Otuz iki

Otuz iki yıl önce dün yoktum...Bugün doğmuşum...İşte bu yüzden acizim...

Çocuk oldum önce,sonra abla,kuzen,arkadaş, dost,öğrenci, eş, gelin, anne...Bazen hiç geçmeyecek sandım zaman, bazense nasıl da hızla geçti dedim.

Acılarımı hep sevdim.Sanki hikayemden onları çıkarırsam anlatacak bir şeyim olmayacak gibi...Ama şimdiki zamanı da çok sevdim. Bütün rollerim kulluğumun bir imtihanı biliyorum. Her gün başka bir zaafımı farkediyorum. Her gün büyüyorum...

***

Bazen okuduğum herkesi haklı buluyorum. O zaman henüz yeterince büyümediğimi düşünüyorum. Bazense bir gencin hayallerine karışıp ne kadar da yaşlanmışım diyorum.

Bir süredir nasıl yaşlanmak istediğime dair planlarım var.(şayet yaşamak nasip olursa) Kendime maddeler çıkarıyorum. Bilmem ne kadarına yakın düşerim...

***

Biz erken büyümek zorunda kalan bir nesil olduk . On sekiz yaşında üniversite kapısında farkedince hayatın gerçeğini o gün bugündür cümlelere sığınırım... Hiç bir şey öğretemesem de yavrularıma; isterim ki hayatın alternatiflerine inansınlar.Kapanan kapılar umutsuzluğa düşürmesin onları. Başka bir kapı edilen bir duayla açılmayı bekliyordur; kim bilir...

***

Otuzdan sonra her doğum günü hüzünlendiriyor sanki insanı. (yoksa ben erken mi başladım hüzne) Artık zamanı hızla büyüyen çocuklarla ölçecek yaşlardayız nihayetinde... Düşünecek, konuşacak ,okuyacak ve yaşayacak günleri hızla eskitmekteyiz...

İnşallah "niçin yaratıldığını " keşfedenlerden olurum(z)... ve inşallah bir yerlerde birilerinin dualarına ismen karışırım...

tugbaakbeyinan@gmail.com

 

 


Bunlar da ilginizi Çekebilir

33 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz