İlk Fark Ediş

35_bİnsan, çocuğu küçükken emanet fikrine çok daha uygun davranışlarda bulunuyor sanırım. Oysa çocuklar büyümeye, keşfetmeye başladıkça bu bilgi yerini çoktan “ Hiç söz dinlemiyor” sahipçiliğine bırakıyor.

Genel olarak anneler, çocukları olduktan sonra kendilerini daha sabırlı diye nitelendirseler de durumun gerçekte böyle olmadığını düşünüyorum ben. İnsan, sabırsızlığı ile yüzleşmeden sabrını arttıramıyor zira.

Çocuğunun; ayakkabısını yavaşça bağlamasına ve yemek yemesine sabredemeyen annelerin, çocukla sabır kelimesini yan yana getirmelerinin pek mümkün gözükmediği aşikar değil mi?

Benim için de böyleydi durum. Büyük kızım henüz bebekken, onu anlamaya çalışmak, her şey yolundaysa eğer çok daha kolaydı. Onun ve kızımla aynı aylarda olan etrafımızdaki tüm bebeklerin ne demek istediğini anlıyordum. Çünkü zihnim, “anlaşılmaktan” öte; onu “anlamaya” programlıydı ve her şey istediğim gibiyken bunu yapmak çok zor olmuyordu benim için.

AMA BİRGÜN...

Büyük kızımın bir yaşında olduğu dönemlerdi. Kızım her şeyi karıştırıyor, kitaplarımı günde beş kez indiriyor; tencereleri dolaptan çıkarıp kafasına geçiriyor ve önümüzde ne varsa sıcak, soğuk demeden çekiyordu. Merak duygusunun onu yönlendirdiği tüm çocukluğu yapıyordu yani. Bir gün, benim dalgınlığımdan da yararlanıp aniden sıcak, büyük bir fincan çayı hızlıca çektiği an korku ve paniğin de etkisiyle “ hiç istemediğim o sese” ulaştığımda fark ettim: Bildiğim her şey “sakin zamanlarda aklıma gelen”, içselleştirmediğim bilgilermiş meğer.

Kızımı kucağıma alıp sakinleştikten sonra, sabredemediğim ve öfkelendiğim anları kontrol edemezsem bildiğim hiçbir şeyin işe yaramayacağını anladım. Üstelik istemediğim o ton, beni sıkça ziyarete gelecek ve ben memnun olmasam da “ Ama o da hak etti!” sığınmalarıyla kurtaracaktım kendimi yaptıklarımın pişmanlığından. O zamana kadar çokça şey okumuş; birçoğunda olduğu gibi, bu konuda da bilgi sahibi olduğuma inanmıştım. Oysa bilmek yetmiyor tek başına işte. Bildiklerimiz tek tek imtihan olup süzülünce hayatımıza, böyle zayıf alabiliyoruz nihayetinde.

O an, benim “sabırsızlığımı” fark ettiğim ilk andı. Bana; çocuğum olduktan sonra uğrayan o hal, kaçtığım davranış biçiminin ne kadar yakınında durduğumu hatırlattı.

Nihayetinde hepimiz sakin zamanların iyi insanlarıyız. Oysa söz konusu kriz anları olduğunda ortaya çıkıyor ne kadar sakin kalıp kalmadığımız. Ben o an, bundan sonra yenilenecek her kriz anına o kadar da hazırlıklı olmadığımı anladım. O andan itibaren beni sinirlendiren şeylerin ardındakilere odaklanmaya başladım. Zira; bir çocuğa ya da davranışa kızmaktan öte, o anın bende oluşturduğu “hisse” idi aslında tüm kızgınlığım. Kendimi kötü hissettiren o anlara odaklanırsam hislerimin beni götüreceği uzun yolculuğa da hazır olmam gerektiğini biliyordum.

yazının devamı için:

http://www.gazetevahdet.com/ilk-fark-edis-282yy.htm


Bunlar da ilginizi Çekebilir

0 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz