Amazon Çağındasın Ayağını Denk Al

Bir Adem Diyor ki...

Aile Bakanımız Bursa'da uygulanmaya başlanacak olan, elektronik kelepçe ve panik butonu'nun tanıtımını yaparken, çok mutlu görünüyordu. Elindeki panik butonuyla objektiflere poz vererek bu fotoğrafları önceki gün sosyal ağlarda paylaştı.

Mantık hatası var bu uygulamada, "Suç işleme eğilimi olan erkekler, evde karısına kan kustursa bile o kadın korkusundan gidip kocasını şikayet edemez." Kadın, o butona veya elektronik kelepçeye muhtaç kalacak kadar şiddet görüyorsa; o evliliği neden sürdürüyor? İmkansızlıklar sebebiyle boşanamıyorsa, Devlet o kadına sosyal imkanlar sağlasın. Bu kadınların sorunlarının çözümü Devletin sosyal imkanlar sağlamasından geçer, uzaklaştırma, buton ve kelepçeden değil.

Herkes şahit olduğuyla tanıyor dünyayı. Peşinen tüm erkekleri şiddete meyilli görenlerin, sanırım yakın çevresindeki erkeklerde sorun vardır.

Kadınları korumaya yönelik çıkarılan son kanunlar; gerçekten mağdur kadını değil, art niyetli kadınların elini güçlendirmiştir.

Olan daima masumlara oluyor, kadınlara sağlanan haksız imtiyazlar ve tek taraflı uygulamalar yüzünden; adam karısından çektiği yetmezmiş gibi, bir de Devlet'ten çekiyor, yıllarca adliyelerde sürünüyor .

Sadece kadınları acındırarak, erkekleri sömürtmeyin. Sizin de erkek kardeşiniz, erkek çocuğunuz yok mu? Kime denk geleceğini bilemezsiniz…

Kadının toplumumuzda ezildiğini, değerinin olmadığını kim ezberlettiyse bize; öyleymiş gibi benimsedi herkes.

Aslında sorunun kaynağı; "Aile yapımızın hızla bozulması" ve bu bozulmaya hukuk sistemimizin medyanın ve yöneticilerimizin katkıda bulunmasıdır.

Aşama aşama bize ezberletilen sloganlarla yönlendirildik ve Anayasamıza Pozitif (Negatif) ayrımcılık girdi. Hani eşitlik isteniyordu? İddia edildiği gibi olsa dahi, Devletin asıl görevi “Adalet dağıtırken Terazisini doğru tutmaktır.” Ayrımcılık yapılarak; kimin hakkı kimden alınıp kime veriliyor? Adalet böyle sağlanmaz! Her türlü ayrımcılık, yeni haksızlıklara ve facialara sebep oluyor.

Devletin dengeleyeceğim diye parmağını bastırdığı terazi, manav terazisi değil!

Erkeği koruyan bir kanun maddesi yok. Erkekler bu kanunla iftiraya açık hale gelmiştir. İspat yükümlülüğü aranmaksızın, kadınların ifadesi bu kanun gereği doğru kabul edilmektedir.

Yani; Hukuk'un en temel kurallarında olan “masumiyet ilkesi” kadın kocasını şikayet ettiğinde geçersiz duruma gelmiştir. Karınız size iftira atarsa o iddiasını ispat etmek zorunda değil, siz kendinizi aklamak zorundasınız.

Evlilik erkekler için daha büyük bir risk haline geldi. Şimdilik çoğu kimse yaşanabileceklerin farkında değil. Sadece eziyet görenlerin gidip kocasını şikayet edeceği varsayılıyor. Medeni kanundaki bazı usuli hükümler kocayı hizaya çekmek için kullanılıyorken, çok daha kolay olan böylesi bir imkan mutlaka istismar edilecektir.. Kanunların kendilerine sağladığı imkanların farkına vardıkça art niyetli kadınlar bunları da suistimal edecektir.

Ayrıca; mal mülk için evlenenler vardı, şimdi bu iş(?) daha da kolaylaşmıştır. Basit bir anlatımla: “İspat yükümlülüğü yok. Git adamı şikayet et, iki ay sonra boşanma davası, o şikayeti delil göster, sonra gelsin paralar...”

Kadın yıllarca çalışarak emeğiyle elde edemeyeceği maddi imkanlara, Birkaç yıl evli kalıp boşanarak kavuşmaktadır. Devlet bile kadrolu memuruna birkaç yıl çalışıp ayrıldığında, ömür boyu maaş bağlamazken; hangi mantıkla erkeği ömür boyu nafakaya mahkum etmektedir? Haklı sebepleri olsa bile bir zaman sınırı olmalı, ömür boyu nafaka adil değil.

“Nafaka Sosyal Devletin gereğiymiş” Nasıl yani, ben bunu anlayamadım. Nafakayı ödeyen erkek ama Sosyal olan Devlet(?). Eğer Devlet gerçekten Sosyal olmak istiyorsa kendisi ödesin nafakayı.

“Boşanan kadın, kocasının desteğinden yoksun kalacağından” Böyle bir gerekçe olur mu? O halde; karısının desteğinden yoksun(!) kalmasın diye, erkek için de bir şeyler düşünülsün.

Yahu; birbirlerini korumak ve destek olmak eski eşlerin vazifesi olacaksa; neden boşansınlar?

Bariz bir şekilde "Kadın Faşizmi" yapılmaktadır. Erkekleri fiilen KÖLELEŞTİREN kanunlar yürürlüktedir.

Yanlış anlaşılmak istemem, tüm kadınları itham etmiyorum, gerçekten mağdur olan kadınlar vardır, her cinsin iyisi kötüsü vardır. Eli öpülesi hanımları ve analarımızı tenzih ederim. Çözüm olarak sunulan yöntemin doğru olmadığını söylüyorum.

Bu kanun ve uygulamaların özeti;

“Feminizm bitti, artık Amazon Çağındasın, ayağını denk al”

Yasin Emrak


Bunlar da ilginizi Çekebilir

70 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz