KADINLARI KOCALARINDAN KORUYANLAR!
- 10-04-2019
- KATEGORİ Sema Maraşlı
- YAZAR Sema Maraşlı

Fakat bu önemli değil. Kadınları kocalarından koruduk ya önemli olan bu. Görev tamamlanmıştır. Sonrasında bu kadınların başına ne gelmiş önemli değil, pek kimsenin umurunda da değil.
Kocalarından korunan bu kadınların durumunu anlatayım özetle. Çoğunlukla ergenlik çağında kaçarak evlenmişler. Bu yüzden pek çoğunun kendi ailesi de kocasının ailesi de bu kadınlara destek değil. Pek çok kayınvalide gelinin yüzüne bakmıyor, oğlumu kandırıp kaçtın senin yüzünden hapse düştü, diye. Hatta gelinin kapısını taşlayan kayınvalideler duydum.
Genellikle bu kadınların aileleri ve eşlerinin aileleri onların yanında değil. Cezalar yıllar sonra geldiği için çoğunun birkaç çocuğu var. Maddi olarak genellikle sıkıntı yaşıyorlar. Devlet ilk bir yıl, aylık yedi yüz lira gibi kiralarına bile yetmeyecek bir para verip bir yıl sonra onu da kesiyor. Kadın hakları savunan hiçbir kadın derneği bu kadınlara maddi ve manevi destek olmuyor.
Kocalarından koruduğumuz bu kadınlar evden atılmamak için ev sahibine yalvarmak zorundalar. Geçinebilmek için, iş bulmak için, çocuklarını birine baktırmak için, gece vakti hastalanan çocuğunu hastaneye götürmek için hep birilerine yalvarmak zorundalar. Olsun kocalarından koruduk ya gerisi önemli değil!
Maddi sıkıntı bir tarafta bu kadınlar kocalarını kurtarmak, sevgili eşlerine kavuşmak ve çocuklarını babaları ile büyütmek için canlarını dişlerine takıp çabalıyorlar.
TBMM yi yol etmiş durumdalar. Ellerine geçen üç kuruşla ülkenin her bir tarafından ara ara toplanıp meclise gelip milletvekillerinin odalarını dolaşıp vekillere “kocalarımızı istiyoruz” diye yalvarıyorlar.
Gencecik kadınları kocalarından koruduk ki başka erkeklerin kapılarına gitsinler, başka erkeklere yalvarsınlar diye. Defalarca vekillerden olumsuz cevap aldıkları halde. "Haklısınız ama elimizden bir şey gelmiyor" sözünü duydukları halde. Ya da "bu konu cinsel istismara giriyor, kadın dernekleri tepki gösteriyor, bizi bu konulara bulaştırmayın" sözünü duydukları halde. Umut işte tükendiği zaman biterler.
Boyunları bükük eve döndükten sonra başka bir zaman yeni bir umutla belki bu kez anlarlar, belki şuna gidip anlatsak faydası olur umuduyla yeniden yollara düşüyorlar. Milletvekillerin odalarında yeni bir umutla merhamet ederler mi diye yeniden dertlerini anlatmak için onlara yalvarmaya gidiyorlar.
Ellerinde evlilik cüzdanı, çocuklarının resimleri, mutlulukla gülümsedikleri düğün fotoğrafları, videoları… Yüzbininci kez anlatıyorlar: “Bizi kimse zorlamadı, biz isteyerek severek evlendik, yalvarırız kocalarımızı serbest bırakın, hem maddi sıkıntı çekiyoruz hem çocuklarımız boynu bükük büyüyor, psikolojileri bozuluyor…”
Borç harç para toplayıp geçen aylarda yine meclise gitmişler. Vekillerin odalarını dolaşmışlar, bu konuyu duymak istemeyenlerin ekşi suratları ile karşılaşmışlar, moralleri bozulmuş. Meclis toplantısına girmek istemişler alınmamışlar.
Koridorda dururlarken içlerinden Gamze üzüntüden yüz üstü yere düşüp bayılmış. Hastane tetkikler derken çenesinin kırıldığı anlaşılmış. Hemen ameliyat olması gerekti fakat devlet hastanesinde ücretsiz tedavi olamıyor. Sosyal güvencesi yok, ameliyat olacak maddi güçleri yok. Ona baştan beri destek olan kayınvalidesi ile birlikte fakat kayınpeder hasta, aile maddi sıkıntılarla boğuşuyor, kimsenin devlet hastanesinde ücretsiz tedavi hakkı yok.
Yine milletvekilleri aranarak ameliyat masrafları en aza insin diye onların hastaneyi aramaları sağlanarak güç bela ameliyat edilmiş. Ameliyat sonrası doktorlar çiğneme yetisini ömür boyu kaybettiğini söylemişler. Henüz 23 yaşında. Aylarca çorbayla sıvıyla besleniyor. Çiğneme yetisi çok az gelişiyor fakat çenede kayma olduğu için tekrar ameliyat diyorlar.
Bu kadın bu sıkıntıları niye çekiyor? Çünkü hükumetimiz kadınları kocalarından koruyor. Bu kadınlar aç kalmış, mecliste bayılmış pek kimsenin umurunda değil.
Erken evliliğe karşı çıkarak kız çocuklarımızı koruyormuşuz! Kimden? Kocalarından.
Kocalarından koruduğumuz bu gencecik kadınları bir sürü erkeğin ayağının altına atıyoruz. Sizin korumanız batsın. Yazıklar olsun. Müslüman olduğunu iddia edip bunu yapanlara. Hiçbir gavur ülkesinde yok bu zulüm. Yazıklar olsun böyle kanunlara da bu kanunlara destek olanlara da.
Eğer bu zulmü CHP yapsaydı şu an sesini çıkarmayan Ak Partili ve MHP li vekiller aslan kesilir, yuvası dağılan bu aileleri savunurlardı. Fakat sesleri çıkmıyor. Neymiş efendim feminist kadın dernekleri tepki gösteriyormuş.
Ey Milletin Vekilleri!
Gencecik kadınların odalarınızı dolaşıp size yalvarmaları hoşunuza gidiyor olabilir, bundan egonuz da tatmin olabilir. Fakat şunu unutmayın bugün ayağınıza gelen kadınlar ahirette yakanıza yapışacaklar.
Ey Milletin Vekilleri!
18 yaş altının zina yapmasına engel olmak için ne yaptın da evlilerin kocalarının hapis cezası almasına destek oluyorsun.
Ey Milletin Vekilleri!
Kadın derneklerinden korkacağınıza yuvasını dağıttığınız bu mazlumların bedduasından korkun. Hapiste suçsuz yere tecavüzcülerle aynı koğuşa attığınız gencecik delikanlıların, aile babalarının beddualarından korkun.
Ey Milletin Vekilleri!
Onun bunun tepkisinden korkacağınıza Allah’tan korkun. Bu zulümlere sessiz kalmanın hesabını vereceksiniz.
Konu ile ilgili daha önce yazdığım bir kaç yazının linki:
http://www.cocukaile.net/genc-evlenenlere-af/
http://www.cocukaile.net/genc-evlilige-karsi-olanlar-zinaya-da-karsi-mi/
http://www.cocukaile.net/feministlerin-genc-evlilik-dusmanligi/
http://www.cocukaile.net/feministlerin-genc-evlilik-dusmanligi/
Efsun
ANA YÜREĞİ
Allah rızası için çocuklarımızı tek başlarına sokakta oynamaya bırakmayalım. Canı sıkılsın, ağlasın, bağırsın, koşsun ama evde sizin yanınızda olsun.
Eğer dışarı çıkarınca başında bekleyemiyorsanız çıkartmayın lütfen.
Biz çocuğumuzu hem bedenen hem ruhen sağlıklı büyütmek için kafamızın şişmesini, başımızın ağrımasını göze almalıyız.
Allah tüm evlatlarımızı her türlü istismardan muhafaza etsin, uzak etsin.
Misafir
"Dini ve ahlakı sizi memnun eden birisi kız istemek üzere size gelirse onu evlendirin. Böyle yapmazsanız yeryüzünde fitne ve büyük bir fesat olur." (Tirmizi, Nikâh 3)
“Dinini ve ahlakını beğendiğiniz bir kimse size dünür olarak gelirse kızınızı ona nikahlayın. Böyle yapmazsanız, yeryüzünde fitne ve bozgunculuk olacaktır.” Bunun üzerine, ey Allah’ın Rasûlü, dediler: “Eğer o kimsede mal ve denklik olarak bir eksiklik olursa ne olacak? Efendimiz (asm) buyurdular ki: Üç kere “Dinini ve ahlakını beğendiğiniz size gelirse kızınızı onunla mutlaka nikahlayın.” (Tirmîzî Nikah, 3)
Yani, huyunu ve dindarlığını güzel gördüğünüz beğendiğiniz bir adam evlâdınızdan ve yakınlarınızdan bir kadınla evlenmek için size teklifte bulunduğu zaman kadını onunla evlendirin.
Eğer kadını diyanetini ve huyunu beğendiğiniz adama vermeyip, sırf zenginliğe veya sırf güzellik ve makama rağbet ederseniz yeryüzünde karışıklık, bozukluk olacaktır. Çünkü kızlarınızı zengin veya makam sahiplerinden başka kimselerle evlendirmezseniz, kadınlarınızın çoğu kocasız ve erkeklerinizin çoğu karısız kalacak, dolayısıyla kötülük, fuhuş ve ahlâksızlık çoğalacak. Kadınların velilerine birtakım lekeler gelebilecek, fitne ve fesat çoğalacak, neslin devamlılığı aksayacak, iffet ve muhafazakârlık azalacaktır.
Hadisler, nikah konusunda erkeğin kadına küfüv, yani denk olmasının temel ve dönüm noktasının erkeğin dindarlığı ve güzel huyluluğu olduğuna delalet eder.
Demek ki, bir kadın da sırf zenginliğe veya sırf güzellik ve makama rağbet ederek, huyunu ve ahlakını beğendiği halde evlenmezse, o da bu hadislerdeki tehdide girebilir."
SORULARLA İSLAMİYET SİTESİNDEN ALINTIDIR
ANA YÜREĞİ
(Bir kızın küfvünü [dengini] bulunca, hemen evlendiriniz!) [Tirmizi]
ANA YÜREĞİ
Mağdur olan erkeklerin eşlerinin ve annelerinin tabi ki yanındayız, duacısıyız. Dertleri derdimizdir. Ne yardım gerekiyorsa toplum olarak elimizden ne gelirse yardım ederiz. Ama milletvekillerinin kapısında onları boş yere ümitlendirmemek, bu tür olaylara karşı uyandırmak ta bizim boynumuzun borcumuz.
Bu olaylar ister bakan eliyle, ister milletvekili ile isterse savcısı hâkimi ile gerçekleşmiş olsun hiçbir şey fark etmez. Neden bunu anlamıyor ve uyuyoruz?
Bunlar birer maşa. O maşayı tutan ise şeytani akıldır. Hiç o kadar da basit meseleler değil.
Bu mağduriyetlerle başımıza ayaklanma çıkararak, toplumu sokağa dökerek, devleti zayıflatacaklar. Mağdur insanlar oluşturmak, bilinçli ve planlı bir eylemdir. Oyuna gelmeyelim. Devleti şuan ki hükümet temsil ediyor olabilir. Eğer başka bir partide temsil etseydi oynanan oyun değişmezdi. Bizlerde o zamanki temsil edenin de yani devletin gene yanında olurduk.