Bir Babanın Sarılışı

Dün bir taksiye bindim...
O taksiyi durdurmak için biraz uğraştım
Çok ters bir taraftaydı bu yüzden bir iki zıplamak zorunda kaldım
Sonunda beni fark etti...
Selamün aleyküm, aleyküm selam
Diyerek bindim. Biner binmez:
"Bir anlaşma yapalım mı" dedim
"Etliğe kaça gidersin?"
Düsündü düşündü...
"Elli civarı abla" dedi.
"Az indirirsen senin için çok sorun eder mi aracın sahibi, neyse kabul." dedim
"Nasılsın, nasıl gidiyor işler?" dedim. Çok sıkılgan bir tipti. İyi miyi geveledi.
"Nerelisin bizim oralılara benziyorsun?"
"Sizin oralar neresi abla?"
"Yozgat Kırşehir Çorum Çankırı.."
Sonunda gülümsedi.
"Neden bu kadar gerginsin.Trafik mi?"
"Yok abla alışığım ben. İşi bırakacağım bugün son günüm."
"Aaa belki de son müşterinim."
"Abla o kadar ısrarlıydınız ki geldim yoksa duraktan oğlumu alıp eve geçecektim."
"Oğlunuz neden durakta?"
"Eşim dört aydır yok gitti. Ya kusura bakmayın özel bir durum."
"Beni sağda bırakıp çocuğunu alır mısın duraktan. Ücreti anlaştığımız şekilde veririm."
"Abla olmaz kabul edemem ama teşekkür ederim ne kadar güzel bir düşünce."
"Lütfen çocuk benim yüzümden beklemesin inanılmaz trafik var.."
"Abla bir şey desem kabul eder misiniz?"
"Buyur"
"Çocuğun olduğu durağa uğrarsam siz biraz gecikirsiniz ama ücrete eklemem."
"Helal, olur tabi hadi gidelim."
Gülümsedi genç adam.
"Abla mesleğiniz ne öğretmen mi?"
"Toplum Görümcü"
"O ne demek?"
"Onu bırak da o çocuğu her gün durakta mi bekletiyorsun konu ne?
"Ya abla haftada üç gün böyle. Yeni bir düzen kurmaya çalışıyorum
Arkadaş dost akraba destekliyor. İki oğluma bakıyorum Yaşları kaç biri 5 diğeri 11"
"Anneleri nerede?"
"Anneleri babasının evinde dört aydır görüşmüyoruz."
"Git al gel. Ne rezillik çekiyorsun?"
"Yok abla o iş bitti. Ben eskiden çok varlikliydim..."
"Neyse boşver anladım."
"Ne olacak böyle tek başına bakabilecek misin?"
"En güzel şekilde bakmak için taksiyi bırakıyorum abla"
"Ne iş yapacaksın."
"Ben şefim lokantaya gireceğim."
"Güzelmiş"
"Evde daha çok vakit geçirmem gerekiyor böyle çocukları çok göremiyorum."
"Güzel düşünmüşsün."
"Abla her gün onları düşünüyorum. Her gün bir şeyler okuyorum daha iyi nasıl olurum? Taksiyi dalgınlığımdan bırakıyorum aslında.
"Başka bir şey daha okumanı önerebilir miyim?"
"Olur tabii ki abla"
"Bir kitap var yanımda birine hediye edecektim ama sana vermek istiyorum sanırım küçük bir kızın hikayesi yuvada büyümüş(? Lülü)
"Öyle mi? Abla çok isterim sağol"
Kitabı çıkardım
"Not yazmak istiyorum sakıncası var mı? Kitabını karalamış gibi olmayayım"
"Abla lütfen ne istersen yaz. Bana çocuklarıma nasıl daha iyi baba olabilirim o önemli"
Bir kaç not yazdım uzattım. Gülümsedi.
"Abla aslında ters taraftaydım. Ama siz öyle ısrar edince döndüm iyi ki dönmüşüm."

"Öyle mi oldu. Benim gözlerim pek iyi görmez fark edemedim yoksa hiç ısrar etmezdim sadece çok üşümüştüm."
Durağa geldik.Küçük oğlunu aldı. Minikle sohbet ettim.
Babası ile ikisinin birbirine nasıl sarıldığını görünce "hangi anne bu meleği dört ay görmemeye katlanır ki" diye düşündüm. Bu düşüncemi kendime sakladım.
Kendime saklayamacağım şey ise bu hikayeyi paylaşmamak...

Bütün hikaye bir tarafa o adamın taksiyi durağa çekince arabadan inişi, oğluna montunu giydirişi, düğmelerini kapatması, şapkasını takışı, yanaklarını öpüşü beni çok etkiledi...

Allah yardımcısı olsun...


Bunlar da ilginizi Çekebilir

1 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz