Bitmeyen Ev İşleri

gonca-profil (1)Geçenlerde bir anneyle konuşuyorduk. Çocuklarının huysuzluğundan ve hiç tahammül edemediğinden bahsetti. Konuştukça evin temizlik ve düzenine dikkat etmekten çocuklara enerjisinin kalmadığını fark ettik.


Cam silerken çocuğu yanına gelse, ilgilenemediği gibi gerilip tersliyormuş. Hani şu cam silme işi ayda yılda birkaç kez olur, dedim, onu da çocuklar okuldayken yapsanız…

İşler sandığım gibi değilmiş. Her misafir geleceğinde evde camlar silinir, perdeler yıkanırmış. Ve sık sık misafir gelirmiş.


Tek camla bitmiyor ki, bir de evin kalan yerleri var, süpürgesi, tozu var. Banyosu, tuvaleti, mutfağı var… Daha önemlisi ikram mevzuu var. Ki şimdiki günlerde en az 8 çeşit ikram hazırlanıyormuş.

Duyunca kalbim duracak gibi oldu. İki çocuklu bir annenin onca çeşidi hazırlaması demek, saatlerini, günlerini ayırması demek. Yapamaz mı insan? Yapar. Ama uykusundan, ailesine ayıracağı zamandan kısmadan mümkün olur mu, sanmıyorum.

Camlar her misafirde silinmese n’olur, kim niye baksın ki, dedim. Bir misafirlik ortamında, “geleceğimizden haberi olduğu halde camı silmemiş,” diye ev sahibinin arkasından söylenenler olmuş.

Yazık ki biz kadınların birbirine ettiğini kimse etmiyor. Misafirin geleceğinden haberi olsa da camları silememiş olamaz mı? Diğer işlerden beli ağrımış, yorulmuş olamaz mı? Tam silecekken çocuğu ağlamış, ilgilenmesi gerekmiş olamaz mı? Hepsinden öte canı istememiş olamaz mı? Her zaman her işe aynı derece istekli oluyor muyuz?

İnsanız, kadınız… Zihnimiz bin türlü işle yorgun, bedenimiz ayrı yoruluyor. N’olur ki kusur arayıp bulmada yarışmak yerine, “olsun varsın” diye rahatlatan olsak? Hani bir de gittiğimiz evlerde yapılmayan işleri üzerimize alınmasak.


Bir sıcak muhabbetle sevildiğimizi hissedebildiğimiz evlere misafir olsak.

Samimi bir misafir, dostun gözlerinden ötesini görür mü? Görüyorsa onun da rahatlamaya ihtiyacı var demektir. “Şu çeşitleri azaltsak arkadaşlar, hani hepimizin ailesi var, zora girmeyelim” desek.

Çok çok daha güzelini yapacak kadar yetenekli olabiliriz, ancak o yeteneklerimizi biraz da kendimizi, ailemizi mutlu etmek için kullansak.


Ne çok yemeye, ne birbirimizi kontrol etmeye ihtiyacımız var.

Hepimizin ihtiyacı biraz huzur değil mi?


Bunlar da ilginizi Çekebilir

2 Yorum Yorum Yaz

Sevgi
20/09/2018
Halen daha bu tarz dusunceler olduguna inanamiyorum nedense. Benim 60 yasina dayanmis annem bile artik 3 cesit yeter diyip yormuyor kendini. Eskidendi sanki bu temiz ev, bal dok tala camlar, bilmem kac cesit ikramlar. Geleki cocuklu bir kadinin kendini bu denli parcamalasi cok garip geldi. Bazi Kadinlar birazda yarismak istedigi icin devam ettiriyor bu adetleri sanki. Benim tanidigim bircok ortamda artik yok bu aziyetler. Cevre baskisindan kurtulmaya calismayip direk baskiyi olusturan kadinlar ne yazikki en cok eziyet ediyor kendilerine. Yazik o cocuklara yazik o kocaya ne diyelim...
kübra
18/09/2018
Maalesef çok doğru tespitler.. Hanımlar ikram konusunda birbirleriyle yarıştıkları kadar çocuklarına vakit ayırma konusunda yarışsalar ne gereksiz yorgunluklar olur ne de huzursuzluklar.. Ben de çevremde aynı eleştirileri duyuyorum, bu yüzden evime misafir gelmesini istemiyorum. Geldikleri zaman da ev temizliği ve ikram çeşitliliğinden dolayı çok gergin oluyorum. Rabbim bizleri düzeltsin inşallah.

Yorum Yaz