Ataerkil Sistem Kadını Ezer mi?

Önceki yıl gelin-kayınvalide ilişkileri üzerine yazılar yazmaya başladığımda yazılardan sonra çok fazla mesaj geldi. Mesajlar daha çok erkeklerdendi ve eşleri ve anneleri arasında kalmanın güçlüklerini anlatıyorlardı. Annelerinin dolduruşuna gelip eşlerine zulmeden, annesi yüzünden evliliği yıkılan beylerin itirafları ve pişmanlıkları da vardı bu mesajlarda.

Bazen birinin çoğu zaman ikisinin birden arasında kalan erkeklerin işleri gerçekten zor. Hatta karısını ve annesinin geçimsizliklerinden bıkmış bir beyefendi askere giderken şehit olup bir daha annesini de karısını da görmemek için dua ederek gittiğini yazmıştı.

Üst üste gelen mesajları okuduğumda şöyle düşünmüştüm. Hani biz kadınlar merhametliydik, oysa en çok zulmü biz kadınlar birbirimize yapıyoruz. O zaman şöyle bir çıkarımda bulunmuştum: Biz kadınlarda merhametten çok şefkat var. Şefkat sevdiğin için vardır. Merhamette adalet vardır, sevsen de sevmesen de adil olmak zorundasın. Erkekler kadınlardan daha adaletli ve merhametli.

Kadınlar ise şefkatli. Kadınların hayatında sevgi öncelikli olduğu için şefkat doğal olarak var kadında. Kadın sevdiği için kendini feda eder.

Şefkatte biraz bencillik var ya da şefkate bencilliği kıskançlık duygularımız ile biz kadınlar katıyoruz. Benim çocuğum benim parçam olduğu için ona iyi davranır, onun için her fedakarlığı yaparım ama başkasının çocuğuna değil. Benim çocuğum, benim annem, benim kardeşim, benim kocam, benim arkadaşım...Bana ait oldukları sürece onlara iyi davranırım, onlar için fedakarlık yaparım. Fakat benden daha çok başkasını sevecek olurlarsa onlara da acımam.

Arkadaşım başka bir arkadaşı ile komşum başka bir komşu ile daha samimi ise onları üzebilirim, terk edebilirim. Annemin kardeşimi daha çok sevdiğini fark edersim kötü olabilirim. Oğlum hanımını benden daha çok sevecek olursa ona da acımayabilirim. Çok yaşanmış örnekler var bu konuda. Oğlunun mutsuz olacağını bildiği halde gelini ile uğraşan gelinin arkasından konuşup oğlu ile arasını bozan kadın sayısı hiç de az değil. Geline üzerken oğlunun mutsuzluğunu gördüğü halde önemsemiyor kadın. Dolaylı yoldan kendi evladına da kıymış oluyor. Şefkat özünde güzeldir, temizdir; fakat kıskançlık şefkatin bile önüne geçebiliyor.

Geçmişte yaşanan kaynana zulümlerini örneklerle anlatmaya kalksam kütüphaneler dolusu kitap çıkar. Kısaca şöyle bir hatırlarsak; kileri kilitleyip gelinleri aç bırakan kayınvalideler, oğlu karısı ile yatıp muhabbet etmesin diye türlü oyunlarla aralarını açmaya çalışanlar, evin bütün işini gelinin üstüne yıkıp üstüne de oğluna şikayet edip gelini dövdüren ve bundan mutlu olan kayınvalideler...

Hepimiz buna benzer yaşanmış hikayeler dinleyerek büyüdük. Kadınlar en çok birbirlerine zulmettiler. Kaynanası yüzünden dayak yiyen, eşi tarafından kötü davranışlara maruz kalan çok kadın vardır fakat kayınpederi yüzünden acı çeken kadın çok çıkmaz. Psikiyatra giden dört kadından üçünün kayınvalide sorunları yüzünden gittiğini okumuştum bir makalede.

Günümüzde ise kaynana zulmü azalırken gelin zulmü başladı. Kocasını annesinden, kız kardeşlerinden, ailesinden kıskanan, onları görmesini bile istemeyen kadın sayısı çok fazla. Kayınvalideler gelinlerden korkmaya başladılar. Aman gelinle iyi geçinelim de oğlanı da kaybetmeyelim modundalar. Genel gidişat böyle. Gelinini seven, oğluyla iyi geçinmesinden mutlu olan kadınlar da var elbette. Fakat gelinlerden bir çekinme de var.

Çünkü günümüz gelinleri kayınvalidelerin hatalarını görünce affetmiyorlar. Kendileri kayınvalideleri ile görüşmeyi kestikleri gibi kocalarının görüşmesinde de problem çıkarıyorlar. Kendi annelerini sık sık gören gelin hanımlar kocasının annesinden uzak durmaya ve kocasını da uzak tutmaya çalışıyorlar. "Gelinimiz kendi ailesi ile bu kadar çok görüşürken bizim de oğullarımızı özlediğimizi unutmasalar." gibi cümleleri genç kayınvalidelerden çok duyuyorum. Anneyi evladından evladı anneden koparmaya çalışmanın merhamet neresinde?

Erkeklerin işi zor. Bir tarafta annesi diğer tarafta karısı var. Hem anne hakkı var anneyi üzmemesi gerekiyor hem karısına iyi davranması gerekiyor. Huysuz iki kadını idare etmek bana ülkeyi idare etmekten daha zor görünüyor. Bir erkek için huysuz bir kadın anne ya da eş fark etmez en büyük imtihanlardan olmalı.

Anne ve eş arasında dengeyi sağlayamayan ve birini diğerine tercih eden erkekler var. Bazı erkekler anneyi tercih ediyorlar ve annelerinin sözlerine ile eşlerine zulmediyorlar. Koskoca adam anne sözüne bakmasın demek kolay fakat bazı anneler oğullarının gerçekten büyümelerine izin vermiyorlar. (Ayrı bir yazı konusu) Ya otorite ile ya da duygusal şantajla bir şekilde oğullarını etki altında bırakmayı başarıyorlar. Annesi ile göbek bağı kesilmemiş olan adam onu mutlu etmek için karısına zulmediyor. Bu arada anne oğlunun hem dünya hem ahiret hayatına zarar veriyor.

Bazı erkekler de karısını tercih ediyor. Karısını mutlu etmek için ailesi ile ilişkilerini azaltıyor fakat bu da anneyi ve erkeğin ailesini çok üzüyor. Bu durum evliliklerde başka problemlerin çıkmasına sebep oluyor. Sonuçta erkek arada kalıyor ve kadınlar birbirlerine zarar veriyorlar, psikolojik şiddet uyguluyorlar.

Tabii kadınların birbirlerine zarar verdikleri sadece bu mesele değil. Aldatma olaylarına bakalım. Erkeğin hatası var tamam fakat erkeğin evli olduğunu bildiği halde onunla birlikte yaşamayı nikahlı ya da nikahsız kabul eden kadınların öncelikli işi genellikle erkeğin boşanmasını sağlamak için elinden geleni ardına koymamak değil mi? Yeni gelen kadın ilk kadının ayağını kaydırırken babayı da çocuklarından ayırdığının farkında değil mi? Diğer kadına ve çocuklara bu kötülüğü niye yapıyor?

Ya da boşanmış çocuklu erkeklerle evlenip kocasının çocukları ile görüşmemesi için elinden geleni yapan fakat kendi çocuğunun üstüne titreyip onu babasız büyütmekten korkan kadınların yaptıkları nasıl açıklanabilir?

Ya da boşandıktan sonra kendi haksız bile olsa kocasına duyduğu kızgınlık ve nefretten dolayı çocuğunu kocasından kaçırarak çocuğunun babasız mutsuz olacağını bir yanı kırık büyüyeceğini bile bile kendi hırslarına yenilip çocuğunu düşünmeyen annelere ne demeli? Sayıları o kadar çok ki? Çocuğunun babasından nefret etmesini sağlayıp bundan mutluluk duyan kadınları gördüm. O çocuğun babaya duyduğu nefret bir gün anneyi de saracaktır fakat kini bunları anlamayacak kadar gözünü kör etmiş.

Elti çekişmeleri, görümce yenge geçimsizliği, ev işi için yanında çalışan kadınlara yapılan eziyetler...İstisna olduğu için kendi çocuğunu döven, ölümüne zarar veren anneleri hiç söylemiyorum.

Şimdi bu ve buna benzer yüzlerce örneğe bakıp bütün kadınlar kötü diyebilir miyiz? Hayır.

Kadın temelde şefkat ve teslimiyet duyguları ile temiz yaratılmış. Kötü örneklere bakarak tüm kadınları suçlamak ancak insafsızlık olur. Sevgi dolu, merhamet duygusunu geliştirmiş, fedakar, eşine ve ailesine saygılı, çocuklarını en güzel şekilde yetiştirmek için okuyan, eğitimlere katılan, iyi anne ve iyi eş, iyi mümin olmak için gece gündüz gayret eden pek çok kadın var.

Kadının da erkeğin de mayası temiz. Önemli olan onun hamurunu yoğuran, şekil veren eller. Kadınların geçimsizliğinin ve birbirlerine zarar vermelerinin altındaki sebepleri araştırmak lazım, o da ayrı bir yazı konusu. Erkekleri suçlarken onları doğurup büyüten kadınların hatalarını görmezden gelmek iki yüzlülükten başka bir şey değil. Çoğu zaman erkeğin annesinin hatasının cezasını eşi olan kadın çekmek zorunda kalabiliyor.

Kadına şiddeti bitirmek için kadınların önce birbirlerine zarar vermeyi bırakmaları lazım. Çünkü kadınlar birbirini yediği sürece iyi anne de iyi eş de olamayacaklar. Bu yüzden gelin-kayınvalide ilişkilerini tatlıya bağlamak gerekiyor. Gelin ya da kayınvalide hangisi olursak olalım birbirimizle iyi geçinmek için gayret sarf etmemiz gerekiyor. Kötülük sadece kötülüğü artırıyor. Bir tarafın hatalı olması bize kötülük yapma hakkı vermiyor. Kadınlara şefkat doğuştan verilmiş fakat merhamet duygularını geliştirmeleri için aile tarafından desteklenmeleri gerekiyor. Tabii en büyük destek İslam ahlakı. Kızımızı da oğlumuzu da İslam ahlakı ile yetiştirebilirsek bu problemlerin çoğunu yaşamayacağız.

Benim itirazım sürekli erkek şiddeti konuşulurken neden kimse kadın şiddetini görmek istemiyor? Kadınların ataerkil sistem (ailenin ve toplumun erkek tarafından idare edilmesi) yüzünden ezildiği iddiası ile erkekler ezilmeye ve anaerkil (kadının aileyi ve toplumu yönetiği) bir sistem getirilmeye çalışılıyor.

Ataerkil düzenin kadınları ezeceğine ben asla inanmam. Çünkü Rabbime güveniyorum. Allah (c.c) erkeği evde reis tayin etmiş: "Erkekler kadınlar üzerine kavvamdır." (Nisâ Sûresi 34. Âyeti Kerîme) Kavvam yönetici ve koruyucu demektir. Ataerkil sistemi isteyen Rabbimizdir. Ataerkil sistem geleneksel diye eleştiren dindarlar var. Oysa ataerkil düzen İslami bir sistemdir. Kadınları ezen ataerkil sistem değil, kadınların bizzat kendileridir.

Erkekler temelde merhametli, adaletli ve koryucu yaratılmışlardır. Katil, sapık olan erkekler Allah kötü yarattığı için değil büyüdükleri aileden, ortamdan, eğitimsizlikten en çok da inanç eksikliğinden bu kötülükleri yapıyorlar. Kötü kadınlar olduğu gibi kötü erkekler de var.

Allah resulünün veda hutbesinde "Kadınlar size Allah'ın emanetidir." sözü erkeklere kadınlara iyi davranmaları yönünde bir ihtar, bir uyarıdır; fakat aynı zamanda Allah'ın kadınlar konusunda erkeklere güvenini gösterir. Değerli olan güvenilen olana emanet edilmez mi? Allah(c.c) kadına değer vermiş ve erkeği de kadını koruyup kollayacak şekilde yarattığı için erkeğe güvenmiş.

Allah'ın güvendiğine güvenmek gerekmez mi? Günümüzde kadın cinayetleri öne sürülerek bütün erkekler potansiyel suçlu ilan ediliyor. Bu Yaradan'a karşı yapılmış büyük bir iftira değil midir? Allah (c.c) haşa erkekleri zalim yaratmış kadınları da mazlum yaratmış, niye erkekler kadınlara zulmetsinler diye öyle mi? Böyle düşünenlerin önce imanlarını sorgulamaları gerekir.

Mümin erkekler kadınları ezmez. Müslüman olmayan toplumlarda kadınlar gerçekten ezilmiş, aşağılanmış, dışlanmış, sömürülmüş. Avrupa'nın feminizme ihtiyacı olmuş fakat biz Müslümanların feminizme ihtiyacımız hiç olmadı. Çünkü İslam kadına değer verdiği için İslam toplumunda genel olarak kadına değer verilmiş fakat kadınların ezildiği de olmuş. Fakat kadını ezen ataerkil düzen mi yoksa geri plandaki anaerkil düzen mi kimse bunu irdelemiyor?

Bizim toplumumuza baktığımızda kadınlar erkeklerden çok daha fazla hemcinsleri olan kadınlar tarafından ezildi ve ezilmeye devam ediyor.

Kadınların hataları olduğu gibi erkeklerin de hataları vardır. Kadınların da erkeklerin de hataları konuşulmalı ki çözüm üretilebilsin, düzeltilebilsin. Fakat toplumsal hatalarımızı, eğitim yanlışlarımızı ve kadınların hatalarını görmezden gelerek tüm erkek cinsini suçlu ilan etmek ancak bizi parçalamak isteyenlerin işine gelir. Geçmiş hataları devam ettirmemek ve yeni hatalara düşmemek için kadınların da erkeklerin de yapması gerekenler var. Bu süreçte erkekler neler yapmalı, onlar hangi hataları yaptılar bir sonraki yazıda devam edelim inşallah.

www.cocukaile.net

 


Bunlar da ilginizi Çekebilir

80 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz