İftiranın Büyük Vebalini Yüklenmek

7_b

"Mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara hak etmedikleri, yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler, bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir." (Ahzap suresi:58)

İftira atanlar ve atmaya niyet edenler, bu âyet-i kerîmeyi iyi okusunlar.

Âyet-i Kerîme' de iftira atan kişinin, kendisi için bir iftira yüklenmiş olduğu ve apaçık da bir günah yüklenmiş olduğu beyan ediliyor. İftira atan kişinin apaçık bir şekilde; rezil, sefil olacak durumlara düşeceğini bildiriliyor.

İftira atmak da atılmış iftirayı yaymak da çok büyük bir günahtır. İftira atmayı basit bir şey mi zannediyorsunuz? O halde şu âyet-i kerîmeyi iyi okuyun:

"O zaman siz onu dilden dile aktarıyor, hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyi ağzınızda geveleyip duruyor ve bunu basit bir şey sanıyordunuz. Halbuki o, Allah’ın yanında çok büyüktür." (Nur suresi:15)

Rabbimiz, hakkında emin olmadığımız bir şeyi dilden dile aktarmanın, ağızda geveleyip durmanın, başkalarına aktarmanın basit bir şey olmadığını Allah'ın yanında büyük bir günah olduğunu bildiriyor bize.

"Şeytanların kime indiğini size haber vereyim mi? Onlar, her günahkâr iftiracı üzerine iner. (Şuara suresi 221-222)

Rabbim cümlemizi iftira atmaktan korusun. Âyet-i Kerîme'den anlaşıldığına göre iftiracıların üzerine bolca şeytanlar iniyor. Öfkeleri de ateşleri bol oluyor.

Bu günlerde her yeni güne hakkımda yazılmış, söylenmiş yeni bir iftira ile uyanıyorum. Suçum ne? Hakkı yazmak, haksızlığa karşı dur demek. Münafıkların putlarına dokunuyorum ve onlar da beni taşlıyor.

İftiralara cevap vermiyorum çünkü bir davam var ve zamanım müfterilere cevap vermeye harcamayacak kadar değerli. İstedikleri de zaten beni gereksiz tartışmaların içine çekip, hakkı savunmama engel olmak.

Yazdığım konularda haklı olduğum için bana fikren cevap veremeyenler şahsıma saldırıyor; yapmadığım şeyi yapmışım ya da söylemediğim sözleri söylemişim diye yayıyorlar.

Yapmış diyorlar, demiş diyorlar, niyeti öyleymiş diyorlar... Kim diyor? Hani belge? Demiş mi yazmış mı? Gördün mü? Düşmüşsün bir müfterinin peşine onunla birlikte günah yükleniyorsun.

Yazdığım ve savunduğum konularda elbette herkesin eleştiri hakkı vardır. Ben de fikrine katılmadığım kişilere eleştirilerde bulunuyorum. Fakat fikirle mücadele edemeyecek kapasitede olanlar, fikri eleştirmek yerine şahsa saldırıyor ve bunu eleştiri olarak göstermeye çalışıyor. Fikrimi eleştir, kendi fikrini söyle. Toplum önünde olan insanların zaten eleştiriye açık olması gerekiyor.

Oysa şahsa saldırdığında onun özel hayatı ile ilgili bir günahını söylüyorsan bir günahı yaymış oluyorsun, yalansa da iftira atmış ya da iftirayı yaymış oluyorsun. İkisi de kötü. İkisi de iki dünyada yapan kişiyi zelil edecek günahlar. İftira ile ağızdan çıkan söz önce müfterinin boynuna dolanır.

Sadece bana saldırmıyorlar, hakkı savunmak için destek olan mümin kardeşlerime de saldırıyorlar, onları vazgeçirmek için aşağılamaya çalışıyorlar. Bilmiyorlar ki Allah için yola çıkanı Allah yardımsız bırakmaz. Niyeti Allah rızası olan kişi de birkaç müfterinin sözüyle yoldan geri dönmez.

İçim rahat. İftirayı söyleyen ve yayan herkesten Rabbim hesabını soracak. Ayrıca bana iftira atarak günahlarımı yüklenmek ve sevaplarını bana hediye etmek isteyene ne diyeyim! Varsa sevapları memnuniyetle alırım yoksa da benim günahlarımı onlara yükleyecekler, diğer tarafta. Yazık hem dünya hem ahiret için günah yükleniyorlar. İftira ile yüklendikleri ağır yük, bir gün ortaya saçılacak. İnsan nasıl bir hırsa sahip olur ki Rabb'inin huzuruna iftira günahı ile çıkmayı göze alır.

Bir de beddualar var. Peygamber Efendimiz, haksız bedduanın, lanet ve küfrün çıkan ağzın sahibine döneceğini bildiriyor. Yazık kendilerine çok yazık ediyorlar. Benim içim rahat.

İftira günümüzde en yaygın günahlarından biri haline geldi. İftira sözleşmesi de diyebileceğimiz İstanbul Sözleşmesi ve 6284 ten sonra, kadın beyanı esas sayılınca, insanlar çok fazla iftiraya maruz kalmaya başladılar.

İstanbul Sözleşmesi erkeklerin saldırgan ve sapık olduğunu iddia eden küresel bir iftira üzerine kurgulanmış. Kadınları erkeklerden korumalıyız, mantığı üzerine kurulu bu müfteri sözleşmeyi savunanların çoğunluğunun müfteri olmalarına şaşırmamak lazım. Ümmetin erkekleri iftiralarla evden atılırken alkış tutanların, İstanbul Sözleşmesine ve 6284 e karşı çıkanlara iftira atmasına da şaşmıyoruz.

6284 kadın beyanı yüzünden erkekler cinsel istismar iftiralarına maruz kalıyorlar ve masum oldukları yüzde yüz belliyken on yıl, yirmi yıl gibi ağır cezalarla çağın Yusufları olarak hapis cezasına çarptırılıyorlar.

İftira ağır bir suçtur fakat medeni hukukta cezası güya var fakat çoğunlukla uygulanmıyor. İftira ile şikayete uğrayan kişiler çektiği ile kalıyor genellikle.

Adli makamlara biri hakkında suçlamada bulunup, iddiasını ispatlayamayan cezasını çekmeli. Ya elinde iddiasını ispatlayacak deliller olması ya da delil bulmak için emniyet güçlerinin ve psikoloji alanında çalışanların çok iyi araştırmalar ve görüşmeler yapması lazım. İnsanların hürriyeti ve şerefi bu kadar ucuz olmamalı.

15 Temmuz'dan sonra da çok kişi iftiraya uğradı. Çocuğunu babasıyla görüştürmek istemeyen bir kadının eski kocasını Fetöcü diye şikayet ettiği haberi vardı. Baba iki gün nezarethanede kalıp çıkıyor , masum olduğu bir ilgisi olmadığı anlaşılıyor fakat kadın iftira attığı için hiç ceza çekmiyor.

Bunun gibi daha nice olaylar duyuyoruz. İş yerinde sevmediği iş arkadaşlarını "Fetöcü" diye şikayet edenler var.

Ya da çalıştığı hayır kurumunda gayretli olduğu için hoşlanmadığı kişiyi vakıftan uzaklaştırmak ve diğer arkadaşlarının gözünden düşürmek için etrafa "Fetöcü" diye yayan kadınlar var.

Ya da fikrini sevmediği ya da kıskandığı kişiye Fetö iftirası atanlar var.

Ey Müfteriler! Bunlar kalmayacak yanlarınıza. İftirayı atanların ve yayanların Allah verecek cezasını.

Fakat bunun kanunlarla da cezası olmalı. İftira atanlar hiç bir delilleri olmadığı halde "Ben öyle hissettim, bana öyle geldi" deyip kurtulmamalılar. Hukuken ağır cezası olursa, insanlar dillerine hakim olup belki iftira atmaktan vazgeçerek manevi azaplardan da korunurlar.

Özellikle boşanma dönemlerinde iftiralar havada uçuşuyormuş. Hatta bazı avukatların hazır metinleri varmış. Bunları yazarsak nafaka ve tazminatı çok alırsınız, diye kadınlara imzalatıyorlarmış.

İftira için müvekkiline yol gösteren avukatlar için söyleyecek tek söz ateşleri bol olsun. İftira metinlerini imzalayan da zannetmesinler ki bu büyük günahın suçu sadece avukatın üzerine. Kendi de o iftiraların günahlarına ve ateşine avukatla birlikte ortaktır; aynı günahı ve sorumluluğu üstlenir. Ve kendi için de bir iftirayı ve büyük bir günahı yüklenmiş olur. İftira olduğunu anladığı halde mazluma ceza veren hakim de ayın günaha ve vebale ortaktır. Ateşleri bol olsun.

İftiraya uğrayanlar çok üzülüyorlar, üzülmeyin Allah her zaman mazlumların yanındadır. Esas iftirayı atanlara acımak lazım, dinlerini ve dünyalarını mahvettikleri için.

"Münâfık erkekler ve münâfık kadınlar birbirinden yanadır. Onlar kötü olanı emrederler, iyilikten menederler..." (Tevbe sûresi; 67)

"Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dost ve yardımcılarıdır. İyiliği emrederler, kötü olan şeylerden menederler..."(Tevbe sûresi; 71)

 

 

 


Bunlar da ilginizi Çekebilir

4 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz