Nötr Cinsiyet Üç Ebeveynli Çocuklar ve MEB
- 09-11-2017
- KATEGORİ Cinsiyet
- YAZAR Sema Maraşlı
Geçenlerde Türkçe öğretmeni olan eşim ders kitabından bir karikatür gösterdi. Karikatürde anne olarak gösterilen kişi, bilgisayar başındaki çocuğuna “Hava harika, dışarı çıkıp oynasana” diyor. İlginç olan karikatürdeki bu kişinin erkek mi yoksa kadın mı olduğunu bir türlü anlayamıyorsunuz. Başka bir Türkçe ders kitabında da anne ve baba olarak gösterilen kişiler takım elbiseli, kravatlı olarak resmedilmiş.
Bunların basit, masum çizimler olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Avrupa menşeli küresel bir proje ile karşı karşıyayız. Bireyin fıtratına ve geleneksel aile yapısına ciddi bir müdahale söz konusu...
Vogue dergisi Ocak 2016 sayısında “nötr cinsiyetler kuşağını” konu edindi. Dergi; “Son zamanlarda çiçek desenleri, şifon ve dantel gibi kumaşlar da erkek giyiminde görülmeye başlandı. Nötr cinsiyet artık bir aykırılık değil modadır” diyerek vaziyeti normalleştiriyordu.
Devam edelim, Time Dergisi, Mart 2017’de “Beyond He or She “ kapağıyla çıktı. Ardından National Geographic Ocak 2017 yılında Gender Revelution( Cinsiyet Devrimi) başlığıyla çıktı. Kapağına da kız gibi giydirilmiş bir erkek çocuğunun resmini koydu.
Angelina Jolie ve Brad Pitt de evlat edindiği Shiloh adındaki kız çocuğunu erkek elbiseleri giydirerek büyütüyor. Keza yine ünlü oyunculardan Charlize Theron da evlat edindiği Jackson adındaki erkek çocuğuna kız elbiseleri giydirerek bir kız çocuğu gibi büyütüyor. Türkiye’de de özellikle magazin dünyası üzerinden yoğun algı çalışmaları yapılıyor!
2010 yılında yayınlanan bir habere göre İngiltere’de yaşayan Lisa-Marie Taylor da oğlu Sammy’i nötr cinsiyetli yetiştiriyordu. Sammy, barbie bebekleri ve peri kıyafetleri ile büyüdü.
Huffington Post’ta yayınlanan bir haberde; “Bilim adamları toplumsal cinsiyet kimliğine katkıda bulunan biyolojik faktörleri henüz anlamaya başlıyor. Cinsiyete bakışı artık değiştirebiliriz” deniliyor.
2015 yılında Fransa’da bir mahkeme daha önce erkek olan bir vatandaşın kimliğine ilk defa nötr cinsiyet yazılmasına karar verdi. Belçika’nın Flaman Parlamentosu’ndaki tüm tuvaletlerin ortak kullanıma açıldığını duymuşsunuzdur. ODTÜ’deki “cinsiyetsiz tuvalet” kampanyalarını da hatırlayalım.
Diğer taraftan dünyada ilk kez denenen bir teknikle üç kişinin DNA’sına sahip yani üç anneli çocukların doğumlarına tanıklık ediyoruz. Stratejist Abdullah Çifti’ye göre Embrio’ya DNA müdahalesi ile iki anneli bir babalı veya üç anneli bir babalı çocuklar artık yeni bir aile kavramı! Meksika'da biyolojik olarak iki anneli bir babalı çocuk dünyaya geldi. İngiltere'de nüfusa kaydedildi.
Yine Ukrayna'da üç ebeveynli bir çocuk dünyaya geldi. Çiftçi, bu korkunç projenin Türkiye’de hala kadın erkek eşitliği şeklinde anlaşıldığını dile getiriyor. Oysa yaratılışa çok ciddi bir müdahale var. Aile ve toplumu kökünden sarsacak büyük bir sorunla karşı karşıyayız.
Türkiye’de AB desteğiyle LGBT ve irili ufaklı sol-sosyalist muhalif yapılar üzerinden toplumsal cinsiyet eşitliği adı altında topluma empoze edilmeye çalışılan “nötr cinsiyet projesine” ne yazık ki bazı muhafazakar kuruluşlar ve MEB de dahil olmuş görünüyor.
Örneğin, MEB ve AB ortaklığıyla yürütülen ETCEP(Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi) adındaki proje bunlardan biri. MEB’in verdiği bilgilere göre; “ Bu programla binden fazla maarif müfettişi, idareci ve öğretmen toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili eğitim aldı. Ayrıca, 542 kadın idareci ve öğretmene yönelik de liderlik eğitimleri gerçekleştirildi.
296 uzmanın katkı verdiği projeye, 10 proje ilindeki pilot okullardan yaklaşık 6000 öğretmen ve 12 binden fazla öğrenci katıldı. Projenin amacı; Eğitim öğretim programlarını ve ders kitaplarını gözden geçirerek, toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik tavsiyeler oluşturmak ve bunları yetkililere iletmek… Ders kitabındaki karikatürü hatırlayınız.
İmam hatip okullarının da yer aldığı pilot okullarda karma futbol maçlarından, erkeklerin ip atlamayı kızların da futbol oynamayı sevdiğine varana kadar bir yığın etkinlik, seminer vs düzenlenmiş.
MEB yetkilileri, Türkiye’de ilk uygulama örneği olan bu projenin hayata geçirilmesine öncü olmaktan gurur duyduklarını ifade ediyorlar. Oysa biraz araştırsalar durumun vahametini görecekler. Çünkü kadın erkek eşitliği mevzusu değildir bu. Onca olan bitenden sonra ülkemizin aile ve toplum yapısına yönelik bir planlarının olmadığını mı düşünüyorsunuz?
Ufuk Coşkun / Milat Gazetesi
Bunların basit, masum çizimler olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Avrupa menşeli küresel bir proje ile karşı karşıyayız. Bireyin fıtratına ve geleneksel aile yapısına ciddi bir müdahale söz konusu...
Vogue dergisi Ocak 2016 sayısında “nötr cinsiyetler kuşağını” konu edindi. Dergi; “Son zamanlarda çiçek desenleri, şifon ve dantel gibi kumaşlar da erkek giyiminde görülmeye başlandı. Nötr cinsiyet artık bir aykırılık değil modadır” diyerek vaziyeti normalleştiriyordu.
Devam edelim, Time Dergisi, Mart 2017’de “Beyond He or She “ kapağıyla çıktı. Ardından National Geographic Ocak 2017 yılında Gender Revelution( Cinsiyet Devrimi) başlığıyla çıktı. Kapağına da kız gibi giydirilmiş bir erkek çocuğunun resmini koydu.
Angelina Jolie ve Brad Pitt de evlat edindiği Shiloh adındaki kız çocuğunu erkek elbiseleri giydirerek büyütüyor. Keza yine ünlü oyunculardan Charlize Theron da evlat edindiği Jackson adındaki erkek çocuğuna kız elbiseleri giydirerek bir kız çocuğu gibi büyütüyor. Türkiye’de de özellikle magazin dünyası üzerinden yoğun algı çalışmaları yapılıyor!
2010 yılında yayınlanan bir habere göre İngiltere’de yaşayan Lisa-Marie Taylor da oğlu Sammy’i nötr cinsiyetli yetiştiriyordu. Sammy, barbie bebekleri ve peri kıyafetleri ile büyüdü.
Huffington Post’ta yayınlanan bir haberde; “Bilim adamları toplumsal cinsiyet kimliğine katkıda bulunan biyolojik faktörleri henüz anlamaya başlıyor. Cinsiyete bakışı artık değiştirebiliriz” deniliyor.
2015 yılında Fransa’da bir mahkeme daha önce erkek olan bir vatandaşın kimliğine ilk defa nötr cinsiyet yazılmasına karar verdi. Belçika’nın Flaman Parlamentosu’ndaki tüm tuvaletlerin ortak kullanıma açıldığını duymuşsunuzdur. ODTÜ’deki “cinsiyetsiz tuvalet” kampanyalarını da hatırlayalım.
Diğer taraftan dünyada ilk kez denenen bir teknikle üç kişinin DNA’sına sahip yani üç anneli çocukların doğumlarına tanıklık ediyoruz. Stratejist Abdullah Çifti’ye göre Embrio’ya DNA müdahalesi ile iki anneli bir babalı veya üç anneli bir babalı çocuklar artık yeni bir aile kavramı! Meksika'da biyolojik olarak iki anneli bir babalı çocuk dünyaya geldi. İngiltere'de nüfusa kaydedildi.
Yine Ukrayna'da üç ebeveynli bir çocuk dünyaya geldi. Çiftçi, bu korkunç projenin Türkiye’de hala kadın erkek eşitliği şeklinde anlaşıldığını dile getiriyor. Oysa yaratılışa çok ciddi bir müdahale var. Aile ve toplumu kökünden sarsacak büyük bir sorunla karşı karşıyayız.
Türkiye’de AB desteğiyle LGBT ve irili ufaklı sol-sosyalist muhalif yapılar üzerinden toplumsal cinsiyet eşitliği adı altında topluma empoze edilmeye çalışılan “nötr cinsiyet projesine” ne yazık ki bazı muhafazakar kuruluşlar ve MEB de dahil olmuş görünüyor.
Örneğin, MEB ve AB ortaklığıyla yürütülen ETCEP(Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi) adındaki proje bunlardan biri. MEB’in verdiği bilgilere göre; “ Bu programla binden fazla maarif müfettişi, idareci ve öğretmen toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili eğitim aldı. Ayrıca, 542 kadın idareci ve öğretmene yönelik de liderlik eğitimleri gerçekleştirildi.
296 uzmanın katkı verdiği projeye, 10 proje ilindeki pilot okullardan yaklaşık 6000 öğretmen ve 12 binden fazla öğrenci katıldı. Projenin amacı; Eğitim öğretim programlarını ve ders kitaplarını gözden geçirerek, toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik tavsiyeler oluşturmak ve bunları yetkililere iletmek… Ders kitabındaki karikatürü hatırlayınız.
İmam hatip okullarının da yer aldığı pilot okullarda karma futbol maçlarından, erkeklerin ip atlamayı kızların da futbol oynamayı sevdiğine varana kadar bir yığın etkinlik, seminer vs düzenlenmiş.
MEB yetkilileri, Türkiye’de ilk uygulama örneği olan bu projenin hayata geçirilmesine öncü olmaktan gurur duyduklarını ifade ediyorlar. Oysa biraz araştırsalar durumun vahametini görecekler. Çünkü kadın erkek eşitliği mevzusu değildir bu. Onca olan bitenden sonra ülkemizin aile ve toplum yapısına yönelik bir planlarının olmadığını mı düşünüyorsunuz?
Ufuk Coşkun / Milat Gazetesi
2 Yorum Yorum Yaz