İletişimsizlik İçin...

tugbaGeçtiğimiz haftalarda Sevgili Mine İzgi’nin Cennet Yuvamız programında Psikolog Mehtap Kayaoğlu;
“Şaka gibi ama sosyal fobisi olan insanların bu sorununu çözdüğümüz de bile kendilerini ifade edemediklerini görüyoruz. Çünkü kendilerini anlatacak kelimeleri yok pek çok insanın.” tesbitinde bulundu. Çözüm olarak kitap okuma seyrine girdiklerini de cümlelerine ekledi.

Yaptığı tespit önemli zira bir süredir uzmanlar, eğitimciler pek çok şey anlatsa da hala büyük iletişim kazaları yaşanmakta ilişkilerde. Pek çok olay ,aslında çözülebilecekken basit iletişim kazaları sebebiyle karmaşık hala gelebiliyor.

Çocuk, eş, komşu, öğretmen, öğrenci…Aklımıza gelebilecek pek çok iletişim probleminde pek çok şey biliyor olmamıza rağmen uslüp nedeniyle yol alamıyoruz bence de.

Sadece doğru anlatmak değil, doğru anlaşılabilmek içinde bu şart. Söylediklerimize algılarını, hislerini karıştırmaması için muhatabın çokça düşünmüş ve olaylara başka bir penceren bakabilmiş olması gerekiyor.
**
Ne yazık ki ne anneler, ne babalar ne de eğitimciler yeterince okuyor. Dolayısıyla okul yaşamımızda kazanmamız gereken problem çözme becerisi refleksimizi bir türlü geliştiremiyoruz. Kısa bir cümle ile çözebilecekken sorunu karşıdakinin “dır dır” diye adlandıracağı uzunlukta anlatabiliyoruz derdimizi.

Karı koca ilişkilerine bakın. Aslında basit bir iletişim çatışmasında bile eşlerin cümleleri o kadar saldırgan olabiliyor ki, kavga daha da alevleniyor.

İnsan eşiyle otuzbeş- kırk yıl boyunca hala aynı şeyden kavga ediyorsa bir dönüp” acaba söyleme biçimde ya da uslubumda bir yanlışlık olabilir mi?” diye sormaz mı? Sormuyor işte…

Çocuk terbiyesinde de öyle…Çocuklarının yapmadığı şeyi dönüp dönüp anlatmak yerine ebeveynler, yapacaklarını söyleyebilseler keşke …Ama söyleyemiyorlar işte…

Okulda çocuklara “şişt, bana bak, kime diyorum, alooo” diyen öğretmenler, çocukları nasıl bir büyük insana çağırdıklarını fark etseler keşke… Ama fark edemiyorlar işte…

Hepsi iletişimi gerçekten bilmiyor oluşumuzdan…
**
Kendimizi anlatabilecek cümlemiz yoksa heybemizde , nefesimiz de çabuk kesiliyor. Sonrası da kısır döngü, ayrılık, ebeveyn çocuk çatışmaları…

İnsanı, hayatı, ötekini daha iyi okumanın yolu cümlelerden geçiyor. Cümleler yaramızın merhemi oluyor, doğru yolu gösteriyor.

İletişim krizleri,kazaları için en iyi yol bu sebeple okumaktan geçiyor bana kalırsa… Ömer Sevinçgül’ün geçtiğimiz günlerde twitterda yazdığı gibi;

“Kitaptan daha önemli bir şey olsaydı, Allah insanlara onu indirirdi.”

tugbaakbeyinan@gmail.com


Bunlar da ilginizi Çekebilir

6 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz