Kadına Şiddete Hayır

indir - KopyaBazı sözler kulağa hoş geliyor, ama sanırım kibridi gözümüze çok yaklaştırınca, arkasında kocaman bir ormanı kaybediyoruz bazen.


“Kadına şiddete hayır” da böyle. Kadına şiddete hayır da başkalarına evet mi? Mefhumu muhalifinden böyle de bir anlam çıkıyor. Bir de burada erkeği suçlayan bir şuuraltı sözkonusu değil mi.. Bir kadın-erkek ayırımcılığı yok mu bu ifadede..


Bu tür ifadelerin “efradına cami, ağyarına mani” olması gerekir.. Bir de bu ifadede her türlü şiddeti olumsuzlayan bir özellik var. Pasifist bir bakış açısı sözkonusu. Haksızlıklara karşı durma, direnme ruhu sanki zarar görüyor bu ifadeden.


Biz insanız. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, haklıdan yana, haksıza karşı olmak daha anlamlı değil mi mesela. Haksız babamız da olsa, mazlum düşmanımız da olsa. Kadın-erkek, kim kime zulmediyor ve farkeder, istatistikler sadece konjonktürel önceliği belirler o kadar. Gelin kaynanaya, kaynana geline az mı zulmediyor..


“Şiddet” yerine “zulüm”den “adalet”ten, “merhamet”ten söz etsek mesela.


Tamam dövmedin, köye gönderdin, bakabilecekken huzurevine kapattın, yüzüne gülmüyorsun, dedesinden, ninesinden torununu çaldın, bu da zulüm değil mi? Bakın huzurevinde huzur, anaokulunda ana yok. Çocuklarını anaokullarına kapatanları, o çocuklar büyüyünce huzurevine gönderecekler, haberiniz olsun..


Engelli olmasa da muhtaç olana yardım anlayışını geliştirmek daha doğru bir yaklaşım değil mi? Elbette kadına, anneye, engelliye, yaşlıya hürmet göstereceğiz.


Bakın, bir evde yaşlı ve bebek sesi duyulmuyorsa, orada insanlar sabır, merhamet, şefkati dizi filmlerden ya da okuyarak dinleyerek öğrenemez. Bakın, affedenler affedilecekler, merhamet edenlere merhamet edilecek.. Anne-babasına “üf” diyenlerin vay haline..


Kadın-erkek çatışması var da, ailelerde çocukların kendi aralarında ve aile içinde çatışma yok mu? Bunların hepsi ile tek tek uğraşmak yerine, sorunu tek bir başlık altında toplamamız daha doğru bir tercih olmaz mı?


Yeni bir Kadın ve Aileden Sorumlu Bakanımız var. Bana kalırsa basın da, STK’lar da, bakanlık da bu konuda sorunlu bir dil kullanıyor. Tamam iyi niyetleri var, ama tek başına iyi niyet sorunları çözmeye yetmiyor. Cehennemin yolları iyi niyet taşları ile döşelidir. Aile, bireyle toplum arasındaki en hassas bağlantı noktasıdır ve aile toplumun kozmik odasıdır. Burada siyaset ve bürokrasi mücadele ederken çok ihtiyatlı olmalı. İşe polis ve mahkeme karışınca geri dönüş zor oluyor. Bu konuda bu müdahaleler hiç olmasın değil elbette. Durumun vahameti ortada. Bir denge ve ihtiyaç payı da önemli. Aile mahremiyeti böylesine medya ve toplum tarafından faş edilince, kaş yapalım derken göz çıkartılabiliyor.


Şiddet hukuki ve zaruri ise gereklidir. Aksi halde diktatörlerin, zalimlerin, mafyanın oyuncağı olursunuz. Kör bir şiddet ise herkes için tehdittir. Nefsi müdafaa yapacak gücümüz ve cesaretimiz olacak.. Elbette hukukilik ve ahlakilik ilkesi her zaman ana belirleyici olacaktır. Haksızlıklar karşısında susanlar dilsiz şeytanlardır. Birileri dostluğumuza güvenmeli, adaletimize inanmalı, öfkemizden de sakınmalıdır. Mazlumlara karşı merhametli, zalimlere karşı celadet ve cesaret sahibi olmalıyız. Zalimler karşısında tevazu zillettir. Müstekbirler karşısında aynı şekilde, anlayacakları dilden bir cevap sadakadır.


Önce insan. Her şeyden önce hak ve adalet duygusu.. Şefkat ve merhamet, affedici olmak önemli değil mi? Daha sabırlı olmak, daha düşünceli ve incelik sahibi daha düşünceli. O zaman sanırım daha iyi ve daha güzel bir dünyaya doğru yelken açarız. Yoksa altı ay bir güz gideriz de bir arpa boyu bile yol almayız. Elimiz ayağımız boş olmaz, tuttuğumuz iş olmaz. Bir şeyler yapıyormuş gibi gözükmek kendimizi kandırmaktan başka bir işe yaramaz.


Bir de gün düzenlemeyelim demiyorum ama, sadece gün düzenleyerek de bu iş olmaz.. İbadetin çok olanı değil, sürekli olanı makbuldür.


Kim ne yaparsa kendisi için yapacaktır. Bu dünya etme bulma dünyasıdır. Rüzgâr ekenler, fırtına biçecektir. Biz güzel şeyler yapalım ve güzellik bulalım.


Bu arada; bilmem biliyor musunuz, ben Marfanım ve engelli sayılıyorum, hatta “Türkiye’nin meşhur engellileri” isimli bir doktorun yazdığı kitapta da benden de sözedilir. Her insan potansiyel bir engellidir.


Selam ve dua ile.


Abdurrahman Dilipak / Yeni Akit Gazetesi


Bunlar da ilginizi Çekebilir

11 Yorum Yorum Yaz

yah_ya
29/12/2015
Medeniyetin OKULU burada ...Yoksa devletin üniversitelerinde KATIR yetişiyor
cicek
19/12/2015
Merhamet etmeyene merhamet olunmaz buyuruyor Alemlerin efendisi(sav).
Rabbim zalim yureklere merhamet versin. Halk arasinda Allah diyen ailesine kan kusturan gosteris sahibi insanlardan Rabbim korusun.
Ben caresiz kadinlar cok diyorum icindeyim yasayan boriyim. Yasayan cok kadin duydum gordum. Evladimiz icin fedakarlik yapiyoruz. Rabbim buyuk. Her seyin hesabini ona verecegiz. Rabbim Bizi bagislasin.
U-mutlu
21/12/2015
Çicek Hanim
Rabbim yardimciniz olsun oncelikle,,
"Esinin zulmune sabredenler Hz Asiye nin sevabina ulasir"demis
Efendimiz (sav)...
Inanin Rabbimiz herseyden haberdardir sabrinizin mukafatini alacaksiniz insallah...
Rabbim cocuklarinizi bagislasin hayirli dogru guzel yoldan ayirmasin iyi insanlarla karsilastirsin insalllah...
Sabrin sonu selamettir Allah yar ve yardimciniz olsun.
.:.
09/12/2015
Gec yazilmis ve eksiklerle dolu bir yazi, Yazarin bunu surdurup takipde olacagini hic zannetmiyorum.

Yillar evvelinden bu noktalara gidildigini haykiran insanlar oldu, ama seslerini hic bir yere duyuramadilar, onlari dinlemediler, bir kesim sadece ac kalmis da batinin hibelerine goz dikmis onlarla kendisini kurtaracagini zannediyordu. gercekleri surekli gizleyip, ozellikle, erkek cocukları, erkekleri, babaları surekli kotulemeye asagilamaya basladilar ve bunu surdurduler, her seyin sebebini erkeklere yuklediler. Halen de buna devam etmektedirler. ADALET denilen mekanizmayı kendi istedikleri gibi kurguladılar, tam da batı nın bize bunları empoze edenlerin istediği gibi.

Oyle zamanlar geldiki Bati bile geride kaldi. Bizler ulke olarak yanlislari daha da savunur olduk. (istanbul yaklasimi) Siddet i erkeklerle tanımlar hale getirdiler. "Violencia machista", "male violence"... (erkek siddeti) getirenler, siyasileri kontrol altına alan FEMINIZM akimlari, Feminazi, Feminatör, kadin dernekleri .....

Simdilerde sözde mecliste onergeler vereceklermis durumlari duzeltmek icin, cunki ulke olarak yilda 130,000 bosanma rakamlarini gecmisiz....

Buradan simdiden yazayim, ilerisini goren ve yasayan birisi olarak. Ozellikle bu platformda defalarca dile getirmeye calisan birisi olarak. Bu gunlerde tartisilanlari yillar once baska ulkelerde tartistik, hala da tartisiliyor. (umarım yanılırım) hic birsey yapamayacaklar. ADALETSIZ olan uygulamaların hic birisini duzeltemeyecekler ve daha beter duruma gelecek. Sistemi kuranların ve yönetenlerin ana hedefi AİLE, Kullandıkları en etkin kesim ise devlet buyukleri ve aileleri. Siddet ise bahane. Erkek siddeti veya kadına siddet ise , yanlis tanımlanmış ve aynı TEROR kelimesi gibi SİDDET kelimesi de kimin isine nasil geliyorsa o sekilde tanimlanmaktadir. Icerisine ne koyarsan onu aliyor. Boyle surdurulecektir.

Siddetin aslinda gerçekte çocuklara, yaşlılara, Erkeklere daha fazla yapildiğini kimse görmeyecek veya görmezden gelecek. Her iki cinsiyetle ilgili olayları karşılıklı olarak her alanda karşılaştırdığınızda bunu açıklıkla göreceksiniz. Özellikle devlet eli ile, ADALETSIZ yapilan uygulamalarin hepsi aslinda siddet içermektedir. Pozitif ayrımciliklarda buna dahil. Bunların neticeleri zaten kendiliğinden şiddet oluşturmaktadır.

SIDDET in cinsiyeti olmaz. Boyle tanımlama da olamaz. Ulkemizde eger aile bakanlığı diye bir kurum var ise ve ihtiyac diye kurulmussa AİLE den sorumlu olmasi gerekir. Ailelerin sorunları ile ayrım yapmadan ilgilenmesi gerekir. sadece KADIN dan değil.

Aile bakanlığının En önemli misyonunun toplumu insa etmek oldugu ifade edilmektedir. Peki kadina siddet ile ilgili olarak bütcesinin agırlıklı cogunlugunu kullanan kadin derneklerine aktaran ve bu yonde reklamlar, seminerler, toplantılar yapan bakanligin icerisinde erkege siddet ile ilgili ne yapmaktadır. Cocuklara ve yaslılara siddet ile ilgili neler yapmaktadır. Engellilere yonelik neler yapmaktadır. Toplam icerisinde bunları görmek zor, her konu bir sekilde kadın ile iliskilendirilmektedir. Bakanligin web sayfalarinda bu durumlar acikca gorulmektedir. butun basliklar bir sekilde aynı kapıya çıkmaktadır. Inceleyebilirsiniz.

Allah sonumuzu hayır eyleye..

SIDDETE HAYIR.
Muhammet ozen
08/12/2015
Dilinize saglik allaha sukur bizi anlayan yazarlarda var.eksik yazilmis yanluz.1-zina yasaklansin2-ergenlik caginda evlenince bu islamiyse buna ceza olmasin 18 yasin alti evlilikler sunnettir memleketin 3 te 1 i 18 yasin altinda evlenmektedir.resulllahin sunnetini cocuk gelin muhabbetine yasaklamak firavunluktur.amerikan butcesinin her yil yuzde onu 18 yasin altinda cocuk sahibi olan annelere verilmektedir bizde ise babalar tecavuzcu doye hapse atilmaktadir.erken evlilik nufusun tazelenmesi genclesmesidir.turkiyeye dogum kontrol hapi gonderen wla isimli siyonist kurumun para odedigi kadina siddet dernekleri cezalandirilsi

Yorum Yaz