Kadınlar mı Kıymetli Köpekler mi?

Ülkenin birinde zengin ve kudretli bir adamın; bir kızı bir oğlu varmış. Adam kızını çok sever, üzerine titrermiş.  Kızıyla çok vakit geçirirmiş fakat oğlunun pek yüzüne bakmazmış. Oğlu da kız kardeşini kıskanırmış, o da sevilmek istermiş. Bunun farkında olan adam, oğluna iyice kötü davranırmış. Ağabey kız kardeşine sesini yükseltse, baba oğlunu hemen cezalandırırmış. Bunun farkında olan kız da şımardıkça şımarırmış. Bu yıllarca böyle devam etmiş.

Bir gün genç kız bahçede ağabeyi ile kavgaya tutuşmuş. Kavga sırasında kız öfkeyle kendini yere atınca dizi taşa çarpıp yaralanmış. Ağlayarak eve gitmiş.  Kanayan dizini evdeki hizmetliler sarmışlar. Akşam olayı öğrenen baba, oğluna çok kızmış ve oğlunu gece vakti evden atmış. Oğlu eve bir daha dönmemiş, Kıymetle kızını kimsenin üzmesine izin veremezmiş.

Adam bir gün sokakta iri yarı kocaman bir köpek görmüş. Köpeği sevmiş, getirip evinin bahçesine koymuş. Ona çok güzel bir kulübe yaptırmış. Köpeğe en leziz yemekleri yedirmiş. Sokakta ona buna saldırmaya alışmış köpek, bu kez çalışanlara saldırmaya başlamış. Birkaç çalışanı ısırmış fakat adam bunu umursamıyormuş.

Köpek bir sabah adamın kızını kovalamış bahçede. Kız korku ile kendini eve zor atmış. Adam eve geldiğinde bahçede köpekle oynamaya başlamış. Kız odasının penceresinden babasına seslenmiş.

-Babacığım bu köpek sabah beni kovaladı, yakalasa parçalayacaktı. Lütfen artık onu evimizden uzaklaştır.

Babası bir kızına bakmış bir de köpeğe.

-Hayır. O benim kıymetli köpeğim. Onunla oynamaktan mutlu oluyorum. O sana bir şey yapmaz. İt sahibini ısırmaz, demiş.

Kız ne kadar yalvardıysa da baba köpeği göndermeyi reddetmiş. O da bahçeye çıkmaz olmuş, Bir ikindi vakti genç kız pencereden dışarı bakarken uzun saçlarını tarıyormuş, Bir an tarak elinden kayıp aşağı düşmüş. Kız eğilip bakmış, köpek ortada görünmüyormuş. Almak için bahçeye çıktığında köpeğin saldırısına uğramış. Korkudan bayılıp yere yığılıp kalan kızı kimse görmemiş. Köpek kızın kulaklarını ve burnunu yemiş. Kız orada kan kaybından ölmüş.

Adam eve gelir gelmez köpek ile oynamak için bahçeye çıktığında, köpeğin hemen önünde kanlar içinde yerde yatan kızının cesedini görmüş. Derin bir acı duymuş. Kızının yanına yere oturmuş. Güzel kızı, kıymetli kızı, kanlar içinde paramparça yatıyormuş. Gözyaşları sel olmuş. Kızıyla bahçede koşturup oynadıkları zamanlar gelmiş gözünün önüne. Kızının sımsıkı ona sarılıp “Babacığım” dediği o anlar… “Benim güzel kızım” diye onu kucakladığı o anlar… Uzun bir süre orada ağlamış.

Başını kaldırdığında, ona bakan köpeği görmüş. Ağzının kenarlarında ve dişlerinde kızının kanı görünüyormuş

Köpeğe kızamamış: “Onun da doğası bu” diye düşünmüş. “Onu atamazdım ki! O da Allah’ın dilsiz bir kulu. Onu bıraksaydın Allah hesap sorardı. En doğrusunu yaptım.” deyip vicdanını aklamış ve ağlamaya devam etmiş.

Sonra kızın kalbinden minik bir melek çıkmış. Adamın karşısında durmuş ve  ona:“Sen Devlet Babasın. Sana ağlamak yakışmaz. Sen oğlunu da kızına da korumakla sorumluydun. Sen sadece kadınların babası değilsin, oğlunu korumadın. Köpeklerin babası hiç değilsin, bile bile kızını korumadın. Bütün bunlardan sen sorumlusun. Böyle babalık olmaz.” deyip uçup gitmiş.

6284-5199 kanunları üzerinden temsili bir hikaye.

Benzerleri gerçek hayatta yaşanıyor. Psikolojik şiddet bahanesi ile her gün erkekler evinden atılıyor.

Erkeklerden korunan kadınlar, köpeklere yem yapılıyor. Çocuklar, genç kızlar, kadınlar şehrin içinde köpek sürelerinin saldırısına uğruyor.

Soru şu: Kadınları babasından, kocasından koruma adına seferberlik yapan, sözleşmeler imzalayan, kanunlar çıkaran, kadının beyanını gerçek kabul eden devlet yetkilileri, NEDEN kadınları köpeklerden korumuyor? NEDEN?

Köpek dişleri arasında yüzü parçalanan, bedeni delik deşik olan genç kızların, kadınların psikolojisi neden düşünülmüyor? Baba, koca kızınca bozulan psikoloji, köpek dişlerinden etkilenmiyor mu? Bu ağır fiziksel ve psikolojik şiddet NEDEN yok sayılıyor?

Kocası “Nereye gidiyorsun?” dese kadının özgürlüğü kısıtlanıyor, diye adamı evinden atan yetkililer, NEDEN köpek korkusu ile evinden çıkamayan, parka çocuğunu götüremeyen annelerin özgürlüğünü düşünmüyor? Köpek korkusu yüzünden okulunu bırakan genç kızların, evinde bunalan yaşlı teyzelerin, engelli kadınların sesini NEDEN duymuyor?

NEDEN bunca kadının özgürlüğü KÖPEKLER için feda ediliyor. NEDEN?

Ve kadının özgürlüğünü savunan feministler nerede? Bir zamanlar “gece vakti mini eteğimizle yolda güvenle yürüyemiyoruz” diye ortalığı yıkan feministler neredesiniz? Kadınlar gündüz vakti bile yollarda güvenle yürüyemiyor.

Peki sizler şimdi NEDEN kadınların değil,  kadınları parçalayan KÖPEKLERİN tarafındasınız?

Yoksa esas mesele KADIN değil miydi?



Bunlar da ilginizi Çekebilir

0 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz