ETCEP Projesi Cinsiyet Eşitliği ve Milli Eğitim

cinseyet eşitliği sivas resim2011 yılında imzalanan “İstanbul Sözleşmesi” diye anılan Avrupa Birliği sözleşmesi "Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini" temeli üzerine kurulmuştur.

Sözleşme ile hem eşcinsellik koruma altına alındı hem de adalet ve aileye büyük bir darbe vurulmuş oldu.

Sözleşmeden sonra cinsiyet eşitliği politikaları aktif bir şekilde Milli Eğitim de dahil olmak üzere, bütün devlet kurumlarında uygulanmaya başladı.

Milli Eğitim Bakanlığı 2015 yılında ETCEP "Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Geliştirme Projesi" ni okullarda uygulamaya geçti. Bakanlık bütün ders kitaplardan cinsiyet rolleri ile ilgili ne varsa çıkardı. Tüm ülkede öğretmenlere cinsiyet eşitliği eğitimleri verilmeye başlandı, öğrencileri cinsiyet eşitliğine uygun yetiştirsinler diye. Öğretmenlerin öğrencilere cinsiyetlerine uygun olan oğlum-kızım gibi hitaplar yasaklandı.

O dönem bu konunun tehlikesini yazdım fakat yetkililer kulaklarını tıkadı.

"Toplumsal cinsiyet eşitliği" kulağa masum geliyor oysa burada bir kelime oyunu var. Sanki hak-hukuk anlamında bir eşitlik isteği gibi algılanıyor. Oysa uygulamada kızlar ve erkekler aynileştirilmeye çalışılıyor. Bu proje kapsamında eğitimciler öğrencilere:

“Kız ya da erkek doğmak biyolojiktir, kız ve erkek rollerini toplum size dayatıyor, siz istediğiniz cinsiyeti kendi özgür iradenizle seçebilir onu yaşayabilirsiniz.” diyorlar.

Cinsiyet eşitliği eğitimleri, çocukların cinsiyet rolleri ile ilgili kafalarını karıştırıyor. “Erkekler pembe giysin, erkekler de ağlasın, kızlar da erkeklerin yaptığı her işi yapabilir, bir farkınız yok, istediğiniz cinsiyeti seçin...” Bir çocuğun dünyasında ne kadar ağır zihin bozucu dayatmalar.

Cinsiyeti ile ilgili kafası karışan çocuk ki bunlar ilkokul çocukları, ergenlikte nasıl tercihler yapacaklar toplumda görülecektir. Batı toplumlarında toplumsal cinsiyet eşitliğini sonucu 5 yaşında 9 yaşında çocuklar cinsiyet değiştirme ameliyatı oluyorlar ve eşcinsellik hiç olmadığı kadar arttı. Cinsiyet eşitliği eğitimi ile çocuklara: "Toplum size cinsiyet rolü dayatıyor, özgür olun" diyerek kendileri de eşcinselliğe yönlendiriyorlar.

Cinsiyet eşitliği çalışmaları çok göz önünde olmadığı MEB de dikkat çekmeden yürüttüğü için üstü kapanmıştı. Konunun tekrar gündeme gelmesi ise yeni bir uygulamanın duyulması ile oldu.

Milli Eğitim Bakanlığı son üç yılda farklı şehirlerde 162 okul seçmiş öğrencileri cinsiyetsizleştirmek için yoğun uygulamalar yapılmış. Uygulama bitiminde Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk uygulamanın başarıyla yapılıp tamamlandığı, çalıştay yapıldığını ve projelerin devamı geleceğini bir gazeteye açıklama yapınca kıyamet koptu.

Sosyal medyada bu konuyu dert edinmiş ben ve birkaç insaf sahibi uygulamanın tehlikelerini yazdık, takipçilerimiz sağ olsunlar büyük tepki gösterdiler, duyarlı gazeteciler haber yaptı derken olay büyüdü. Seçim öncesi hükumet böyle bir olayın patlak vermesinden rahatsız oldu.

Milli Eğitim ETCEP sayfasını hemen kapattı. Ardından MEB şöyle bir açıklama yaptı:

“Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi” hakkında medyada yer alan haberlere ilişkin aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek duyulmuştur.

“Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi” Orta Öğretim Genel Müdürlüğü tarafından 2014 – 2016 yılları arasında yürütülmüş ve tamamlanmıştır. Söz konusu projenin pilot uygulamaları da geçtiğimiz eğitim-öğretim yılı itibariyle tamamlanmıştır. Basından gelen talepler üzerine, Sayın Bakanımız yapılan pilot uygulamaların çıktılarını değerlendirmiştir. Bakanlığımızın gündeminde bu alanda devam etmekte olan bir proje yoktur."

Bu söz üzerine herkes rahatladı ETCEP projesi bitti zannedildi. Oysa orada bir kurnazlık, bir söz oyunu var. Biten ETCEP projesi değil, biten 162 okulun projesi. “Pilot uygulamalar bitti. Devam eden bir pilot uygulama yok." diyor. 162 okul projesinin bittiğini zaten biliyoruz. Üç yıl boyunca binlerce çocuğu zehirleyebildikleri kadar zehirlediler.

Eğitimde; ahlak, irfan, maneviyat tamdı tek eksiğimiz cinsiyet eşitliği miydi acaba! MEB bunu ön sıraya aldı.

Rabbimiz Nisa suresi 32. âyet-i kerimede kadın ve erkeği birbirinden faklı özelliklerde üstün yarattığını ve birbirlerine özenmemeleri konusunda ihtar ediyor. Hadisi şeriflerde de kadınlaşmış erkeklere ve erkekleşmiş kadınlara lanet ediliyor. Bu lanetli çalışmayı kim ne hakla bu memleketin evlatlarına reva görüyor.

Bu proje hükumetin Avrupa Birliğine girmek için kabul ettiği bir proje ve Avrupa Birliği bunu takip ediyor. Yapılmazsa hem parayı keserler hem notumuzu düşerler!

Eşcinselliğin yaygın olmadığı bir Avrupa topluluğu olabilir mi? Eğer Avrupalı olacaksak aileden ve dinden parça parça vazgeçmemiz gerekiyor. Onlara benzemeden onların topluluğuna dahil olamayız, doğal olarak değil mi?

MEB in ETCEP le ilgili kapanan sayfasında ETCEP tanımı şöyle yapılıyordu:

“Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi (ETCEP), temel olarak, kamuoyunda toplumsal cinsiyet eşitliği kavramının yaygınlaştırılmasına katkı sağlamayı amaçlar. Proje faaliyetleri özelinde ise eğitim sisteminin tüm bileşenlerine toplumsal cinsiyet eşitliği bakış açısını yerleştirmeyi hedefler.”

Aynı tarifteki gibi eğitim sisteminin tüm bileşenlerine cinsiyet eşitliği bakış açısını yerleştirdiler, bütün kitapları tarayıp cinsiyet eşitliğini kitaplara yedirdiler. Öğretmenlere eğitimleri verdiler. Pilot okul uygulaması işin iyice uç noktasıydı. Pilot uygulamalardan şimdilik vazgeçtiler. Açıklamada “devam etmekte olan bir proje yok diyor” bu proje devam etmeyecek demiyor. İlerde projeyi tekrar yaptıklarında bu açıklamayı gösterirler bize. “Biz bitti dememiştik, siz öyle anladınız.” Derler artık.

İngiltere'nin burun kıvırıp çıktığı Avrupa Birliğine girmek için Hükumet kendini niçin bu kadar parçalıyor anlamıyorum. Şu eziklik psikolojisinden çıkalım artık.

İslam’ın şerefi müminlere yeter. Hristiyan Birliği yerine İslam birliğini hedefleyip çalışalım gayri.

Konu ile ilgili 2015 de yazdığım yazının linki: Ayşe Askere Git Ali Sofra Kur

http://www.cocukaile.net/ayse-askere-git-ali-sofra-kur/

http://www.cocukaile.net/cinsiyeti-bozmak-yaratilisa-ihanettir/

http://www.cocukaile.net/cinsiyet-esitligi-dinimizde-lanetlenmistir/

http://www.cocukaile.net/cinsiyet-esitligi-adi-altinda-ara-cinsiyet/

http://www.cocukaile.net/sanliurfa-da-toplumsal-cinsiyet-esitligi/

 

MEB' in çalışmalarından bir kaç fotoğraf

rahmi kadar konuşsun

"Herkes rahmi kadar konuşsun " yazıyor ellerindeki panonun köşesinde. Oradaki delikanlıların rahmi yok. Bu durumda erkekler rahmi olmadıkları için konuşamayacaklar mı? Ne saçmalık bunlar! Erkeklere ne mesaj vermek istiyorlar?

 

 

mesleğin cinsiyeti olmaz"Cinsiyeti olmaz" ilk göze çarpan. Dikkatli bakınca "Mesleğin cinsiyeti olmaz" yazıyormuş

 

 

aslan parçası değilim

 

 

Erkek çocuğunu düşürdükleri duruma bakın.

 

 

 

Aşağıdaki fotoğraftaki erkek çocuklarının ezikliğini sinikliğini görüyor musuz? Yüzlerini örtmüşler nedeyse kağıtla. Bir de kızların rahatlığını öne çıkışlarını. Cinsiyet eşitliği eğitiminde hedefe yaklaşmışlar. Çocukların ellerindeki yazıların çirkinliğine hiç değinmiyorum. Bu çocukların gelecekte nasıl insanlar olacağını da takip etsinler bakalım. Neler çıkacak bu çocuklardan. Kim ödeyecek bu çocukların bozulan cinsel kimliklerinin bedelini?

Milli Eğitim ETCEP sitesini kapatmış tepkiler üzerine. Sayfayı silmek kolay da bu çocukların zihinlerine atılmış zehirler nasıl silinecek?

cinseyet eşitliği sivas resim


Bunlar da ilginizi Çekebilir

11 Yorum Yorum Yaz

muhammed
08/09/2019
Sema hanım sizleri teprik ediyorum. Allah sizden razı olsun bu duyarlılığınızdan dolayı.
ANA YÜREĞİ
10/04/2019
Minik beyinleri ifsad hareketi!

Stephanie Ledu isimli Fransız tarafından kaleme alınıp Mavi Kelebek Yayınları tarafından piyasaya sürülen rezil kitapta genç dimağlar, ‘cinsiyetsizlik’ zırvasıyla zehirleniyor.

Fransız yazdı MKY yayınladı
Toplumlarda kültür erezyonu oluşturmak için Haçlı Batı tarafından oluşturulan sapkın projeler arasında yer alan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, çocuk kitaplarına kadar sıçradı. Instagram’da “cocukkitabidoktoru” uzantılı sayfada yer alan bilgilere göre, “İlk Bilgi Hazinem - Temizlik Vakti” isimli çocuk kitabında minik bedenlerin anadan üryan şekilde resmedildiği ve umumi tuvaletlerin kız-erkek karışık kullanıldığına dair görsellere yer verildiği tespit edildi. Safi zihinleri kimlik bunalımına itecek nitelikteki kitabın Stephanie Ledu isimli Fransız yazar tarafından kaleme alındığı, piyasaya ise Mavi Kelebek Yayınları’nın sürdüğü bildirildi.

Çocuklar anadan üryan

TCE ahlaksızlığı merkeze alınarak hazırlanan Temizlik Vakti kitabında çocuklara sözde temizlik alışkanlığı kazandırılıyor, okurlara çeşitli ülkelerdeki temizlik alışkanlıkları aktarılıyor. Kitap kapağında yer alan görselde kız ve erkek çocuğu aynı küvet içerisinde yıkanıyor. Kitapta erkek ve kız çocuklarının bir arada ve çırılçıplak resmedildiği iç sayfada, “Dünyanın farklı yerlerinde farklı temizlik yöntemleri kullanılıyor. Örneğin Japonya’da insanlar, küçük taburelerin üzerinde duş aldıktan sonra sıcak su dolu bir küvetin içinde rahatlıyorlar” ifadeleri yer alıyor. Temizlik gibi evrensel değerdeki bir kavramın arkasına saklanan ahlaksızlık bir başka sayfada yine üç çocuğun aynı banyo içerisinde resmedilişiyle sürdürülüyor. Temizlik Vakti kitabının bir diğer sayfasında tek başına banyo yapan bir kız çocuğu yine çıplak olarak, “Kovaya birkaç litre su dolduruluyor, vücut yıkanıyor” sözlerinin yazılı olduğu sayfada resmediliyor.

Cinsiyetsiz tuvalet algısı

Tuvalet temizliği konusunun işlendiği Temizlik Vakti kitabının ilgili sayfasında ise 6 çocuğun umumi tuvalette bir arada olduğu görüntüsüne yer veriliyor. 4’ünün kız 2’sinin erkek çocuğu karakterinin bulunduğu görselde kız-erkek aynı tuvalette yer alıyor. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği zırvasının ana gayesinin yansıtıldığı ‘cinsiyetsiz tuvalet’ algısı, bu görseller birlikte çocukların zihinlerine işlenmek isteniyor.

‘İçerikte uyarlama yapmak için görüşeceğiz’

Çocuk bedenlerinin çizgi karakterler üzerinden teşhir edildiği, cinsiyetsiz tuvaletlerle TCE ahlaksızlığının safi zihinlere aşılandığı Temizlik Vakti kitabını yayınlayan Mavi Kelebek Yayınları konuya ilişkin açıklama yayınladı. Yapılan açıklamada kitabın çeviri olduğuna vurgu yapılarak, içerik hakkında eser sahibi firmayla ‘uyarlama’ yapılması için görüşme başlatacakları öne sürüldü. Açıklamada, “Eleştirileri inceliyoruz. Kitap çeviri bir eserdir. Eser sahibi firmayla eleştirilen konularda uyarlama yapmak için görüşme başlatacağız. Eğer bir çözüm yolu bulabilirsek düzeltilmiş olarak yayınlarız. Eğer çözüm yolu bulamazsak yayın programımızdan kaldırırız” denildi.

MKY’nin açıklamasında, küçük hacimli kitapta yer alan sıkıntılı görsellerin hiç incelemeye tabi tutulmadan mı yayınlandığı ve çıplak figürlerin fark edilmeksizin mi kitaplaştırıldığına dair ise hiçbir söz yer almadı.

Kaynak: Yeni Akit Gazetesi
Misafir
23/01/2019
"Eğer halk süt gibi olursa,
İdarecileri KAYMAK gibi tatlı olur.
Malum sütün en kıymetli tarafı kaymağıdır ve üste çıkar.

Eğer halk sirke gibi olursa,
İdarecileri KÖPÜK gibi acı olur.
Malum sirkenin en acı tarafı köpüğüdür ve üste çıkar"
Misafir
17/01/2019
"Açıklamada “devam etmekte olan bir proje yok diyor”
bu proje devam etmeyecek demiyor.
İlerde projeyi tekrar yaptıklarında bu açıklamayı gösterirler bize.
“Biz bitti dememiştik, siz öyle anladınız.” Derler artık."

Ne kadar güzel...Ne kadar güzel...
Ailede bükçe olur da siyasilerde BÜKÇE Olmaz mı?!

Bu da SİYASET BÜKÇESİ!
ANA YÜREĞİ
16/01/2019
Bizler anne ve baba olarak evlatlarımızı kendi ellerimizle küreselci zihniyete teslim ettik.Bizler evlatlarımızı ehli sünnet şuuru ile yetiştirme derdini gaye edinemedik.Bir siyasetçi edası ile evlerimizi,akrabalarımızı,komşularımızı memleket meselesi yapıp iktidarlık peşinde koşarken birileride çocuklarımızın peşinde koştu.
Şimdilerde çocukları rahat ve serbest bırakın modası yürütülüyor.Derslerle çok sıkmayın,sınav sitresine girmesin adam olsun yeter. Malesef adam etme yoluna gelince de her konuda çocuklara karışmayın onlar birer birey kendileri halleder diyerek içi bom boş bir nesil.Arkada karanlıkta sinsice bekleyen küreselciler.O boşlukları doldurmak için büyük bir zevkle gayret ediyorlar.Sınavlar,ağır ders tempoları,yüksek not alma çabası ve üniverste okuma isteği doğrulukları tartışılsada çocukların zihnini meşgul ediyor bir amaç için mücadele etmeyi sağlıyordu.
Şimdi zaten ahlaki eğitimi tam veremediğimiz çocuklarımızı derslerle yormayalım diye bilgisayar oyunlarının,küçük ama etkili çizgi filmlerin,tabletlerin,akılları gitmiş çocuklarımızı akıllı telefonların ağına teslim ettik.
Diğer tarafta ise bazı kesimler tarafında küreselci zihniyeti uygulamak üzere çocuklar yetiştirilerek biz müslümanların başına her yerde her konumda her kılıfta yönetmek üzere oturdular makamlarına.
İslam aleminin selameti için çocuklarımızı her daim vatanımızı her türlü konumda müdafa etmek için yönetmek üzere hem başarılı hem ahlaklı yetiştirmeye davet ediyorum...
KALEMLERİ KILIÇLARI, AHLAKLARI ZIRHLARI, DUALARIMIZ CESARETLERİ OLMASI DİLEĞİ İLE...

Yorum Yaz