Problem Çözmek mi?Problem Karşısında Çözülmek mi?



Kıymetli eşimle ayrı düştüğümüz noktalardan biri kızımız büyürken eşyalara verdiği zararlardan sonra yaşadığımız diyaloglarda görülür;

Gülru elindeki boyayla parkeyi boyar,eşim görür ve bana dönüp;

-Elinden alsan şu boyayı,hatta mümkünse vermesen der.

Ya da hamuru oynadığı kilimden taşırdıysa ve ortalık biraz battıysa,yine;

-Niye hamur alıyorsun ki,daha küçük,kaldıralım hamurları der.

Bu diyalogları yaşadıkça, çözülmesi gereken problemlerle karşılaştıkça ve üçüncü sayfa haberleri duydukça aslında bu durumun yalnızca eşime ait bir hal olmadıgını daha iyi anlıyorum.Biz çocukluğumuzdan itibaren bir problemle karşılaştığımızda problemi çözmek için iki yöntemle eğitiliyoruz.

Tehdit ve şiddet(meseleyi ortadan kaldırma)...

Çoğumuz : Çocuk kafasını masaya çarptıgında masayı döven,

Çocuk halıya boya döktüğünde boyayı elinden alıp uzun sür vermeyen,

Parkta tehlikeli hareketler yapan çocuğu o zaman seni eve götürürüm diye tehdit eden,

Bundan sonra seninle konuşmuyorum diyen,

Kızdırma beni seni ayağımın altına alırım diyen,

O zaman seni sevmiyorum diyen,

En ufak bir sinir anında hemen elini kaldıran,

Biri çocuğumuza vurduğunda sen de ona vur diyen,

Sana analık hakkımı helal etmem diyen,

Evlenince eşine surat asan,karı koca münasebetlerini ima eden tehditler eden,

Dediğini yaptırmanın ekonomik tehditle olacağını sanan,

Seni ananın evine gönderirim diyen,

Canımızı sıkan birine geçmişte yaptığı hatayı hatırlatan diyalogların muhatabı ya da söyleyeni olduk.

Bu sebeple karşılaştığımız en küçük problemde aklımıza ya tehdit etmek ya da şiddet uygulamak geliyor.

Bu durum hiç bir şeyi çözmüyor tabi.Anlık sukunet hallerini çözüm gibi algılıyoruz sıklıkla.

*****

Hayata karşı duruş yerimiz, problemi çözerken ki halimizle belli oluyor bana kalırsa. Kriz anını yöntemiyorsak kendimizle, hayatla, insanla diyalogumuzda çözemediğimiz problemlerin çığ haline dönüşünü seyretmek zorunda kalıyoruz. Problemi çözen değil ,problem karşısında çözülüveren oluyoruz. Sonra o hali toplamak için savunma mekanizmalarının peşinden koşturup duruyoruz...

Çocuklarsa büyürken muhatap oldukları dil ve şahit oldukları gerçeklerle, zaman içinde basit hayat problemlerini bile havuz problemi gibi gören ergenler haline dönüşüveriyorlar.

Herkes problemlerini nasıl çözdüğüne bir bakmalı bence...Öğretildiği gibi mi çözüyoruz problemleri ? Yoksa farklı yolların da olabileceği bilinciyle mi?

Yani problemi çözmeye mi adayız ? Problem karşısında çözülmeye mi ? Bu sorunun cevabı verecektir krizler karşısındaki duruş yerimizi.

tugbaakbeyinan@gmail.com




 


Bunlar da ilginizi Çekebilir

6 Yorum Yorum Yaz

Yorum Yaz