Yeni Dünya Düzeninde Köle Olmak

Simgesi tek göz olan karanlık güçler Covit19 u kullanarak “Yeniden İnşa” dedikleri “Yeni Dünya Düzeni” kuruyor. Tüm dünyaya salınan korku eşliğinde, vaka sayısı aldatmacası, yanlış sonuç veren genetik iz sürme testleri PCR, güvenilirliği olmayan aşılar, yanlış tedavi protokolleri .

Küresel Çetenin başında dünyayı istila etmeye hazırlaan Çin Devleti ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)   var ki Başkanı olan Tedros Adhanom Ghebreyesus hakkında Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi”ne Etopya”da soykırım yaptığı iddiası ile şikayette bulunuldu, yargılanması söz konusu.

DSÖ nün foncusu ise Bill&Melinde Gates Vakfı. Bill Gates’in geri planında ise kendini üstür ırk gören karanlık güçler ve onların kuklaları var.

Bill Gates 2010 yılında TED konuşmasında dünya nüfusunun çok fazla olduğunu ve aşılarda ilerleme kaydedilirse nüfusun azaltılacağını söylüyor.

Tabii ki esas dertleri nüfusu azaltmak değil, insanları köleleştirerek, robotik çağı başlatmak ve dünyayı tek elden yönetmek. Kendi tabirleri ile “Büyük Sıfırlama” “Muhteşem Sıfırlama”, “Yeniden Başlangıç. Yani insanlığın sonu.

İlerleyen bilimle Tanrıcılık oynamaya heveslenen satanist çete dünyayı ele geçirmeye çalışıyor.

 Küresel Çetenin Bitmeyen Korku Senaryoları

 Korkan insan mantıklı düşünemez olur. Koronavirüste bunu çok açık şekilde gördük. Normalde hastaya moral motivasyon vermek gerekirken, medyadan hergün bir korku senaryosu, entübe görüntüleri ile sağlıklı insanları bile hasta ettiler.

 Küresel Çete yıllardır dünyayı küresel ısınma ile korkutuyor. Bunun yanında hayvanlar üzerinden kuş gribi, domuz gribi gibi denemelerle senelerce salgın algısı oluşturarak binlerce hayvanın öldürülmesine sebep oldular fakat hayvanlarla ilgili başlattıkları salgın yalanına ve aşılara pek çok ülke pirim vermeyince istedikleri başarıyı yakalayamadılar.

 Aşılar ellerindeki en büyük silah. Her yıl bir hastalık uydurup aşısını olmayanlara felaket senaryoları çizip durdular. Bu aşıların denendiği fakir ülkelerde kısırlık, felç gibi kalıcı hasarlarla pek çok insana zarar verdiler ve vermeye devam ediyorlar.

Salgın sırası insanlara geldiğinde Covid19 devreye girdi. Koronavirüs öldürücü bir virüs değil aslında. Korku pompalanarak insanların bağışıklığını düşürüp, yanlış tedavilerle ve aşılarla öldürücü hale getirilen bir virüs.

 Öldürücü bir virüs yapabilirlerdi fakat belki kontrol edememekten kendilerine ya da sevdiklerine de zarar vermekten korktukları için daha çok D vitamini ve iyot eksikliği olanlarda ağır geçirdikleri, milyonlarca kişinin de evinde hafif atlatabildiği bir virüsle işe koyuldular. Ellerindeki en büyük silah medyadan korku yaymaktı. Bunun devamını da küresel ısınma ve benzeri senaryolarla getirecekler.

Sentetik-Yapay Et- Vejeteryan Beslenme Kontrolü Kolay İnsanlar

Covit19 ilk çıkışında virüsün insandan insana bulaşmadığı hayvandan insana bulaştığı yönünde açıklamalar var. Fakat daha sonra açıklamayı insandan insana bulaşıyor diye çevirdiler. Hayvan konusu yine ellerinde patlayabilir diye düşünmüş olmalılar ki hayvandan bulaş ile başlamadılar fakat konuyu oraya getiriyorlar. DSÖ Başkanı birkaç gün önce tüm dünyada canlı hayvan pazarlarının kapanması gerektiğini bu pazarlardan virüs yayıldığını iddia etti. Kurban kesmek de yakın zamanlarda yasaklanabilir.

Bill Gates’in en büyük hedeflerinden biri insanları daha iyi kontrol edebilmek için hayvansal gıdadan uzak tutmak. Hayvansal gıdalar üremeden tutun hafızayı canlı tutmaya ve mücadele azmine kadar pek çok konuda insan üzerinde etkilidir.

Bill&Melinde Gates Vakfı satın aldıkları bilim adım kisvesindeki insanlara vejeteryanlık ve vegan olamaya övgü yayınları yaptırdı yıllarca dijital medyada. Yayınlara inanan özellikle gençler arasında vejeteryan beslenme hızla yayılıyor.

“Hayvan öldürmeden” sloganıyla sunulan sentetik et ya da yapay et denilen içinde et olmayan hangi hayvanın hücresinden aldıklarını bilemeyeceğimiz hayvan hücreleri ile etsiz et üretimine ülkemizin de içinde olduğu pek çok ülkede başlandı.

 Prens Charles’ın Önderliğinde Büyük Sıfırlama

Büyük Reset Mayıs 2020 de İngiltere Prensi Charles ve  Dünya Ekonomik

Formu (WEF) kurucusu ve başkanı Klaus Schwab  tarafından tanıtıldı.Projeye destekler gelirken Kanadalı Milletvekili Pierre Poilievre bu projeyle salgını kullanarak riskli bir deney yapmaya çalıştıkları söyleyerek itiraz etti. “Büyük SıfırlamayıDurdurmak” “StopTheGreatReset” çağrısı ile dilekçe vererek üç gün içerisinde 80.000 imza toplayarak durdurdu.Resmi olarak durdurulan bu hareket gayri resmi olarak devam ediyor.

Tüm dünyada Büyük Sıfırlanma’nın Yeni Dünya Düzeni kurmak için kullanılacağı eleştirileri yoğun olarak artıyor fakat yıllardır buna hazırlanan küresel çeteyi vazgeçirmek çok da kolay olmayacak. Tam da Covid19 ile dünyanın pek çok ülkesinde bir panik oluşturulmuşken insanlar istemiyormuş diye vazgeçmeyecekler elbette. Ancak yeterince tepki gördüklerinde durabilirler.

Ülkelere Koronavirüs Önlemleri Baskısı- Magufili –Lukaşenko Kahramanlığı

Küresel Çete kimi ülkelerin liderlerini para ile satın alarak, kimini tehdit ederek bu korku salgınının içine çekti. Bazı ülkelerde halkın uyanışına rağmen hükümetler ısrarla koronavirüs üzerinden halkın insan halklarını gasp etmeye devam ediyorlar.

Küresel Çetenin baskısını kabul etmeyen bazı ülke liderleri de oldu. Tanzanya Başkanı Magufili salgın olduğunu kabul etmedi. Bunu halkına göstermek için meyvelerden alınan örneklerin üzerine insan ismi yazarak laboratuara gönderdi. Bazı meyvelerin PCR testleri pozitif çıktı. Hiçbir önlem almadığı halde ülkede salgından ölen olmadı fakat Küresel Çete oyunlarının bozulmasını istemedikleri için Magufuli’yi Mart2021 de öldürdüler. Magufuli bir kahraman olarak pek çok ülkede anılıyor.

Koronavürüsü umursamayan tek Avrupa ülkesi olan Belarus’un Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko ülkede hiçbir önlem almadı.

Lukaşenko, aşırı kaygı ve psikozun, virüsün kendinden çok daha tehlikeli olduğunu vurguluyor. Hastanelere giderek korono hastalarının elini tutup sohbet ediyor. Koronavirüsün çaresinin “traktör” tarım olduğunu vurguluyor. Bu çok anlamlı.

Lukaşenko ayrıca ülkesinin istihbarat servisine halk arasında panik yayan "alçakları yakalama" talimatı verdi.Korona aşısı olmayacağını da açıkladı.

Lukaşenko’ya ve çocuklarına yönelik Nisan 2021 de suikast  girişimi son dakika fark edilerek durduruldu. Lukaşenko yakalananların konuşturulması üzerine suikast planının ABD istihbarat kaynaklı olduğunu açıkladı. Allah’ın takdir ettiği ölüm vakti gelmeyen kişiyi kimse öldüremez.Küresel Şeytanlar emellerine ulaşamadılar.

Türkmenistan’da devlet hiçbir önlem almadı ve ülkede maske takana ve korona ile halkı korkutana ceza veriliyor.

 İsveç hükümeti sosyal mesafe kuralına uyma çağrısı dışında hiçbir önlem almadı ve durum diğer ülkelerden daha farklı değil.

Bunun dışında koronavirüsü takmayan pek çok Afrika ülkesi de var. Hiçbirinde de anormal ölümler yok. En yakınımızda Suriye’de bile hiçbir korona önlemi yok bir salgın da yok.

Ülkenin Sağlığı DSÖ ye Emanet  (Başkanı Soykırımdan Yargılanacak Olan Örgüt)

Ülkemize gelince maalesef ki hükümet küresel çetenin baskılarına boyun eğmiş görünüyor. DSÖ nün Ankara ve Gaziantep de ofisi vardı zaten Koronavirüs takibi için acil İstanbul’da da ofis açıldı 2020 de.

Koronavirüs sürecini ülkemizde DSÖ yürütüyor. Her ne kadar kararları başında Sağlık Bakanı’nın olduğu Bilim Kurulu alıyormuş gibi dursa da esas kararlar DSÖ tarafından veriliyor.

Büyük ihtimal Küresel Çete Hükümete ya baskı yaparak ya da onları da yeni dünya düzenine ikna ederek bu şaibeli durumun içine katmışlar.

Cumhurbaşkanı 20 bin kişilik salonlarda kongre yaparak tehlikeli bir salgının olmadığını hareketleri ile gösterse de medya illüzyonundaki halktan bunu okuyacak kişi sayısı az.

Korona Tedavisinde Kullanılan İlaçlar ve Aşı Güvenli mi?

 Halkı uyanışa geçen ülkeler Koronavirüs tedbirlerini kaldırmaya başladılar. ABD de pek çok eyalette tedbirler kaldırıldı ve hiçbirinde de anormal ölümler yok.

Korona tedavisi sonrasında özellikle kalp krizinden ölümler olması ile tedavide kullanılan ilaçlar sorgulanmaya başladı. Ölümler koronadan mı yoksa tedavide kullanılan organ yetmezliği gibi yan etkileri yüksek ilaçlardan mı diye çıkan tartışmalar üzerine DSÖ de Korona tedavisi için kullanılan bazı ilaçların yan etkilerinden dolayı tehlikeli olduğunu kabul etti.

Aynı yan etkiler aşılarda da ortaya çıkmaya başladı. Danimarka yan etkisi yüksek aşıları fakir ülkelere göndermeye karar verdi. Almanya’da aşı sonrası görülen beyin kanamaları sebebiyle aşılara yaş sınırlaması getirildi.

Normalde bir aşının üretildikten sonra beş yıl yan etkilerinin denekler üzerinde takip edilmesi gerekiyor ki onay alması beş yıl. Fakat acil durum denilerek kimsenin sorumluluk almadığı aşılar yapılan kişiden herhangi bir zarara karşı hak iddia etmeyeceğine dair onam alınarak yapılıyor. Hiçbir aşı firması aşılara güvence vermiyor, sorumluluk almıyor. Bazı ülkelerde aşı olanlara sağlık sigortası yapmayı kabul etmiyor sigorta şirketleri.

Üzerinden bir yıl geçmiş ve etkisi hafiflemiş mutasyona uğramış bir virüs için yapılan aşıların insanlarda ne gibi etkiler oluşturacağı henüz belli değil. İnsanlar denek olarak kullanılıyor.

Küresel Çete aşı konusunu çok önemsiyor. Tüm dünyada ancak aşılar sonrası bir rahatlama olabilir fakat virüsün bitmesini beklemeyin deyip duruyorlar.

Ülkemizde de aşı sonrası virüse ağır yakalanıp ölen insanlar olduğu gerçeğini Bakanlık görmezden gelerek hiçbir açıklama yapmıyor.

Aşılar sonrası ülkemizde korona sayılarının artması da acaba virüs aşılardan mı yayılıyor tartışmasını da beraberinde getiriyor.

 Şüpheli Pek Çok Durum ve Otopsi Yasak

Her gün korku pompalayan satılmış medyanın büyüsünden halkın bir an önce çıkıp gerçekleri görmesi lazım.Yoksa işimiz zor görünüyor.

Virüs tespiti için sonuçları güvenilir olmayan genetik iz sürme testi PCR ile virüs bulmaya çalışılıyor, hasta sayıları düşük olduğu için vaka sayıları üzerinden halk korkutuluyor, yan etkisi çok ilaçlar yüksek dozlarda yaşlı genç demeden hastalık belirtisi göstermeyenlere bile leblebi gibi veriliyor, ölümler ilaçlardan mı, koronadan mı, ya da başka bir sebepten mi diye öğrenemiyorsunuz zira korona sayılan ölümler sonrası otopsi yasaklanıyor, akıl almaz işler normal gibi yapılıyor. Ölümle korkutulmuş halk ağzında maske nefes almaya korkarak sormuyor sorgulamıyor.Ne oluyor diye tutarsızlıkları soranlara mantıklı cevap vermek yerine hakaret ediliyor.

Tedbir mi Kölelik Sistemine Hazırlık mı?

Koronavirüs tedbirleri adı altında bütün insanı haklarımızı kaybediyoruz. Çin usulü HES kodu ile takip ediliyor, cezalandırılıyoruz.

Çin gibi vatandaşlık puanlama sistemi başladı.Gaziantep öncü oldu.

Bilimsel olarak hiçbir koruyuculuğu olmayan hatta zararları hakkında bilimsel makaleler olan maskeler açık alanda bile dayatılıyor. Açık alanda oksijen almak 900 lira oldu.

Ayakkabı timleri kuruldu kapılardan ayakkabı sayıp misafir kabul edenlere ceza yazılacak.

İnsanlara yan etkisinden bahsetmeden “Yan etkisi mutluluk” diyerek aşı dayatılıyor. Bir sonraki adımda aşı yaptırmayanlara ceza gelebilecek. Aşı yaptırmayanlar HES ile işaretlenirse HES ile girilen hiçbir yere girilemeyebilir.

Hatta aşı yaptırmayanlara para cezası gelsin diyen Vekiller oldu.

Hafta sonu halk eve hapsedilirken turistler her yerde hiçbir yasağa uymadan gezip memleketin keyfini sürüyorlar. Eğer gerçekten öldürücü bir salgın olsa turistler hiç gelir mi?

Ülkeleri göndermez zaten. Turiste bulaşmayan virüs halka nasıl bulaşıyor?

Yazı Tarihi: 19 Nisan 2021 




Bunlar da ilginizi Çekebilir

0 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz