Paris İklim Sözleşmesiyle Neleri Kabul Ettik?

1- Tarım ve hayvancılığı bitirerek yapay ete geçilmesini.

Bunun bahanesi de dünyayı en çok ineklerin çıkardığı gaz kirletiyormuş.


İneklerin gazından dolayı atmosfer ısınıyormuş. Bu absürt sebep ülkelerin politikalarını şekillendiriyor.


Tarım ve hayvancılığı bitirmenin hazırlığına zaten başlanmıştı. Son yıllarda sosyal medyada vejetaryen ve veganlığa övgüler diziliyor ve et yememenin daha sağlıklı olduğu iddiaları çokça yer alıyor.

 

Medyadan halka et, süt, yumurta gibi hayvansal ürünlerin zararlı olduğu empoze edilmeye çalışılıyor, bilimsel gerçekler adı altında.


Etten vazgeçmek istemeyecekler için de alternatif olarak kanserojen maddelerle üretilen et tadındaki yapay şeylerin hazırlığı çoktan başladı. Yakın zamanda gerçek et, sadece elitlerin ulaşacağı bir yiyecek haline gelecek.


Aşırı pahalanan yem fiyatları yüzünden zaten pek çok kişi hayvancılıktan vazgeçmeye başladı. Bir de bunun üzerine hayvanlarda bulaşıcı hastalık var haberleri yayılıyor. 


Hayvanlarda bulaşıcı hastalık var, diyerek hayvanlar hiç de güvenli olmayan mRNA aşıları ile aşılanıyor. Aşı sonrası ölen hayvanların haberleri medyada yer alıyor. Küreselcilerin kuş gribi yalanı pek tutmamıştı fakat bu kez başaracaklar gibi duruyor, 

Kurban Bayramı da geçmişten bir nostalji olacak.


Et, süt, yumurta gibi hayvansal gıdalara düşman olma sebepleri ise bu gıdaların içinde özellikle insanların düşünme, hafıza ve muhakeme yeteneklerine iyi gelen omega, B12 gibi vitaminlerin olması. Bunları yemeyen insanları koyun gibi gütmek kolay olacaktır.


2-Tüm sanayi kuruluşlarının denetim ve izni uluslararası kurumlara bağlanmasını. Bu da işletmelere ve halka yansıyacak yüksek karbon vergisi yükü getirecek. Aynı zamanda pek çok fabrika kapanma ile karşı karşıya kalacak.


3-Bütün termik santrallerimizi kapatmayı. Termik santraller kömür ile çalışıp elektrik ürettiği için doğayı kirlettiği iddiası ile sözleşme gereği kapatılması gerekiyor. Bu bizim için çok büyük elektrik ve enerji sıkıntısı demek. Bu da üretimin pahalıya mal olması her şeyin fiyatının anormal derece yükselmesi sonucunu doğurur.


4-Madenleri kapatmayı, nükleer santral yatırımlarını durdurmayı ve doğalgaz çıkarmaktan vazgeçmeyi. Yani “Altın bulduk, Doğalgaz bulduk…” sözleri sadece bir masal olarak kalacak.


5- Petrol, kömür ve fosil yakıtlarının kullanımının en aza indirilmesini. Bu de petrolde kıtlık ve büyük zam demek.

 

Bütün bunları niye kabul ettik?: Yeni kurulacak küresel sistemde en önde yer almak için. Bu küresel sistem bütün vazgeçişler karşılığında bize ne vaat ediyor? Bir kısım insanalar ve siyasetçilere imtiyaz, halka kölelik.


Yeni Dünya Düzeni” kurmalıyız diyen Siyonistlerin güdümündeki Küresel Baronlar yıllardan beri bu günlere hazırlanıyorlardı son zamanlarda atağa  geçtiler: “Büyük savaşlar ya da kaoslar olmadan yeni bir düzen kurmak zordur.” diyorlar. Plandeminin epeyce ekmeğini yediler, sıra iklim sözleşmesiyle dünya halklarının haklarını sömürmeye geldi.


Paris İklim Sözleşmesinin Göstermelik Amacı

 

"İklim değişikliğine sebep olan küresel ısınmayı durdurmak, dünyayı ve insanlığı kurtarmak"

 

Kim diyor bunu? Yüzyıllardan beri dünyanın pek çok bölgesinde sömürü düzeni kurup doğayı katleden, insanların hayatını söndüren, sömürgeci zalimler, satanistler diyor. Katiller kurtarıcı rolüne soyundular.

Küresel ısınma dedikleri şey: Koskoca bir YALAN

 

Tarım ve hayvancılığın değil fakat sanayinin havayı kirlettiği bir gerçek. Fakat kirli havanın  atmosferi ısıttığı ve elli - yüz yıl sonra havanın ısısının dünyada yaşanamayacak kadar artacağı iddialarını kabul etmeyen pek çok bilim adamı var. Havadaki karbondioksit atmosferin ısınmasına sebep olmuyor.

 

Küresel Çeteden fon almamış gerçek bilim adamları bunun “küresel bir skandal” olduğunu açıklıyor. Konu ile ilgili bilim insanlarının açıklamalarının olduğunu yazının linkini  yazının altına ekliyorum.

 

Dünyayı kurtarmak iddiasındaki Küresel Çetelerin ele başlarının küresel ısınmanın en büyük sebebinin ineklerin çıkardığı gazlar olduğunu iddia edip tarım ve hayvancılığa savaş açmaları ise gerçek niyetlerini pek güzel açık ediyor. İnekler yok olmalıymış, insanlar fabrikada üretilen yapay etleri yerse dünya kurtulacakmış! 

 

Küresel elitlerin tek derdi Dünyaya Efendi olmak. Hatta Bill Gates "Tanrının işini yapıyorum" diye açıklama yapmıştı. Batılı baronlar teknolojideki ilerlemeyle firavunlaştılar. Eski sistemi yok edip kendi kafalarında planladıkları yepyeni bir dünya düzeni kurmak istiyorlar.

 

Bu palanın içerisinde Siyonistlerin ana gayesi; vaat edilmiş toprakları ele geçirmek ve üstün ırk olarak dünyayı yönetmek .Onlar için kendiler dışındaki insanların böcek kadar değeri yok. Onlar için uygun gördükleri hayat cinsiyetsiz, mülkiyetsiz, ailesiz, dinsiz, kontrol altında bir hayat.


Koronavirüs bahanesiyle bunların provası yapıldı.  HES - Hayat Eve Sığar. Eğitim dahil her şeyin dijitale aktarılacağı, yapay zekanın kontrolünde ev hapsi  gibi bir hayat layık görülüyor insanlara.

 

TRT de bile koronavirüs döneminde bu konu: “Dünyayı bir avuç elit yönetecek” diye haber yapıldı. O bir avuç şeytani elit, ülkeleri ellerinde tutmak için her ülkede belli bir azınlığa imtiyazlar verecekler ki köle haline getirecekleri ülke halklarını gütsünler diye. Bu yüzden de siyasetçiler ve iş dünyasının patronları konuyu gördükleri halde imtiyazlı sınıfta olma hayaliyle sessiz kalıyorlar.

 

Paris İklim Anlaşması #İklimDeğişikliği  #YeniNormal  #SürdürülebilirKalkınma #YeşilEkonomi  #YenilebilirEnerji  #KarbonAyakİzi  #VatandaşlıkPuanı gibi süslü kelimelerle sürekli dile getiriliyor.

 

Hatta Garanti Bankası “Karbon ayak izin kaç?” diyerek yeni sistemin reklamına başladı. Et satın aldıysan karbon ayak izin yükselecek bu da seni kötü vatandaş yapacak zira karbon ayak izin yükselince vatandaşlık puanın düşecek. Çin usulü diktatörlük sistemi başlıyor.

 

"Yeni normal" dedikleri yeni ve karanlık bir sistem. Yeni sistemi planlayan Küresel Elitlerin tek derdi tarım ve hayvancılık değil, aynı zamanda ülkelerin sanayi ve ekonomisini bozmaktır. Zengin çok zengin olacak fakir de çok fakir, orta sınıf kalmayacak. Geçmişteki kölelik sisteminin farklı bir versiyonunu yapmak istiyorlar.

 

Dünyayı kurtarma adına yapılacaklar insanlığı bitirecek. Büyük ekonomik krizler yaşayan halk yöneticilerinin onları Küreselcilere teslim etmelerini razı olacaklar, onları  efendi kabul edip tek elden yönetilmeyi kabul etmek durumunda kalacaklardır. Kıtlık ve açlıktan bıkmış kirasını bile ödeyemeyen borç batağına saplanmış halk  bir direnç gösteremeyecektir.

 

Paris İklim Sözleşmesinde HEDEF: Tüm dünyada karbon salınımında sanayi devrimi öncesi değerlere ulaşmak, olarak açıklanıyor. Tüm dünyada sanayi bu kadar ilerlemişken nasıl olacak da karbon salınımı sanayi devri öncesiyle aynı olacak?

 

2030 kadar karbon salınımının dünyada yüzde elli azaltılması, 2050 ye kadar sıfıra indirilmesi Paris İklim Sözleşmesi’nin temel hedefi.

 

Yani 7 yıl içerisinde karbonu yüzde elli azaltmak demek ülkeler için çok hızlı ve tehlikeli bir değişim demek. Zaten esas hedef de bu.

 

Sözleşme neden daha önce Meclise getirilmemişti?

 

Türkiye Paris İklim Antlaşmasını 2016 da imzalayan ilk ülkelerden biriydi  fakat şartlar kötü olduğu için sözleşmeyi Meclise getirmemişlerdi. Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan Eylül 2021 de katıldığı BM toplantısında Ekim ayında sözleşmeyi Meclisten geçireceği sözünü verdi ve sözleşme Meclisten geçti. Çevre Bakanlığının adı da Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştirildi.

 

Sözleşmenin 2016 da Meclise getirilmemesinin sebebi şu şekilde açıklanmıştı. Türkiye’yi  Ek-1 gelişmiş ülkeler grubuna aldıkları için iklim finansmanından yararlanamayacağı gibi bir de gelişmekte olan ülkelere her yıl yüklüce miktarda  yardım yapması gerektiğinden sözleşme Meclise getirilmedi.

 

Şartlar değiştiği ile ilgili bir açıklama yapılmadığına göre aynı şartlar kabul edilmiş demektir. 2021 BM toplantı sonrası “finansmana erişim noktasında büyük fırsatlar sunulduğu” açıklamasıyla sözleşmenin onaylanacağı söylendi ve sözleşme Meclisten geçti. Türkiye’nin sözleşmeyi imzalayan gelişmekte olan ülkelere her yıl kaç milyon yardım göndermesi gerektiği açıklanmadı. 

 

Trump Sözleşmeden Neden Çıkmıştı?


Paris iklim Anlaşmasını ABD de Barack Obama imzalamıştı. Trump sözleşmenin “istihdamı öldüreceğini, çevreyi kirleten yabancıları zenginleştirirken Amerikan halkını cezalandıracağını, milyonlarca ABD’linin işsiz kalacağını” belirterek sözleşmeden çıkmıştı.

Fakat sözleşmeden başvuru sonrası resmen çıkmak için yaklaşık 4 yıllık bir süre şartı olduğu için resmi olarak ABD 2020 de sözleşmeden çıkabildi. Küresel Çetenin adamı Joe Biden seçilince ABD tekrar sözleşmeye dahil oldu.

 

Sanayi ile dünyayı en çok kirleten 3 ülke

 

Çin, ABD ve Hindistan yüzde 51.1 ile dünyayı kirleten ilk üç ülkeden biri. Ülkemiz ise bin de 6. 

Çin ve ABD baş sorumlu oldukları halde karbon emisyonunda en az geriden gelen ülkeler. Çin sanayisi ile dünyaya hizmet ettiğini ve 2030 kadar kömür santrallerini açmaya devam edeceğini sadece emisyona ağırlık vereceğini açıkladı. Çin sözleşme şartlarına uymak için hedeflerini 2060 olarak açıkladı. O da sonradan vazgeçmezse! Fakat sera gazlarında ülkemiz çok geride - binde 6 olduğu halde sözleşmeyi bir an önce hayata geçirmek bize düşmüş.

 

Kısaca sözleşme şartları küçük ülkelerin ekonomisini batırarak yeni normal için bu sözleşme üzerinden ülkeleri küreselcilere teslim edecek.

Paris İklim Sözleşmesinin en büyük zararını bizim gibi küçük ülkeler görecek.

Dünyayı kirletmekte yüzde 1 lik dilime girdiğimize söyleyenler ülkemize sanayi üzerinden fazla suç yükleyemeyecekleri için tarım üzerinden suç yüklemişler biz de kabul etmişiz.

 

TÜİK 2020 raporlarına göre ülkemizde metan salınımlarının yüzde 61'i tarım, yüzde 22'si atık, yüzde 17'si enerji sektöründen kaynaklanıyor.

 

Üstelik daha çok tarımdan çıkan metan gazı diğer karbondioksitlere göre atmosferde kısa süreli kalıyor. Fakat havanın kirlenmesinin suçu tarım ve hayvancılığa yükleniyor. 

 

Hava Kirliliğine Karşı Çözüm

 

Bir küresel ısınma problemi yok fakat hava kirliliğe problemi var.

Atmosferi temiz tutmanın çaresi de sera gazı diye adlandırılan  karbondioksit, metan ve diğer gazları yok etmek değil bunların kirliliğe sebep olmaması yönünde çalışmalar yapmak olmalı. 

 

Allah doğanın kendini temizleme döngüsünü zaten kurmuş. Tarım ve hayvancılık gibi doğal olan hiçbir şey atmosferin dengesini bozmaz. Ormanlar karbondioksiti oksijene çevirerek atmosferi temizliyor. Dünyaya karbondioksit de lazım oksijen de Problem karbondioksit olması değil, karbondioksiti oksijene çevirecek ağaç olmaması.

Çözüm 1: Fabrikalardan çıkan kinli gazların emisyon değerlerini düşürmek ve kaliteli filtreler ile kontrol altına almak:

Çözüm 2: Havayı temizleyen ağaç dikimlerini artırmak ormanların artmasını sağlamak.

Çözüm 3: Halkı israf ve enerji tasarrufu konusunda bilgilendirme, ödüllendirme.


Dünyada karbon negatif iki ülke var. Biri Butan. Butan’ın anayasasına göre ülkenin hâlihazırda yüzde 70’lerde olan ormanla kaplı arazisi, yüzde 60’ın altına düşemez. Butan ürettiği karbonun üç katını ormanlarıyla bertaraf ediyor.

Diğeri de yine ormanı bol Surinam.

 

Kısacası havada fazla bulunan başta karbondioksit gibi sera gazlarını azaltmanın yolu termik santrallerden sanayiye tüm üretim kaynaklarını kapatıp, insanları işsizlik, açlık, kıtlık ve karanlığa mahkum etmek olamaz. 


Hele bir de “karbonu azaltacağız” diye yapılan masrafları halkın sırtına “karbon vergisi” diye yüklemek asla kabul edilemez.

Ağaçlandırma seferberliği başlasın. Milyonlarca ağaç dikelim. Ormanlarımızı koruyalım.

Çıksın artık bu ülke Batı güdümünden. 

Şehit kanları ile alınan bu ülkeyi iklim sözleşmesi gibi kandırmacalarla küreselci şeytanlara teslim etmeyelim. 


https://www.cocukaile.net/kuresel-isinma-sahtekarligi 



Bunlar da ilginizi Çekebilir

1 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz