Haydi Dedeler

haluk beyBir taraftan şükür Kavuşturan'a...

Bir taraftan, işte geldi gidiyor...

Ramazan'dan bahsettiğimi anlamışsınızdır.

Bu feyizli mübarek günlerde Ramazanlaşan ruhlarımızda çevremizle olan ilişkilerde özellikle
torunlarla olan ilişkilerde nasıl hareket etmeliyiz sorusu gündemimizdeki önemli sorudur.

Bugün hangi yaşta olursak olalım, her birimizin çocukluk yıllarından kalma Ramazan hatıraları vardır.
Dedeliği idrak etme yaşında olanların hatıraları biraz daha farklıdır.

Çünkü onların 40-45 yıl ve öncesine dayalı hatıralar dünyasında, bilgisayarlar, oyunlar ve TV programları o kadar hayatı işgal etmiyordu.

Bugün torunlarımızın hayatını maalesef bu elektro araçlar daha çok işgal eder oldu.
O zaman bugün torunlarımızın hayatında nasıl izler bırakmalıyız ki gelecekte onlar da yetişkin oldukları zaman çocukluklarına Ramazan'a dair anlatacakları hatıralar olsun?

Teknolojinin getirdiği kimi zaman kolaylık, kimi zaman problem olan hususları dert etmeyip, onları aşacak bir tavır ve eğitim tarzı benimsemeliyiz.

Bu da hanelerimiz içinde büyüklerin yetişkinlerin duruşlarını ona göre tanzim etmelerini gerektirir.
"Nasıl yani?" dediğinizi duyar gibiyim, anlatayım...

Bugün tüm aileler için evlatlarının, torunlarının İslami bir hassasiyetle yetişmesi önem arz etmektedir.
Tüm aileler için zamanı gelince evlatlarının oruç tutması, namaz kılması çok önemli bir konudur.

Bu sonucu elde edebilmemiz için çocuklar için daha büyüme dönemlerinde dini atmosfer oluşturmalıyız.
Ramazan bunun için bize sahuruyla iftarıyla eşsiz fırsatlar sunmaktadır.

Sadece sahur, iftar, teravih, oruç tutma, oruç açma kelimelerinin günlük ortamda konuşulması dahi
çocukların dünyasında bir nevi manevi eğitimdir.
Hatta bazı pratik uygulamaların, mesela torununuzu namazdan sonra dizinize oturtup, onun parmaklarıyla tespih çekmeniz
çok güzel bir hatıra olarak zihinlerde kazınacaktır.

Demem o ki, dini eğitimi sadece bir ders ortamının konusu yapmayıp hayatın her tarafına yaymamız lazım.
Herhangi bir iş için çarşıya pazara giderken "Dede nereye gidiyorsun?" diye soran toruna, "Caminin yanından geçip
oradan markete uğrayacağım" tarzında bir cevap dahi, hayatın içinden bir telkindir.
Haydi dedeler, torunların dimağlarında tat bırakacak Ramazan eğitimi seferberliğine var mısınız?

Peygamber Efendimiz'in torunlarına nasıl davrandığını modelleyerek...


Bunlar da ilginizi Çekebilir

0 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz