İlk Eşinizin Kıymetini Bilmeniz İçin Beş Sebep
- 14-01-2014
- KATEGORİ Hayatın İçinden
- YAZAR Tuğba Akbey İnan

Üç aşağı beş yukarı bütün erkekler aynıdırlar; ilk eşiniz genelde ‘’en iyisi’’dir, kıymetini bilin, elden bırakmayın! İlk eşim üniversite aşkımdı, 4 yıl birlikte okuduk ve bizi görenler ‘’ İşte çağımızın Leylâ ve Mecnun’ları!’’ derlerdi. O kadar bağlıydık, hatta bağımlıydık birbirimize; mutluluk sanki sırf bizim için yaratılmıştı! Evlendikten sonra problem şuydu: Benim mükemmele odaklanarak sergilediğim aşırı beklentilerime cevap veremiyordu, bense bunu ‘’Bütün erkekler veriyor da sadece benimki böyle!’’ sanırdım, meğer haddi çok aşan ve iletişim dehâsı denilebilecek bir akademisyene bile ‘’İllallah!’’ dedirten anlamsız, imkânsız, gereksiz ve insafsız beklentilerim varmış! Bunu gayet iyi anladım ama çok geç kaldım!
Bekârken ele avuca sığmaz biri olabilirsiniz ama evlendikten sonra iradenize hâkim olup kendinizi bir ele ve avuca sığdırmak zorundasınız, yoksa bütün ellerden ve avuçlardan kayar gidersiniz! Bekârlıkta belli ölçüde çılgınlık hoşgörülebilir, fakat evlilikte ‘’sükûnet’’ esastır, çılgınlık çıldırtır!
Yine bekârken ‘’kendi hayatınızı’’ yaşayabilirsiniz; fakat evlendikten sonra artık tek başına ‘’kendiniz’’ yoksunuz, ‘’aileniz’’ vardır ve ‘’ailenizin müşterek hayatını’’ yaşamaya odaklanmalısınız. Aksi halde evlilik yürümez, herkes ‘’kendi’’siyle başbaşa kalır!
Tamamen ilgisiz de olsa babanın ailede varlığıyla çektiğiniz çocuk ve hayat yükü, babasız çektiğinizle asla aynı değildir ve daha ağırdır! Anadolu’da ‘’Kocan olsun, çamurdan olsun!’’ sözü bunun için söylenmiştir.
‘’Nedir bu çektiğim? Ben de biraz rahat etmek istiyorum!’’ demeyin sakın! ‘’Dünya rahatlık yeri değildir ve dünyada rahatlık arayan AHMAK’tır!’’ uyarısını aklınızdan çıkarmayın. Yani herkes her an bir sınavda ve marifet ne yapıp edip sınavı kazanmaktır. (İsmi saklı)
Genç Beyin Dergisi
23 Yorum Yorum Yaz