Çocuklar Hayallerindeki Şehir İçin Buluştu

kongre resim 3Marmara Belediyeler Birliği tarafından düzenlenen I. Uluslarası Çocukların Şehri Kongresi’nde yerel yöneticiler, akademisyenler ve çocuklar bir araya gelerek çocuk dostu şehirlerin nasıl tasarlanabileceğini tartıştı. İki gün süren kongrenin sonunda çocukların hayallerini süsleyen şehir modeli ortaya çıktı: Doğa ile iç içe, yeşili bol, hayvanların korunduğu sokaklar ve güvenli oyun alanları ile engelli sağlıklı ayrımının yapılmadı bir kent… Tabii ki tüm bunlar planlanırken çocukların bir tek isteği var; kendilerine danışılması…

 

 

Katılımcıların büyük küçük demeden içeriye sek sek oynayarak alındığı kongrenin açılışını MBB Şehir Plancısı ve aynı zamanda kongrenin koordinatörlüğünü üstlenen Ezgi Küçük yaptı. Marmara Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Cemil Arslan ise, yaptığı selamlama konuşmasında, etkinliğin, şehirlerin tasarlanmasına, çocuk dostu şehirlerin kurulmasında umut verici gelişmelere öncülük etmesini istediklerini söyledi. Bütün kültürlerde umudun ve geleceğin sembolünün çocuklar olduğunu vurgulayan Arslan, "Çocuklar, insanlar umutsuzluğa kapıldıklarında bir adım ötesini insanın zihnine nakşeden varlıkların adıdır" dedi. Umutlarını sürdürmek için çocuk kongresini düzenlediklerini anlatan Arslan, "Bu ülkede yapabileceğimiz bütün itirazlara, yanlışlara ve bütün hatalarımıza karşı içimizde bir umut taşıdığımızı, bu umudu çoğaltmak istediğimizi, mümkünse toplumun bütün farklı katmanları arasında bu konuda bir mutabakat sağlamaya çalıştığımızı vurgulamak istiyoruz" diye konuştu.

 

Açılış konuşmalarının ardından Prof. Dr. Korkut Tuna’nın moderatörlüğünde başlayan oturumda Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Aslıhan Öztürk, Namık Kemal Üniversitesi’nden Okşan Tandoğan, Ankara Üniversitesi’nden Esma Eroğlu ve Merve Ertosun ile Erol Erdoğan çocuk ve şehir ilişkisini değerlendirdi.

kongre resim

“GÜVENLİKÇİ DEĞİL GÜVEN OLUŞTURUCU POLİTİKALAR”

 

Erol Erdoğan yeni bir kentleşme prensibi olarak kentleşmede çocuğa göreliliği ele aldığı sunumunda “Şehirlerde güvenlikten ziyade güven kavramı merkeze alınmalıdır. Güvenliğin çıtasını da çocuğa göre belirlemeliyiz. Şehri tasarlarken tüm sakinlerin en yüksek ortak faydası düşünülmelidir. Çocuğun esas alınması en yüksek faydayı yaratır” ifadelerine yer verdi.

 

Oyunların terk edilişinin bir mekân krizinden ziyade bir medeniyet krizi olduğunun altını çizen Erdoğan “Çocuk ve şehir ilişkisinde en önemli husus oyundur. Binaların ortak otoparkı var da neden çocukların kullanımına tahsis edilmiş ortak bir oyun ve eğlence alanı yok?” sorusunu yöneltti. Erdoğan “Çocuklara bu zindanı büyükler olarak bizler oluturuyoruz. Şehirleri güvenlikçi değil güven oluşturucu politikalarla tasarlamalıyız” dedi.

 

ÇOCUKLARA KULAK VERİN

Prof. Dr. Gülden Erkut’un moderatörlüğünde başlayan ikinci oturumda ise Finlandiya Gençlik Araştırma Ağı'dan Tomi Kiilakoski, çocuk haklarını sadece çocuklarla yakından çalışanların değil, siyasetçilerin ve sıradan vatandaşların da bilmesi gerektiğine dikkat çekti. Çocukların mutlaka sivil toplum örgütlerinde temsil edilmesi ve yer alması gerektiğini ifade eden Kiilakoski “Çocukların etrafı arkadaşlarıyla ve güvenilir yetişkinlerle çevrili olmalı. Çocuk dostu şehirler tasarlarken çocukları, yetkilileri ve bilimsel araştırma verilerini birlikte dikkate almalıyız. Sadece dışa dönük ve cesur değil çekingen ve azınlıkta olan çocukların da şehre katılımı sağlanmalı, öğrenecek alan açılmalı. Çocuğun şehre katılımını sağlarken yeni iletişim formlarından ve dijital medyadan faydalanılmalı” şeklinde konuştu.

 

Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden Selda Al Şensoy ise sadece mimar ve mühendislerin değil öğretmen ve öğrencilerin de okulu planlayan gruba dâhil edilmesi gerektiğine, bunun aidiyet hissini artıracağına dikkat çekti.

ÇALIŞTAY SONUÇLARI

Oturumların ardından yapılan belediye çalıştaylarının sonunda şu sonuçlar ortaya çıktı:

- Patates baskı gibi birbirinin aynısı değil, coğrafi ve kültürel özelliklere göre özgün sokakların oluşturulması lazım.

- Güvenli olduğu takdirde çocukların bakkala gönderilmesi hem özgüveni artırır hem de mahalleli ile kaynaşmasını sağlar, aidiyeti artırır.

- Çocukların en temel hakkı çocuk olabilme hakkıdır. Onlara çocuk gibi davranabilme, çocuk gibi özgürce konuşabilme hakkını vermeliyiz.

- Okul bahçelerinin otopark olarak değil oyun alanları olarak kullanılması gerekir. Çocuklara evlerine en yakın noktada eğitim hakkı verilirse okul bahçeleri aynı zamanda oyun alanı da olur.

- Çocuklar hayvan ve doğayı keşfetsin. Ağaçları yalnızca kartonlarda, televizyonda, hobi bahçelerinde değil kentin içinde görsünler. Şehrin içinde meyve ağaçları olsun, çocuklar şehirde ağaç görsün.

 

 

İŞTE ÇOCUKLARIN HAYALİNDEKİ ŞEHİR

Belediye çalıştaylarının ardından söz çocukların oldu.

İşte çocukların hayalindeki şehir için büyüklerden talepleri:

- Bizler doğada oynamak istiyoruz. Hayvanları tanımak ve onları korumak istiyoruz, temiz bir deniz bizim en doğal hakkımız.

- Bizim kültür ve sanat etkinliği kavramlarına aşina olmadığımızı sanmayın. Bu etkinlerin olmasını ve bu etkinliklerde yer almayı istiyoruz.

- Öğretmenlerimizin sigara içmesi bizi çok rahatsız ediyor.

- Sağlıklı da olsak engelli de olsak biz çocuğuz ve biz sağlıklı, engelli ayrımı yapılmadan hep bir arada yaşamak istiyoruz. Biz birbirimizi tamamlayabilir, birbirimize destek olabiliriz.


Bunlar da ilginizi Çekebilir

0 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz