Ağır Gelen Teşekkür

gonca-profil (1)

Çocuk bayramıydı sözde…

Çocukların bir kısmı oyun adı altında kendilerine ezberletilen zoraki hareketleri yapmaya çalışıyor, okul yöneticileri gölgede sandalyelerine kurulmuş izliyordu. Diğer çocuklar da arka arkaya dizilmiş, güneşin altında ayakta dikiliyordu. Veliler ne yapsak da görsek diye birbiriyle kavga ediyor, ellerinde birer telefon, buldukları boşluktan çocuklarının bu unutulmaz(!) anlarını çekmeye çalışıyordu.

Uzaklaştım… uzaklaştım… bu yıllardır aşina olduğum dairenin dışına çıktım, zor da olsa… Ve bambaşka bir dünyada buldum kendimi.
Bir dede gördüm arkada... Sessizce bir banka oturmuş, etrafında minik çocuklar koşturuyor… Yüzünde öylesine az rastlanan bir gülümseme. Bütün gürültüyü bastırdı bir anda onun sessiz cümleleri. Yanında koca bir poşetin içinde balonlar ve renk renk tokalar vardı.

Satıcı olmadığını anlamak zor olmadı.

Samimi haline duyduğum bir merakla yakınında bir yere ilişip, izlemeye başladım… Titreyen ellerine aldığı balonları şişiriyor ve tek tek

uçlarına ip bağlayıp, üstüne de kocaman bir gülücük ekleyip uzatıyordu çocuklara.
Her bir şişirdiği balondan sonra nefessiz kalırcasına öksürüyordu. Öksürük krizinin ortasında cebinden zar zor çıkarabildiği kutudan bir nane şekeri atıp ağzına, yeniden devam ediyordu balonların içine nefesini üflemeye.

Bir selam ile dünyasına girmek istedim dedenin. Bambaşka bir hali vardı. “Onların hepsi benim torunlarım”, “Onların sevinci herşeye değer” dedi… Meğer bu dede her bayram bu okul bahçesine elinde hediyelerle gelirmiş, çocuklar ve konu komşu onu iyi bilirmiş.
“Mutlu olmak için onların sevinci yeter, daha büyük şeylere gerek yok,” dedi. Ellerinde balonlarla neşe içinde uzaklaşan çocukları gösterip

“Bir bay bay demeleri yetiyor, onların teşekkürleri bana ağır gelir,” dedi.
“Onların teşekkürü bana ağır gelir”… Büyüdü, büyüdü, büyüdü bu cümle zihnimde… Kocaman oldu, bütün dünyamı kapladı. Çocukluğumda “bayram” adı altında soğukta saatlerce beklerken ayaklarımızın donduğu günler geldi aklıma… Sıcakta başımıza güneş geçtiği günler.

Protokol adı altında muhteremler oturmuş, kendi enaniyetlerini besleyecek diye, çocukluğumun sirk maymunu haline getirildiği günler.

Ve çocuk olmanın ancak böyle geniş yürekli insanlar sayesinde keyifli olacağını düşündüm…


Bunlar da ilginizi Çekebilir

4 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz