Kalpli Pasta ve Kafa Karışıklığı

430566_308685999187023_1816551280_n3-150x1501Geçen hafta içinde "Dünya Kadınlar Günü" olması münasebeti ile hafta boyunca gazetelerin sayfalarının pek çoğu kadınlara ayrılmıştı. Yazılar, röportajlar; "Kadına şiddet bitsin" ya da "Kadınlar kutsaldır" babındaydı. Yeni bir şey yok, çözüme dair bir şey yok. Kadınlar günü daha doğrusu haftası feminist söylemlerle geçiştiriliyor.

Kadın haklarına yönelik, haberler, yazılar, çıkan kanunlar, kışkırtmalar kadınların kafasını karıştırıyor. Bir karı-kocanın yaşadığı şu olay bu karışıklığı çok iyi anlatıyor.

Genç bir karı-koca. Kadın rahat. Kocası tarafından gideceği yerler konusunda kısıtlanmıyor. İstediği gibi akrabaları, arkadaşları ile görüşüyor. Fakat bir gün gitmek istediği bir yer yüzünden eşiyle tartışıyorlar. Eşi gitmesini kesinlikle istemiyor. Erkek sinirle "gidersen bacaklarını kırarım" diyor.

Kadın, ertesi günü bunu telefonda annesine anlatıyor. Annesi kocasını da alıp birlikte karakola gidip "Damat kızımızı tehdit etti, şikayetçiyiz." diyorlar. Polisler "Kızınızın gelmesi lazım" diyor.

Kızlarını arıyorlar. Kız evde kalp şeklinde yaş pasta yapmakla meşgul. Üzerine de minik kalplerden süsler yapıyor. O gün kocasının doğum günü. "İşim var" dese de annesi ısrar ediyor, o da kalkıp yola düşüyor. Bir koşu şikayetini yapıp eve dönüp pastasını yapmaya devam ediyor. Akşam üzeri kocası geldikten az sonra polisler gelip adamı karakola çağırıyorlar.

"Karına böyle böyle dedin mi?" diye soruyorlar. O da "Tartışırken öfkeyle dedim ama böyle bir şey yapacağım için değil." diyor. Fakat söylediği için suçlu bulunuyor. Bu ilk olduğu için ceza ikinci şikayete kalıyor. "Üç ay karına sesini bile yükseltmeyeceksin bir daha şikayet ederse ceza alırsın." diyorlar.

Adam karakoldan eve geliyor. Karısı kalpli yaş pastayı çıkarıyor "İyi ki doğdun" diyor. Hediyesini veriyor. Adam: "Hediyeye gerek yoktu. Ben bu doğum günümde senden ömür boyu unutamayacağım bir hediye aldım." diyor.

Koca üç ay çok dikkat ediyor, kadın ne istese yapıyor. Üç ay bitince karısını götürüp annesinin evine bırakıyor. Kadın annesinin evinde bir kaç hafta durunca evine dönmek istiyor ama kocası kabul etmiyor. Bir de küçük çocukları var bu arada. Son durum ne oldu bilmiyorum ama çok ibretlik bir olay.

Şiddet haberleri ve kadınlara ayrımcılık yapan kanunlar kadınlara fayda değil zarar getiriyor. Kadınlar bir kızgınlıkla gidip kocalarını şikayet edip, sonrasında çok pişman oluyorlar. İşin en kötüsü kanunlardan şiddet gören kadınlar değil; kocasının gözünü korkutup kocasına kendine göre ayar vermek, ona hükmetmek isteyen kadınlar faydalanıyor.

Gerçekten şiddet görenlerin çoğu korkularından gidip şikayet edemiyor. Ayar vermek isteyenlerin de çoğunun yaptığı iş elinde patlıyor. Kadınlara geriye kalan yalnızlık ve pişmanlık oluyor.

www.cocukaile.net

 

 

 

 


Bunlar da ilginizi Çekebilir

15 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz