarihine bak.

Uyan ve Leyla senin kafana kepçe indirseydi sen yine de Mecnun olabilir miydin, sor kendine.

Mecnun çöllerde sınadı sadakatini, sen bu zamanın çölü şehrin hengamesinde sınayabilecek misin aşkını? Mecnun aslanlarla arkadaş oldu, onların yırtıcılığından emin oldu. Sen bu devrin enflasyon, moda, heva ve heves canavarları ile sırf aşkın uğruna başa çıkabilecek misin?

Ferhat dağları delerken, Şirin paşa paşa evinde oturdu, iffetini korudu. Başka adayları görelim demedi. Sen kocan, nişanlın, sevdiğin senin için uğraşırken yan gözle bile harama bakmaktan men edecek misin kendini? Facebook’ta fiyakalı söz, bir çift mavi göz arayışından vazgeçecek misin?

Uzattıkça uzatabiliriz uyku açacak bu örnekleri. Fakat her şeyi de yazardan beklemek olmaz canım. Açın güzel bir masal –pamuk prenses değil tabi ki, kendi kültürümüzün masallarından- okuyun bu günden başlayarak. Masalların “bu benim kaderimmiş” diyerek sabreden, elinin değdiğini düzelten, güzelleştiren, yüzünde tebessüm eksik olmayan küçük kızları gibi olun. Böylece şehzadeyi siz hak edin. Beyinizin şehzade yönünü keşfedin.

Ve siz paşazade beyler! Bir vuruşta nefsinizin 7 başlı canavarını öldürmeye çalışın bu aşk için. Her canavar başında aşkınızın, muhabbetinizin katlanacağını unutmayın. Siz dışarıdaki canavarlara yenilmedikçe, evdeki hatun da pamuk gibi olacaktır, hiç üzülmeyin.

E, peki sonra? Kırmızı gül, kırmızı mum, kırmızı kalpli pasta hakkımız hiç mi yok? Hayır efendim, hayır. Kırmızı bir elma koyun sofraya kafi.


Bunlar da ilginizi Çekebilir

1 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz