Ben Karışmam Özün Bilir

untitled5-125x150Başlıkta yazdığım cümle bir aile büyüğümüzden sürekli değil ama gerek olduğu her zaman duyduğum bir cümle. Özün bilir, kendin bilirsin anlamında.

Ne kadar da güzel bir cümle. Bu cümlenin yaşattığı rahatlık gerçekten paha biçilmez. Herkesin her şeye burnunu sormak istediği bir dünyada çok daha değerli..

En basitinden çocuğunuzla dışarıda bir sorun yaşıyorsunuz, hiç tanımadığınız biri sus ağlama bakıyım deyip üşenmeden bir dizi çekilmez yönerge sıralayabiliyor.

Ya da çocuklarınız kavga ederken ve siz kendi yöntemlerinizle halletmeye çalışırken bir şeyleri, bir aile büyüğünüz ama napıyorsun sen, ben senin yerinde olsam asla böyle yapmam diyor.

Ben karışmam cümlesini en son böyle bir durumda bahsettiğim aile büyüğümüzden duydum. O kadar mutlu oldum, o kadar özgür hissettim ki kendimi anlatamam.Hatta çocuklar o aile büyüğü işe karışsın da kendi istedikleri sonuç çıksın diye uğraştılar ama öyle olmadı.

Bana karışılmayacağının da rahatlığıyla ondan sonra çocuklara daha kararlı davrandım.

Benim o sırada takip ettiğim yol yanlış bile olsa, uygulayıp yanlış olduğunu görürüm belki. Ama her kafadan çıkan sese kulak verince insan ne bir şeyi sebatla uygulayabiliyor ne de bir tahlil yapabiliyor. Elde var tam bir kafa karışıklığı.

Ve çok garip bir sorumluluk alma merakımız var. Mesela ben birine mesuliyeti olan bir akıl versem eşiyle olan bir problemiyle ilgili, o da benim dediğimi yapsa -doğru veya yanlış- neticenin sorumluluğu biraz da bana ait olmaz mı?

'Ben seni anlıyorum ama herkesin yaratılışı fıtratı farklı, sana git şöyle yap diyemem şimdi arkadaşım, belki şöyle bir kitap ya da uzman olabilir' diyen pek yok. Ya da varsa da çok az.

Böyle düşünmeyi hiç bir konuda fikrimizi söylemeyelim diye anlayanlar oluyor. Çocuklarıma olan muameleme karışmayan aile büyüğü, baştan kendi fikrini söylemiş, kısaca bir bence şöyle demiş, ama hemen ardından eşime ve bana ‘ben karışmam özünüz bilir’ demeyi bilmişti. Çok rahattı. Bu rahatlık her şeye karışan insanlarda yok.

Ben artık umursamamaya çalışıyorum bu insanları. Çalışıyorum tabi hiç umursamıyorum diyemem. Eskiden laf sokmalı cevaplar verirdim, öyle yapınca geriliyorsunuz. Artık gülüp geçiyorum.

Dün gittiğimiz Tüyap Kitap fuarında 20 aylık kızım bir ayağını bebek arabasından indirmeye çalışırken ve ben de hemen dibindeyken ‘ayyy düşecek’ diye koştu yanıma birisi. Kadını görseniz çocuk bir sandalye yüksekliğindeki arabadan değil de 1. kat balkonundan iniyor zannedersiniz. Yok düşmez, ben yanındayım bakıyorum dedim kadına da sevimli sevimli gülmeye çalıştım.

Çocuğunuzun boyu kilosu, sizin anneliğiniz ya da eşliğinizle ilgili bir dünya şey söylemeye ve söylediklerini kabul ettirmeye meraklı ve iştahlı insanlar hep olacak. Özellikle de aile büyükleri. Onların bu davranışlarına bakıp Allahım sen bana bir kere söyleyip sonrasında ben karışmam kendin bilirsin demeyi nasip et diyorum.. Yani onlara cevap vermek yerine hallerinden ibret almaya çalışıyorum.

Hatta çocuklarım büyürken de özgür bırakmam gereken yerde bana ‘Ben karışmam siz bilirsiniz demeyi nasip et Allahım. Ve eşimin de hiç karışmasam benim de onun da daha rahat edeceği kararlarına müdahale ettirme Yarabbim’ diye dua ediyorum.

Çocukların bazı tercihlerine karışmayarak yaşadığım sükuneti görünce anlıyorum ki karışmamanın rahatlığı aslında tam aradığımız şey. Anneliğin ve kadınlığın zorlukları biraz da bu her şeye karışma alışkanlığı yüzünden katlanarak artıyor.

http://www.facebook.com/annenotlari


Bunlar da ilginizi Çekebilir

1 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz